Bahriyede 15 yıl görev yaptım. Bu süre içinde bazı sorunlar yaşamış olsam da çok şükür hiç ara vermeden orucumu tutabildim. Bu durum göründüğü gibi kolay değildir zira çeşitli bahanelerle orucumuzu bozmamız istenirdi. Koskoca savaş gemisinde birkaç kişinin oruç tutabildiği günler olmuştur.
Gerçi seferi durumda ve bazı özel şartlarda oruç tehir edilip Ramazandan sonra da tutulabilir. Buna ruhsat veriliyor. Lakin çoğu zaman keyfi nedenlerle yasaklamalar oluyordu. Hâlbuki din; Allah ile kul arasındadır, buna kimsenin karışmaya hakkı yoktur. Eğer askerlik ve eğitim gibi nedenlerle oruç tutmak güçleşiyor ise komutanların görevi sadece tavsiyede bulunmaktır. Bundan fazlasına karışmak vicdan özgürlüğüne aykırı bir tutumdur.
Her ne ise… Bahriyede bir çok defa oruç tutmak yasaklandığı halde nedense sert tepki vereceğimi düşündüklerinden olsa gerek bana kimse karışmıyordu. Özellikle tatbikatlara çıktığımızda gemi komutanları oruç tutulmasını yasaklar tutan personelin cezalandırılacağını söylerlerdi. Diğer zamanlarda yani liman süresince oruç tutmak isteyenlere yemek çıkarılır kimseye zorluk çıkarılmazdı. En azından Harp Filosunda durum böyle idi.
Muhriplerde yani destroyer veya fırkateyn adı verilen savaş gemilerinde disiplin işleri 2. Komutan tarafından sağlanır. Hoş ticaret gemilerinde de bu işi 2. Kaptan yapar. Bahriye ile ticaret gemileri arasında birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bir benzerlik vardır. İkinci Komutan, Gemi Komutanının verdiği emirlerin yerine getirilip getirilmediğini kontrol eder aksine davrananları cezalandırır.
Ramazan ile ilgili yasaklar vardı lakin oruç tuttuğu için cezalandırılan hiçbir askere rastlamadım. Belki benim çalıştığım gemilere has bir durumdur. Görev esnasında 2. Komutanlar ile konuşurken çocukluğumdan beri hiç Ramazan orucuna ara vermediğimi söylerdim. Onlar da bana karışmazlar hatta yasak olarak ilan edilen tatbikatlar esnasında bile iftar yemeğinde gördükleri vakit “Allah kabul etsin” derlerdi.
Tatbikat bittiğinde Ramazan mesaisi uygulanır yemekler iftar saatine göre ayarlanır, Ramazan ayının coşkusu ve güzelliği tüm gemiye yayılırdı. Tabii ki bundan mahrum kalanlarda oldukça çoktu.
Gemi Komutanlarının neredeyse tamamının oruç tuttuğuna şahit olmuşumdur. Fakat bir tanesi çok ilginçti. Askeri okullarda dini konular ihmal edildiği için ne derece kötü sonuçlar doğurduğuna bir örnek olması bakımından ibretli olan bu olay umarım devlet yöneticilerini uyandırır ve akıllarını başlarına getirir. Zira cehaletin bu kadarına “pes” dedirtecek kadar anormal kişiler çıkabiliyordu.
Bir gemi komutanı, hem oruç tutar hem de gündüz vakti ilaç içerdi. Midesi mi rahatsızmış nedir? İlaç içerken de “modern bir insan” olduğunu söyler dinimizin akıl dini olduğunu ifade ederek oruçlu iken ilaç içmenin bir sakıncası olmadığını söylerdi. Bir çocuğun bile bildiği ve sağlık durumu elvermeyenlerin oruçlarını erteleyebileceği gerçeğini ne yazık ki bu Komutanımız öğrenememişti. Bütün subaylar durumun nezaketi gereği böyle bir şeyin olamayacağını bildikleri halde susarlar kendisine herhangi bir cevap veremezlerdi.
İşte dini bilgilerin hiç olmaz ise namaz, oruç gibi İslam’ın en önemli şartlarının askeri okullarda okutulması gerekliliği bu örnekten yola çıkılarak ne derece önemli olduğu anlaşılabilir. Dini eğitim verilmeyip bilakis “irtica” yaygaraları arasında insanı maymuna çevirip gülünç hale düşürebiliyorlar.
Allah bütün yöneticilerimize ve hassaten komutanlarımıza akıl, izan ve iman nasip etsin…
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020