Şevkimiz niçin çabuk kırılır?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bir iş, bir hizmet yaparken müdahele edilmesi veya tenkit edilmek hemen şevkimi kırıyor. Bu niçin oluyor ve ne yapmalıyım?

Bahsettiğiniz durumun pek çok sebebleri olabilir. Sebeblerine göre çareleri de değişir.

Fakat temelinde muhtemelen “nazarda hata” vardır. Yani iş yaparken, o işi hangi bakış açısı ve ne niyetle yaptığınıza dair bir değişiklik gerekiyor olabilir.

Mesela, müdahaleye çok fazla anlamlar yüklüyorsunuzdur. Fazla büyütüyorsunuzdur. Bu noktada bakışınızı değiştirip müdahalenin o kadar da büyütülecek bir şey olmadığını kendinize telkin edebilirsiniz. Fıtratınızın da kırılgan veya ferdiyetçi vb olması da etkilenmenizin derecesini artırabilir. Bu da bir imtihandır, meselenin hakikatini yoğunlaşarak vb bu zaafınızın üstesinden gelebilirsiniz. Esas olan, -her şeye rağmen- ölçülerimizin ışığında istikametli davranmaya devam edebilmektir.

Bediüzzaman Hazretleri Münazarat Risalesi’nde şevki kıran sebebler ve çareleri üzerine şu özlü izahlarda bulunur:

“Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir (bineğidir). İşte himmetiniz (çalışma gayretiniz) şevke binip mübareze-i hayat (hayat mücadelesi) meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis (ümitsizlik) rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı (Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz -Zümer, 53-) kılıncını istimal ediniz (kullanınız).

Sonra müzahametsiz (çekişmesiz) olan hakkın hizmetinin yerini zabteden meyl-üt tefevvuk istibdadı (başkasına üstün gelmek meylinin baskısı) hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz (Allah için olunuz) hakikatını o düşmana gönderiniz.

Sonra da ilel-i müteselsiledeki (birbirine bağlı sebeblerdeki) terettübü (sıralamayı) atlamakla müşevveş eden (karıştıran) aculiyet (acelecilik) çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz, (Sabredin, direnin, yığınak yapın -Al-i İmran, 200-)’ı siper ediniz.

Sonra da, medenî-i bittab’ (medeni yaratılışlı) olduğundan ebna-yı cinsinin (hem cinslerinin) hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramağa mükellef olan insanın âmâlini (arzularını) dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî (yalnız kendini düşünme fikri) karşı çıkar. Siz de, (İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır) olan mücahid-i âlîhimmeti (yüce fedakârı) mübarezesine (çarpışmaya) çıkarınız.

Sonra başkasının tekâsülünden (tembelliğinden) görenek fırsat bulup ve hücum edip belini kırar. Siz de (başkasının dalaleti sizin hidayetinize zarar vermez) olan hısn-ı hasîni (sağlam kaleyi) himmete melce (sığınak) ediniz.

Sonra da acz ve nefsin itimadsızlığından (kendine güvenememekten) neş’et eden (ortaya çıkan) tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de  (Tevekkül edenler yalnız Allah’a tevekkül etsinler -İbrahim, 12-) olan hakikat-ı şahikayı (zirve hakikati) üzerine çıkarınız. Tâ o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin.

Sonra Allah’ın vazifesine müdahale etmek olan dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de (Emredildiğin gibi dosdoğru ol. -Hud, 112- Efendine emreder vaziyete girme-) olan kâr-aşina (kazançlı) ve vazifeşinas (vazifesine düşkün) olan hakikatı gönderiniz. Tâ onun haddini bildirsin.

Sonra umum meşakkatın anası ve umum rezaletin yuvası olan meylürrahat (rahat arzusu) geliyor. Himmeti kaydeder (zincirler), zindan-ı sefalete atar. Siz de (İnsana çalıştığından başkası yoktur -Necm, 39-) olan mücahid-i âlîcenabı o cellad-ı sehhara (sihirbaza) gönderiniz. Evet size meşakkatta büyük rahat var. Zira fıtratı müteheyyic (yaradılışı heyecanlı) olan insanın rahatı, yalnız sa’y ve cidaldedir (çalışma ve mücadelededir).” (Münazarat)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Rehberimiz Resûlullah, Üstad ve Risale-i Nur’dur / Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (Kısa Video)

Yazar Hakkında Diğer YazılarıYazar : EditörWeb SitesiMehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024Risale-i …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur’un dil özelliği / Prof. Dr. Servet ARMAĞAN

a- Risale-i Nur bir külliyatın ismidir. Bu külliyata bazen sadece risaleler, bazen Risale-i Nur, bazen …

Kapat