Ana Sayfa / Yazarlar / Şeytanın Silahları ve Silahlarımız

Şeytanın Silahları ve Silahlarımız

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

*Allahu Teala insanı ve insanlığı uyarıyor.
“Şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman tutun.” (Fâtır: 6.)
Dünyaya geldiğimiz anda düşmanımızla karşılaşıyoruz. Bizi ilk anlarımızda ağlatıyor. Son anlarımızda ve sonraki hayatımızda ağlatmaması için Rabb’imizin uyarılarına kulak vermemiz elzemdir. Şerrinden korunmamız için O’nun silahlarını ve O’na karşı silahlarımızı çok iyi tanımamız gerekir. Silahsız savaşçı mağlub olur. İnsan insafa gelir. Şeytan insafa gelmez. Acımaz. Cehennemlik yapana kadar uğraşır. İmansız yapana kadar bırakmaz.
Bu şedid düşmanın silahları şunlardır:

1-) Uzak bir mesafeden baktırır, en büyük şeyi, en küçük bir şey gibi gösterir.
Bknz. (26. Mektup- 1. Mebhas) (15. Söz, Zeyl)
İslamiyet muazzam bir din olduğu halde şeytan, dine uzaktan baktırır insanların yanılmasına sebeb olmuştur.

2-) Sathi bir nazarla baktırır, muhal olan şeyleri mümkün gösterir.
Bknz. (26. Mektup- 1. Mebhas) (15. Söz, Zeyl)
Ancak müdakkik ve muhakkik bir nazarla bakıldığı zaman hakikatin ortaya çıkması mümkün olur. İmam-ı Gazali der ki: “Cevizi kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder.” Şeytan, tebei ve sathi bir nazarla baktırarak, insanı kolayca kandırabilir. Cevizin hepsinin kabuk olduğuna inandırabilir.

3-) Gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli mes’eleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkara saparlar ve nefyederler. (7. Şua, Mukaddime)

*Şeytanın bu desisesini susturan sır: “Allahu Ekber”dir. (13. Lem’a, 13. İşaret, 1. Nokta)

*Şeytanın daraltan bir desisesi de şudur ki; Menfi bir hadiseyi veya kötü bir sözü alır getirir ve insanın gözünün önüne koyar. Bununla meşgul olduğu sürece aklı daralır, ruhu sıkılır. Şeytan, sıkıntıya sebeb olan bu sözleri onun önünden ayırmaz. Nazarını sürekli buna çevirmeye çalışır. Zihni bununla meşgul olan ve o noktaya bakan kimse daralır ve boğulur.
Darlaşan akıllar kabz haline, kabz hali ruhi bunalımlara sebeb olduğu için bu durumda olanlar, sabır ve tahammülden uzaktır. Her an hata yapmaya veya günah işlemeye meyyaldir. Şeytanın aradığı fırsatı ona vermemek için inşirah ve vüs’at içinde olmak, huzur ve huşu’yu muhafaza etmek lazımdır. Tekbir ve zikir ile genişlemek, şeytanın insan üzerindeki etkisini yok eder. Allahu Ekber ile başlayan ve cehren okunan ezan ve kamet şeytanı kaçırır.

4-) Her insanın kalbinde lümme-i şeytaniye namında bir yer vardır ki; burası şeytanın evi, çalışma odası ve karargahıdır. Şeytan, vesveselerini insanın hayaline buradan gönderir. Gaflete, günaha ve maddiyata dalmak, kalblerin katılaşmasına sebeb olduğundan kasvetli kalbler üzerinde şeytanın etkisi artar, vesveseleri çoğalır.

5-) Safiyye binti Huyey’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şüphesiz şeytan Ademoğlunun bedeninde, kanın bedende dolaştığı gibi dolaşır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbn-i Mace) (Camiü’s- Sagir 1. Cilt, 543. Sh.) (Riyazü’s- Salihin 3. Cilt, 349. Sh.)
Vücuda giren gıdalar, sindirildikten sonra kana karışıp, damarlar vasıtasıyla bedenin hücrelerine dağılmaktadır. “Şeytan insanın bedeninde, kanın bedende dolaştığı gibi dolaşır.” Hadisi bu manayı ifade eder. Şeytan, bedendeki şehvet vasıtasıyla saldırmaktadır. Şeytanın insandaki yardımcı kuvvetleri şehevi arzulardır. Şehvet, yemek ve içmek suretiyle kuvvetlenir. Şehvetin artması şeytanı kuvvetlendirir. Nitekim Rasulullah (s.a.v.): “Şeytanın yollarını oruç tutarak daraltınız.” buyurmuştur.

6-) Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayetle, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizin biriniz uykusundan uyanıp da abdest aldığında burnundaki nesneyi nefesiyle üç defa dışarı çıkarsın! Çünkü şeytan uyuyanın genzinde geceler.” (Buhari- İblis Bahsi.) (Müslim, Nesai)
*Sahihaynda rivayet edilen bir hadiste Rasulullah (s.a.v.): “Esnemek şeytandandır. Biriniz esnerse mümkün olduğu kadar kendini tutsun!” buyurmuştur. Müslim’in rivayetinde: “Eli ile ağzını tutsun; çünkü oraya şeytan girer.” denilmiştir. (İ. Abidin 2. Cilt, 581. Sh.)
*Şeytanın ağızdan içeri girmesi; insan üzerindeki etkisini artırması, onu maddeten ve manen zayıf düşürmesi, tembel ve miskin bir hale sokması demektir.

7-) Ubey İbnu Ka’b’dan (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Abdest (sırasında) vesvese veren bir şeytan vardır. Ona Velehan denilir. Öyleyse suyun vesvesesinden sakının.” (Tirmizi- Taharet, Hadis No: 57.)

8) Şeytanın en etkili silahı, hakikatleri ters yüz etmesidir. Bu, şeytanın zıddıyla kandırma metodudur. Çoklukla istimal ettiği bu metodu ile Adem’i cennetten kovdurmuş, Rahib Barsisa’nın imansız ölmesine sebeb olmuştur. Adem’e bunu yersen buradan hiç çıkmazsın dedi. Adem yedi ve çıkarıldı. İnsana der bunu yaparsan kurtulursun. İnsan onu yapar ve mahvolur. Hafızada zıd manalar birbirine yakın olduğundan şeytan kolay kandırır. Sıcak, soğuk, kara, ak, aydınlık, karanlık gibi.
Bu kadar saldırı ve silahlı düşman karşısında bizim de silahlarımızı yerinde ve doğru kullanmamız gerekir. Bu da ancak bunları tanımamızla mümkün olur.

Şeytana karşı silahlarımız şunlardır:

1-) Öfkeyi söndüren su ile abdest almak.

2-) Şeytanın yollarını daraltan oruç ibadetine yönelmek.

3-) Kan dolaşımını düzenleyen ve bizi her türlü kötülüklerden koruyan ve farz-ı ayn olan, beş vakit namazı kılmaktır.

4-) Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biriniz uyuduğu zaman şeytan, onun başının ense kısmına üç düğüm atar. Her düğüme de: “Geceler senin için uzundur (uyu!)” der. Uyanıp da Allah’ın adını andığı zaman, düğümlerin biri çözülür, abdest aldığında ikincisi çözülür, namaz kıldığında ise düğümlerin hepsi çözülür. Böylece sabahleyin dinç ve neşeli olarak kalkar. Aksi halde tembel ve uyuşuk bir halde kalkar.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace) (Cem’ul- Fevaid 1. Cilt, 331. Sh.)
Allah’ın adını anmak, O’nu zikretmek şeytanın düğümlerinin çözülmesini başlatır ve etkisini yok eder.

5-) Şeytandan gelen esnemeyi def etmenin çaresi peygamberlerin (aleyhimes- Salãt-ü ve’s-Selam) hiç esnemediklerini hatırlamaktır. Kuduri: “Biz bunu defalarca tecrübe ettik ve doğruluğunu gördük.” demiştir. (İ. Abidin 2. Cilt, 245. Sh.)
Peygamberlerin kıssalarını okumak, onların yolundan gitmek şeytanın yakınlaşmasına ve etkili olmasına mani olur.

6) Şeytanı tanımak ve vesveselerine ehemmiyet vermemek.
Ehemmiyet vermemenin ehemmiyetli olduğunu idrak edersek zararından kurtuluruz.

7-) Molla Aliyyü’l- Kari “Müşkat” şerhinde şunu kaydetmiştir: “Derler ki, kuruntulu bir kimsenin, birine emir ederek kulağına ezan okutturması sünnettir. Çünkü bu, kuruntuyu giderir. Hazret-i Ali’den de (r.a.) böyle nakledilmiştir.” (İ. Abidin 2. Cilt, 69. Sh.)
Tekbir getirmek şeytanların kaçmasına sebeb olur.

😎 Osman İbnu Ebi’l-As (r.a.) anlatıyor: “Ya Rasulallah! Şeytan benimle namazım ve kıraatım arasına perde oldu. Namaz ve kıraatımı karıştırıp beni onlarda şüpheye düşürüyor.” dedi. Rasulullah (s.a.v.): “Bu Hınzeb denilen bir şeytandır. Onun geldiğini hissettiğin zaman ondan Allah’a sığın ve sol tarafına üç defa tükür!” buyurdu. (Osman İbnu Ebi’l-As) der ki: “Ben bunu yaptım, Allah Teala onu benden giderdi.” (Müslim- Selam Hadis No: 68, 2203.)
Bu şeytan, biraz alıngan olsa gerek, tükürünce darılıp gidiyor. Abdestte vesvese veren Velehan kadar inatçı değil. Zira Velehan İblis’in dokuz evladından biridir.
Diğerleri ise şöyle sıralanırlar:
*Hz. Ömer (r.a.) buyurdu ki:
İblis’in dokuz evladı vardır:
Zelitun: Sokaklarda gezer, çarşıyı o idare eder.
Vesin: Musibetlerle beraberdir.
A’van: Sultan ile beraberdir.
Heffaf: Şarap ile beraberdir.
Murre: Çalgı aletlerinin yanındadır.
Lekus: Ateşe tapanlarla beraberdir.
Musevvit: Ağızlarda dolaşan yalan haberlerdedir.
Dasim: Evlerde bulunur. Kişi evine selam vermeden Allah’ın (c.c.) adını anmadan girerse, ailesi ile aralarına niza sokar. Hatta aralarında talak (ayrılma) ve vuruşma olur.
Velehan: Abdestte, namazda ve ibadetlerde vesvese verir. (Münebbihat- İbn-i Hacer Askalani 113.- 114. Sh.)

*Cabir’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İblis tahtını su üzerine kurar. Oradan askerlerini gönderip insanları fitneye atar. Bunlardan, yanında mertebece en yüksek olanı en büyük fitneyi çıkarandır. Askerlerinden biri gelir: “Şunu şunu yaptım!” der. İblis: “Hiçbir şey yapmamışsın!” der. Sonra bir diğeri gelir: “Ben falanı karısıyla arasını açıncaya kadar bırakmadım!” der. Bunun üzerine İblis o askerini kendisine yaklaştırır ve: “Sen ne kadar iyisin!” diyerek takdir eder.” (Müslim- Münafikun)

*İblis’in en sevdiği evladı Dasim’dir. Diğerlerini azarlarken Dasim’e sarılır ve ona: “Sen bugün iyi bir iş başarmışsın.” diyerek taltif eder. Çünkü onun verdiği zarar hepsinden fazladır.

(Cevher İnci Altın)

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    ALLAH RAZI OLSUN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
‘Ben Bütün Lisanların Kuvvetine Mâlikim”

Şeytan döndü ve dedi:  “Kur’ân beşer kelâmına benziyor; onların muhaveresi tarzındadır. Demek beşer kelâmıdır. Eğer …

Kapat