Ana Sayfa / Yazarlar / Sempozyum – Akman – Soma / Yunus MÜREBBİ

Sempozyum – Akman – Soma / Yunus MÜREBBİ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ü Ü

Yunus MÜREBBİ

SEMPOZYUM – AKMAN – SOMA

Selçuklu denilince aklımıza hemen Konya ve havalisi gelir…

Ne de olsa devletin merkezi…

Ama nedense Selçuklu Devletinde Kastamonu ve havalisinin yeri, önemi, değeri pek bilinmez…

Halbuki;

Selçuklu Devleti’nin ilk deniz aşırı fethini gerçekleştiren kumandan Çobanoğulları Beyliği kurucusu ve hükümdarı Hüsamettin Çoban Bey’den başkası değildir…

Sultan 1. Alaaddin Keykubad, Hüsamettin Çoban Bey’in Suğdak ve Kırım’da kazandığı zaferin ardından kendisini taltif ederken yanına Ertuğrul Gazi isminde bir Selçuklu kumandanını da katmıştır.

Yani asırlar boyunca cihanı titreten, adaleti ile gittiği yerlerde sadece toprağı değil gönülleri de fetheden Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Bey’in babası…

Ve bilir misiniz, Osmanlı Beyliği yıllar boyunca Çobanoğulları Beyliği’nin koruması ve himayesi altında yaşamıştır!

Dahası da var;

Anadolu’nun ilk darüşşifalarından birisi Kastamonu’dadır mesela…

Darüşşifa günümüzün Tıp Fakültesi demektir. Uygulama ve araştırma hastanesi demektir… Şimdi aklıma günümüzün Tıp Fakültesi geldi! Ama yeri değil…

Kastamonu, Selçuklu Devleti’nin önemli bir şehriydi. Kastamonu’da kurulu bulunan Çobanoğulları Beyliği Selçuklu Devleti’nin Bizans’a karşı bir kapısı, bir direği, bir savunma mekanizmasıydı. Kastamonu bir uç beyliği idi… Yani, Anadolu içlerindeki Müslüman – Türk ahalinin huzur ve güven içinde yaşaması için uçlarda kendini Bizans akınlarına siper eden akıncılardı…

Dahası da var;

Ama burada keselim…

Devamını ve burada aktarılanların ayrıntısını 22 – 23 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek olan “Malazgirt’ten Osmanlı’ya Selçuklu Sempozyumu” etkinliğine bırakalım…

Selçuklu Sempozyumunda 90 civarı bildiri ve üç haneli rakamlara ulaşan akademik kimlik Kastamonu’nun tarihi değerini ortaya koyacak…

Kastamonu Üniversitesi, ilmi sahada Kastamonu kimliği için oldukça önemli ve bir o kadar da güzel bir etkinliğe imza atacak önümüzdeki günlerde… Tarih bölümü öğretim üyelerinin aylardır canla başla çalıştıkları sempozyum ilmi bir toplantı olmasının ötesinde Kastamonu’yu tarihi kimliği ile tanıtacak çok önemli bir misyonu da yerine getirecek…

Tüm Kastamonu halkını 22 – 23 Mayıs tarihlerinde, memleketimizin ilmi ve akademik sahada prestijini yükseltmeye, il dışından ve yurt dışından gelen misafirlerimize misafirperverliğimizi göstermeye ve memleketimize olan duyarlılığımızı ortaya koymaya, kısacası 3 Mart Konferans salonuna davet ediyorum…

..

Kastamonu Üniversitesi, yaptığı ilmi ve akademik etkinlikler yanında bünyesinde bulunan öğretim üyelerinin çalışmalarıyla da Kastamonu kimliğine katkı sağlıyor… Bu öğretim üyelerinden birisi de Doç. Dr. Eyüp Akman… Şu ana kadar 16 kitaba imza atmış olan Akman, son kitabında “Osmanlı Nüfus Defterlerine Göre Kızılören ve Ahatlar Köyü(Araç) Soy Kütüğü” çalışmasına imza attı. Akman, son 14 yılda 16 kitaba imza atarak, üretkenliğini, gayretini ve Kastamonu kimliğine katkısını ortaya koymuş durumda. Yürekten tebrikler Eyüp Akman…

..

Türkiye, Soma’da yas tuttu…

Kara Elmas uğruna 274 can kara toprağa verildi…

Yürekler dağlandı, gözlerden gecenin zift karanlığında simsiyah kömür aktı, gözyaşı yerine…

Ve ne yazık ki, timsahlar yine gözyaşı döktü! Sedyeye uzanırken “ Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin!” diyen bu vatanın tertemiz yürekli evlatlarının gölgesine sığınanlar; yine kaldırım taşlarını, havai fişekleri, demir direkleri ellerine alıp meydanları yakıp yıktılar!

 Acımızı adam gibi yaşayamadık! Diyecektim ki, Anadolu’nun tertemiz yüreğini bizzat kendi sınıfımda gördüm… Kastamonu Üniversitesi Tarih bölümü birinci sınıf öğrencileri dün gece sessiz sedasız bir anma programı yaptı. Kimselere söylemeden, resimler çektirmeden, yedi cihana duyurmadan… Akif’in Asım’ı gibiydiler… Yatsı namazında Nasrullah Camii’nde buluştular… Ve namazın ardından Soma’da giden canlarımız için ellerini Yüce Mevla’ya açtılar… Ufuk Tidim, Mücahid Furkan Şeker, Adem Pilgi, Mehmet Alıcı, Tayfun Karakoca, Zafer Ekinci, Tekin Koyuncı… Yedi Güzel Adam… Alınlarınızdan öpüyorum… 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Musibetlere nasıl bakmalı?

Musibetlere nasıl bakmalı? Her şeyde olduğu gibi zelzele, hastalık, sel felaketi, savaşlar, yangın ve kazalar …

Kapat