Şerefli oruç ayı

.

Mübarek Ramazan’ın,

Kur’an’ın bu dünyaya

İnmesi tarafına bakan;
Hem Allah’ın Kitab’ının

En önemli geliş vakti

Olması yönüne,

Bakan hikmetleri var…

 

O pek çok hikmetlerden

Birisi de şudur:

 

Madem hikmet toluKur’an,

 Mübarek Ramazan’da

Allah tarafından gönderilmiş;

 

Onun geldiği vakte

Hazırlık olsun diye;

 

Ona hürmetimizi,

Güzelce göstermek için;

 

Semavi söz olan

Hak söz yüce Kur’an’ı,

Güzelce karşılamak için;

 

 İtibarlı ay Ramazan’da,

Nefislerin, aslı pes

Bütün ihtiyaçlarından,

Hem bir şeye yaramayan

Malayani hallerinden,

Uzak kalmak gerekiyor!

 

Bir taraftan yeme içmeyi

Terk ederek bu yönümüzle

Meleklere benzesek;

Kur’an’a hürmet için,

Bu durum bize pek yakışacak…

 

İlavesi o Kur’an’ı,   

Yeni bize gelmiş gibi

Bilsek, görsek, inansak;

Hem okusak, dinlesek;

Daha güzeli o Kur’an’ı

Büyük Peygamber Muhammed

Aleyhisselatü vesselam’dan

İşitiyor gibi dinlesek;

 

Ya da hak söz ol Kitab’ı

Peygamber’e (as) getiren

Hazret-i Cebrail’in

Okuyuşundan dinlesek;

 

Hatta daha ziyadesi,

Allah’ımız Rabb’imizin

Kendisinden dinler gibi bir hale,

Yükselip varabilsek;

 

İşte şu hallerle

Dinlenilen Kur’an’la,

Rabb’ımız Hak Allah’tan

Gelen feyiz nereye varır?

İfadesi pek zor olur!

 

Bu feyizler altında,

Hem kendimiz okusak;

O Allah’ın sözlerine,

Biz de tercüman olup

Başkalara da dinletsek;

 

Kur’an’ın gökten iniş

Hikmetini bu hallerle

Bir derece gösterebilsek,

Bizlere nice yüce,

Büyük ibadet olur!

 

Yukardaki hakikatın     

Yanında başka bir mana:

Şerefli ay Ramazan’da,

Sanki İslam aleminin

Tamamı cami gibi oluyor;

Milyonlarla hafızlar,

Her biri bir kenarda,

Göklerden bize gelen

Allah’ın sözlerini,

Müminlere dinletiyor…

 

Böylesine okumalar,

Kur’an’ın iniş vaktine,

Pek büyük hürmet oluyor!

 

İşte bu hafızlar,

Her sene Ramazan’da,

“Şehrü Ramazanellezi

Ünzile fihil Qur’an:”      

“Bu Ramazan ayı var ya,

O ayda indi Kur’an!”

Denilen manalı ayeti,

Nurlu, parlak şekliyle

Bütün halka bildiriyor…

 

Ramazan Kur’an ayı

Olduğunu aleme,

İspat edip gösteriyor…

 

Şu büyük topluluğun

Başka nice kişileri,

O Kur’an’ı samimi şekilde

Okuyan hafızları,

Hürmetle dinliyor.

Kalan başka niceleri,

Kendi kendilerine okuyorlar…

 

İşte bu şekildeki

Bir camide iken,

Aslı aşağı mertebelerde olan nefsin

Heveslerine uyup,

Orucunu tutmayarak

Yeme içmeyle bu nurlu

Hallerden çıkanlara,

Şu hal hiç yakışmıyor!

 

Artısı o mescitteki

Oruç tutmayan kişiler,

Toplumun manevi

Öfkelerine, hiddetlerine,

Hedef oluyorlar!

 

Bu Ramazan-ı Şerif’te,

İnat edip ağızlarını

Bağlamayan, oruç tutmayan kişiler,

Şu halleriyle müslümanları

İncitmeleri yanında,

Onların arasında

Soğukluğa sebep oluyor!

 

Bu  manalar yanında,

Bir güzel hakikat daha:

Patşalar patşası

İlahi Rab Allah’ın

Sultanlığına karşı,

Bayramlarda görüldüğü gibi,

Bir padişanın önünden

Grupların resmigeçitle geçip gitmesi gibi,

O Rabb’ın manevi huzurundan,

Ramazandaki ibadetlerle

Geçilmiş olması pek güzel oluyor…

                                                                             

İşte şu Ramazan,

Bütün bu özellikleriyle,

Samimi, güzel, kamil kullara,

En parlak, en yüce

Bayram hükmünde oluyor.

 

Sözün sonu söylense;

Yeyip içilmeyen hallerle

Hayvanlıktan uzak durup,

Gafletlere de düşmeden;

Hem faydasız işlerden,

Zararlı heveslerden

Nefisler elini çeksin diye,

Hem başka nice maksatlarla,

Oruç biz kullara,

Rabbimiz tarafından farz olmuş…

 

Sağlıcakla kalınız!

Yusuf ALTINIŞIK

Nogayca/Tatarca dinlemek için lütfen tıklayınız.