"Malın en hayırlısı Allah yolunda infak (sarf) edilendir." Hadîs-i Şerîf. Hat: Davut Bektaş

Sebîlullah kavramı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

SEBÎLULLAH

Allah yolu. Fî edatı ile (fî sebîlillah) “Allah yolunda” anlamında, kendisine zekât verilmesi caiz olan bir sınıfı ifade eder. Bununla Allah yolunda cihad edenler kastedilir. Kur’ân-ı Kerîm’de, zekât verilecek sekiz sınıf bildirilirken; “Zekâtlar ancak fakirlerin, miskinlerin…, Allah yolunda cihad edenlerin ve yolcuların hakkıdır” (et-Tevbe, 9/60) buyurulur.

Allah için savaşa hazırlanmak veya savaşta olanlara silâh temin etmek, bunları donatmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için de zekât verilir.

Ebû Hanîfe ve Ebû Yusuf’a göre, zekât ancak mücahitlerin yoksul olanlarına verilir. İmam Şâfiî ve İmam Mâlik’e göre ise bu konuda mücahitler arasında zengin-yoksul ayırımı yapılmaz.

Hanbelîlere ve bazı Hanefîlere göre hac da “Allah yolunda” olmak demektir. Bu yüzden haccetmek isteyen kimselere zekât verilebilir. Çünkü, İbn Abbas (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre; “Bir kimse devesini Allah yoluna vakfetmiş, karısı ise haccetmek istemişti. Hz. Peygamber, kadına; “O deveye binerek haccet, çünkü hac da “fî sebîlillah (Allah yolunda)” sayılır” buyurmuştur” (Ebû Dâvud, Menâsik, 79; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, II, 874). Ancak nafilelerde genişlik bulunduğu için nâfile hac için zekât verilemez.

Diğer yandan büyük Hanefî hukukçusu el-Kâsânî (ö. 587/1191), el-Bedâyi’ adlı eserinde “fî Sebîlillah (Allah yolunda)” sınıfını “Allah’a yaklaştıran bütün işler” olarak tefsir etmiştir. Bu yüzden Allah’a itaat ve hayır yolunda bulunan kimseler, ihtiyaç sahibi ise bu sınıfa girer (el-Kâsanî, el-Bedâyi’, Beyrut 1394/1974, II, 45).

İmam Mâlik şöyle demiştir: Allah yolları çoktur. Fakat burada “Allah yolu”ndan cihad anlamının kastedilmiş bulunduğunda ihtilaf edildiğini bilmiyorum (ez-Zühaylî, a.g.e., II, 876; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul 1991, s. 544).

Hamdi DÖNDÜREN

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hisbe, İhtisab – Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib

Hisbe ( الحسبة ) Arapça’da “hesap etmek, saymak; yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen ihtisâb …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Şefkat Tokatları Risalesi / Onuncu Lem’a

Onuncu Lem’a Şefkat Tokatları Risalesi بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَا عَمِلَتْ …

Kapat