KASTAMONUR.COM Sırlar ve Nurlar Şehrinden
Bir vekil, lağım gibi kullandığı sosyal medya hesabından bir şeyler akıtmış toplum ve siyaset gündemine..
Kastamonu Müftülüğü, Devletimizin en güzide kurumlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmi ve tüm prosedürlere uygun olarak, ilkokul öncesi çocuklara yönelik Kur’an Kursu açmış.
Biraz kreş, biraz ana sınıfı, biraz Kur’an kursu kıvamında, küçük çocukların hem oyun, hem eğlence hem de dini eğitimlerine katkı için ailelerine yardımcı olmak amacıyla açılan bu okul öncesi eğitim kurumlarına çok yoğun bir ilgi ve talep olduğu biliniyor.
Bu çocuklardan bir kısmı Kur’an okumayı öğrendikleri için de onları onore etmek maksadıyla aileleriyle birlikte bir gün tertip edilmiş. Sağolsunlar Kastamonu il müftüsü de çocukları sevindirmek için programa katılmış ve küçük de olsa çocuklara hediyeler vermiş.
Aynı gün, daha birkaç saat geçmeden bir vekil sosyal medya hesabından, güya iktidara laf çakmak için, o programda çekilen çocukların fotoğraflarını paylaşıyor, adeta kin kusuyor.
Hedefte sadece iktidar partisi olsa bize ne, onlar kendilerini savunurlar, savunsunlar.
Hedefte Kur’an var, üç beş yaşlarında çocuklar var, o çocukların aileleri var, din var, iman var, bir toplumun tüm manevi değerleri var.
Sayın vekil, sanki Kur’an bu hükümet döneminde nâzil olmuş gibi, daha önce tarihin hiç bir döneminde çocuklara Kuran eğitimi verilmemiş gibi, verilemezmiş gibi, verilmesi suçmuş gibi, hâşâ aşağılık, iğrenç bir şeymiş gibi bir algıya oynamış.
Çocukların rızası olmadan Kur’an eğitimi vermek insan hakları ihlaliymiş gibi, insanlık suçuymuş gibi bir algıya oynamış..
Sanki okula gönderilen, spora, baleye vb gönderilen çocukların hepsinin rızası alınmış gibi, alınmalıymış gibi..
İl Müftüsü Ahmet Süzen hocamız sanki büyük bir suç işlemiş gibi…
Müftüler Kur’an okuyan çocuklara hediye veremezmiş gibi..
Müftülerin ne iş yaptığından haberi yok mu bu zavallının?
Müftüler opera ve bale eğitimi alan, genç yaşta uyuşturucuyla, alkolle, cinsellikle, değişik suçlarla tanıştırılan çocuklara mı hediye vermeliydi y/a/arkadaş?
Ayrıca sen kimsin ya arkadaş?
Burası Kastamonu.
Bin yıldır İslamın ve Türklüğün kalesi. Biz bin yıldır Kur’an dedik, Kur’an okuduk, Kur’anla yaşadık, Kur’an için yaşadık ve savaştık. Sana batan bu mu ya arkadaş?
Yüz yıl öncesinden bağrında 17 bin evliya yattığı bilinen, evliyalar diyarı bir belde.
Padişahlara hocalar yetiştiren, şeyhler yetiştiren, âlimler yurdu bir belde. Sana batan bu mu ya arkadaş?
Bizim aslımız bu, neslimiz bu, dinimiz bu, imanımız bu, ikrarımız bu.
Sen kimsin peki, kimin vekili, kimin sözcüsüsün?
Kurtuluş savaşı verdiğimiz, Fransız, İtalyan, Yunan, İngiliz vb birilerinin sözcüsü ve vekili misin ya arkadaş?
Ya da kurtuluşu İngiliz, Amerikan mandasında, onlara tâbi, onların emrinde yaşamakta arayan mandacıların sözcülerinden misin ya arkadaş?
Yoksa Mübadele’de unutulanlardan, mübadeleden kurtulmak için döndüm diyenlerden birilerinin etkisinde misin, onların sözcülerinden, onların müvekkillerinden misin ya arkadaş?
Batı Trakya’da, Kızıl Sovyetlerde, Kızıl Çin’de cami yıkan, Kur’an yakan, müslüman kesenlerin yoldaşlarından, huydaşlarından mısın sen arkadaş?
Bu memleketin çocuğu senin yaptığını yapamaz, yazıktır…
Çocuğuna din öğretmek, Kur’an öğretmek, öğrettirmek her bir vatandaşın en tabi, en doğal hakkıdır. Devletin en önemli görevlerinden biri de budur.
Senin derdin kiminle ya arkadaş?
Sen kendini nerede görüyorsun, hak belirlemek, hak dağıtmak, had bildirmek senin neyine.
Sen kendi haddini bileceksin önce.
İzinsiz küçücük çocukları adeta suçlu gibi ifşa etmek hakkını sana kim verdi de sen velilerin hak ve vazifelerini sorguluyor, yargılıyorsun?
Müftülerin, Diyanetin kanunlarla belirlenmiş hak ve görevlerini umursamayıp, hak ve haddin olmayacak şekilde müftülere azar ve ayar çekiyorsun ya arkadaş?
Kastamonu Milletvekillerini, sivil toplum kuruluşlarını, eğitim ve diyanet sendikalarını, hukukçuları göreve çağırıyorum..
Bu arkadaş hukuk önünde bu topluma, ailelere, o çocuklara hesap vermeli, bu Y/arkadaştan hesap sorulmalı…
