Ana Sayfa / Yazarlar / Sap, Sapı, Sapık

Sap, Sapı, Sapık

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Sap
Sapı,
Sapık

Sap, değişik anlamlara gelen bir kelime. Hatta bazen kelime bile değil, hece.
Sap; ekinin başağı alınmış kısmı..
Sap; kazmaya, küreğe, kesere baltaya takılan uzun sopa.
Armutun sapı,
Keser sapı,
Kürek sapı,
Balta sapı,
Kazma sapı..
Sap, deyimlerimizde de sıkça kullanılan, anlam zenginliği olan bir kelime.
Sap gibi adam..
Sap gibi kalakalmak..
İpe sapa gelmez..
İpsiz sapsız..
Sapla samanı karıştırmak..

Kazma sapındaki isim olan ‘sap’la sesteş olan ama aynı anlamda olmayan bir ‘sap’ kelimemiz daha var..
Sapmak kelimesinin kökü..
Yüz metre ilerde sağa sap.. Yol ve yön değiştir.
Emir kipinde bir fiil..
Fiilden türetilmiş isimlerimiz var;
Sapak,
Sapık,
Sapkın..

Sapmak kelimesi,
eskiden ‘masdar’ diye öğretilen, hal bildiren bir kelime..
Yoldan sapmak.
Ana yoldan, doğru yoldan başka tarafa sapmış, yolu değiştirmiş, yolunu kaybetmiş, yanlış yola girmiş insanların durumunu anlatmak için ‘yolu sapıtmış’ deriz..

Sapur supur konuşmak diye bir ikilememiz de var..
Yani, aklî melekeleri hiç gelişmemiş ya da bu meleklerini sonradan kaybetmiş, bunamış insanların yahut da cahil, kaba-saba, görgüsüz insanların mantıksız, anlamsız, münasebetsiz, ölçüsüz, seviyesiz, saçma sapan konuşmalarını tarif için; o ne dediğini bilmiyor, sapur supur konuşuyor deriz..

Akli melekelerini kaybetme, bunama halini ifade etmek için ‘sapıtmak’ ifadesini kullanırız.
O yaşlı teyzeye uğradım geçen gün.
Artık iyice sapıtmış..

İmanî, fikrî, itikadî açıdan yoldan, çizgiden çıkmış insanlar için de sapıtmış ifadesini kullanırız.
Ya da kısaca sapık deriz..
Fikrî sapık, itikadî sapık..
Arapçası dalâlet..
Dalalet ehli, ehli dalalet..

Bir de insanlığın ortak akıl ve ahlak değerlerinden fırlayıp düşmüş; hukukun kabul etmediği, dünyanın neresine giderseniz gidin ayıp sayılan, günah sayılan, suç sayılan, kınanan, cezalandırılan, dışlanan, reddedilen cinsî sapkınlıklar ve sapıklar var..
Erkek erkeğe, kadın kadına..
Hayvanlarla, çocuklarla, aile içi..
Anması bile insanı iğrendiren, utandıran cinsel sapmalar, sapkınlıklar ve sapıklar..

Sokakta yüz kişiye sorduk;
Sapık nedir, kime sapık denir?
Hiç şüphesiz en popüler cevap; cinsî sapıklar olacaktır.

Peki, kimdir bu insanlar?
Alınlarında sapık yazar mı?
Nerelerde, hangi iklimde yetişirler?
Nerelerde, nasıl, kimlerle yaşarlar?
Ne yer, ne içerler?
Kimler eliyle, nasıl yetiştirilirler?

Devletlerin, milletlerin, kurumlarım sapık üretme çiftlikleri, fabrika ve atelyeleri var mıdır?
Mesela okullar sapık üretim merkezleri midir?
İlkokullar, ortaokullar, liseler, üniversiteler sapık yetiştirmek için mi kuruluşlardır?

İmam Hatipliler ya da kolejler ya da Fen Liseleri, ya da Anadolu Liseleri, yahut meslek liseleri sapık yetiştirmek için mi açılmıştır?
O da İmam-Hatipte okudu, sapıklığı oradan geliyor diyen biri dolaylı ya da doğrudan bu okulların sapık yetiştirmek için açılmış okullar olduğunu iddia etmiş olmuyor mu?

Dahası devletin ve bütün milli eğitim sisteminin sapık yetiştirdigini iddia etmiş olmuyor mu?
Çünkü bu okulların binasını devlet yapar.
Açılma iznini devlet verir. Öğretmenini devlet yetiştirir, devlet atar, maaşını devlet verir, denetimini devlet yapar. Kitabını, müfredatını, ders saatini hatta teneffüsünü bile devlet belirler.

En güvenilir markaların üretildiği fabrikadan da bozuk, defolu ürün çıkabildiği gibi okullardan da, kurumlardan da, gruplardan da, camialardan da, şehirlerden de, milletlerden de, devletlerden de, ideolojilerden de sapıklar çıkar, çıkabilir ve çıkıyor.
Sanat camiasından da çıkar, spor camiasından da, eğitim camiasından da, siyaset camiasından da çıkabilir..

Bunun yanında devletleri, milletleri bozmak, nesilleri çökertmek, için çalışan organize sapık üretim merkezleri de vardır elbette.
Her terör örgütü, her suç örgütü, uyuşturucu ticareti, kadın ticareti yapan gruplar insanlar ve yapılar sapık üretim ve istihdam merkezleri gibi çalışmaktadırlar..
Onları görmeyip, onlara laf atmayıp İman Hatiplere laf atılması sonnderece ilginçtir, düşündürücüdür.

Milletlere, milli değerlere, insani değerlere, medeniyet birikimlerine, dinlere ve dini değerlere alenen saldıran;
fuhşa, içki ve kumara, eğlenceye, uyuşturucuya bağımlı yaparak genç nesilleri esir alıp yok etmeye çalışan yapılarla can ciğer kuzu sarması gibi yaşayanlar nedense sürekli devlete, millete, milli ve manevi değerlere, o değerleri savunan kişi, grup ve kurumlara saldırmak için kurulmuş, kurgulanmış robotlar, guguklu saatler, papağanlar gibiler adeta..

Masum insanlara, temiz insanlara iftira atmak, çamur atmak; grupları, kurumları toptan karalamak, aşağılamak hukuktan, ahlaktan, insaftan, adaletten sapmaktır; fikri, ahlaki sapıklıktır. Fakat bunların kendi akılları, fikirleri, iradeleri, cezai ehliyetleri var mıdır, yok mudur emin olamıyor insan..

“Dinime ta’n eden bâri müselman olsa..” demiş şair..
Bir başkası “kelp tahirdir..” demiş..

Haçlılar, Ermeni-Rum çeteciler Osmanlıya barbar dediler diye Osmanlı devleti ve milleti barbar olmadı elbette.
PKK’lılar bizim askerimize, polisimize faşist dediler diye ne o teröristler aklandı, ne de bizim askerimiz karalandı..

Bireysel özgürlük, prangaları kırmak vb diye gençler her türlü sapkın ise ve ilişkiye teşvik edilip, cesaretlendirilirken evinde çoluk çocuğuyla oturan, camide namazını kılan, işinde gücündeki tertemiz insanları sapık ilan etmek insanlığın yerin dibine geçtiği andır.

Ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde zinanın serbest olduğunu biliyoruz.
Lezbiyenlik, transseksüellik, biseksüellik, geylik vb işlerin yasallaşması için mücadele verenlerin gemi azıya aldığı, onları savunmak için yürüyüşler tertip edildiği bu yürüyüşlere de “Onur Yürüyüşü” dendiği bir ortamda sapık kavramının anlamını merak ediyorum.
Lgbt’yi savunan bir kişi kime sapık diyor olabilir.
Onun lügatinda sapık kelimesinin anlam karşılığı nedir, merak ediyorum.

LGBT’liler, Manukyan’ın sermayeleri imam hatiplere sapık derse ne olur, ne anlaşılır acaba..

Geçtiğimiz yıllarda bir TV programcısı, Alevi kardeşlerimizin ahlak ve namuslarına yönelik, rencide edici, asla kabul edilemez bir söz söylemişti.
Sonuç;
Şöhretin zirvesindeyken bir gecede bütün hayatı alt üst oluvermiş, ekranlardan bir gecede silinivermişti..

Peki müslüman, milliyetçi, muhafazakâr, dindar Türkler’in canı yakıldığında, namuslarına, şereflerine laf atıldığında ötelere bakıp ıslık çalan ‘canım ne var bunda’ diyen, ‘abartmayalım, sakin olalım, provokasyona gelmeyelim’ ayaklarına yatan, ‘o sözü soyleyeli kaç ay olmuş, bu gün mü aklınız başınıza geldi’ diyen kim olursa olsun ahlaktan, haktan, hukuktan, adaletten, asgari insanlık değerlerinden sapmış olmaz mı?

İmam Hatip camiası da en az Alevi, laik, seküler, feminist, komünist yurttaşlar kadar namuslu, şereflidir..
Onların hakları da saygındır, kutsaldır.

İnsaf, sağduyu, adalet, haklara saygı…
“Ellere var da bize yoh mi…”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Teşekkür ediyorum bütün yönleriyle konuyu açıkça izah etmişsiniz. Daha fazla tevile gerek yok. Rabbimiz Türk milletine basiret versin. Toplumumuza cumhuriyet ile beraber giydirilen Deli gömleğini bir türlü üzerimizden atamıyoruz maalesef. Aslında Cumhuriyetin bir kabahati yok. Ama Cumhuriyet rejimini bu güne kadar uygulayalar böyle getirmişler ve topluma dayatmışlardır. İşin kaynağı taa oralarda aranmalıdır bence.. Kaynak tesbit edilir ve Türk milleti bu tesbiti kavrayabilirse çözümler geliştirilir ve milletin kabullenmesi daha kolay olur diye düşünüyorum selam ve dua ile

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İnkılâplar Neticesinde…

Uyku, âlem-i yakaza ile âlem-i misal arasında bir köprüdür. Misal, âlem-i cismaniyle âlem-i ruhanî arasında bir köprüdür. …

Kapat