İsmail AKSOY
|
Senin için her gün “anneler günü” annem!
Senin için sayfalar dolusu yazı yazılsa yine azdır.
Sen; tarifi imkânsız, sevgisi nihayetsiz, övgüsü limitsiz, şefkati katkısız bir lütufsun.
Seni bir güne sığdırmak, bir günde anlamak ve anlatmak ne mümkün?
Sen 364 gün unutulacak bir varlık değilsin ki…
Senin ayakların altındaki Cenneti bulabilmek, O’na (c.c) senin rızandan geçip ulaşabilmek…
Senin yerini doldurabilecek bir nesne, zat, şahıs yok ki?
Seninle her gün konuştuğumuzu, buluştuğumuzu, dertleştiğimizi biliyorsun.
Her Fatiha’nın ucunda, Yasinlerin son duasında sen varsın.
Şu an sen, takriben 86 yaşındasın.
Evliyâ meclisinde, Resûlullah’ın (s.a.v) yanı başındasın.
Okunan Kur’ân derslerinde senin alın terin var.
Hani hep derdin ya; “Allah güzel insanlarla buluştursun” diye.
Anneciğim, evladın ve evlatların hep nur meclislerinde, Kur’ân rahlelerinde sana rahmet ve mağfiret niyazındalar.
Elleri senin için duada, dilleri zikirde, zihinleri fikirde, senin emeklerini yâd edip seni ve babalarını mahcup etmemek için a’zâmî mertebede gayret içindeler. Sırat-ı mustakîmde hidâyet üzere olmanın şükrü ve şuuru içinde kulluğun aczi ve fakrını yaşıyor, senin dualarına muhtaç boynu bükük bir vaziyette Rahmeti sonsuzdan af ve mağfiret dileniyorlar.
Onların ilim tahsili için nasırlı ellerinle kazdığın topraklarda şimdi sen, gonca güller yetiştirmenin sükûnet ve huzurunu yaşarken, senin mâna iklimini yaşatmanın, helal sütüne lâyık olmanın cehd ve gayretini göstermeye çalışıyorlar.
Bütün anneler, anne olma vasfıyla ve sıfatıyla mübârek ve mukaddes varlıklardır.
Ebedî âleme intikal etmiş olan annelerin en büyük hediyesi; dua, Kur’ân, kelimât-ı mübarekeler, her türlü hayır ve hasenâttır.
Annelerine hissiz ve duygusuz evlatların da bir gün bu dualara muhtaç olacakları ne kadar kat’î ve kesin ise; Hakk’ın rızasının ebeveynin rızasından ve hoşnutluğundan geçtiğine dâir sağlam ve tahkikî bir iman da o kadar muhakkak ve açıktır.
Binde bir İlâhî şefkatin yansımalarına mazhar olmuş olan tüm annelerin, bu derin duygularını Allah namına kullanmaları şartıyla, yerli yerinde davranışa imza atmış olacaklarını ve Allah katında makbul bir dua hükmüne geçeceğini ifade etmemiz gerekiyor.
Bir tek güne sığmayacak kadar ulvî bir vazifenin tüm günlerde ifası, yüce Rabbimizin emridir.
Çünkü onlar bizim baş tacımız, gönül ilacımızdır.
Annelerin yüreği gamlı, yaslı, mahzun kalmasın.
Hürmete, alakaya, yardıma, desteğe, teselliye en layık varlıklara selam olsun.
Kabirleri Nur’la dolsun, Resûlullah şefaatçileri olsun.
Yaşayanlar sıhhat ve afiyet üzere mutlu ve umutlu olsun inşâllah.
- Şifa Kaynağımız Kur’ân / İsmail AKSOY - 5 Aralık 2017
- Bayram Sevinci / İsmail AKSOY - 23 Haziran 2017
- İnsan Neslinin Bekâsı İzdivâç Yoluyladır / İsmail AKSOY - 8 Şubat 2017
- Tekvînî ve Teklîfî Kanunlar / İsmail AKSOY - 5 Aralık 2016
- 1 Muharrem 1438 / İsmail AKSOY - 29 Eylül 2016
- Bayramların Dili / İsmail AKSOY - 3 Temmuz 2016
- Zamanın Yusuf’u Olabilmek / İsmail AKSOY - 14 Mayıs 2016
- Küresel Odaklar / İsmail AKSOY - 11 Mart 2016
- Kendini Anlamak / İsmail AKSOY - 29 Ocak 2016
- Da’vet Hak Din İslâm’adır / İsmail AKSOY - 29 Kasım 2015