Sihirli Armut Tohumu…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Zamanın birinde Çin’de çok fakir adamın biri o kadar aç kalmıştı ki nefsine hâkim olamayıp bir armut çaldı. Köylülerin şikayeti üzerine adamı hemen yakaladılar ve cezalandırılmak üzere imparatorun karşısına çıkardılar, durumu arzettiler. 

Hırsız, imparatora şöyle dedi;

“Değerli efendim, çok açtım dayanamadım çaldım. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer beni affederseniz, size paha biçilmez bir armağanım olacak.”

İmparator dudak bükerek; ”Senin gibi yoksul birinde paha biçilmez ne olabilir ki?” dedi.

Hırsız avucunun içinde yediği armuttan geriye kalan çekirdeği uzatarak; ”Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içerisinde altın meyveler veren bir ağacın yeşereceğini göreceksiniz.” İmparator bu söze kahkaha atarak atarak; “Haydi ek o zaman, altın meyveleri görünce affedeceğim seni.”

Yoksul adam: ”Ama efendim bu tohumu ben ekemem, ben bir hırsızım. Bu sihirli tohumu yalnızca ömründe hiç çalmamış, kimsenin hakkını yememiş biri ekebilir, tohum ancak o zaman tesirini gösterir, aksi takdirde eken kişiyi zehirler, görülmemiş acılarla öldürür. Efendim bunu ancak siz ekebilirsiniz.” demiş.

İmparator bu sözleri duyunca sarsılır, yüzünü asar, biraz düşünür ve sonra da asabî bir sesle:

”Ben koskoca imparatorum, bahçıvan değil, verin o tohumu vezire o eksin de altın meyveleri görelim.” der. Fakir adam tohumu vezire doğru uzatınca vezir korku içerisinde İmparatora dönüp: ”Efendim, ben ekip biçme işlerinde çok beceriksizim. Sihirli tohumu yanlış eker ziyan ederim, bence bu tohumu hazine reisi eksin.” Hazinedarbaşı da hemen bir bahane bularak görevi bir başkasına devretti. Bir bir orada bulunan herkes sıradan sebeplerle tohumu ekme görevinden kaçtılar.

Ortalığı derin bir sessizlik kapladı. İmparator bir süre düşündü, bir başı önüne eğilen vezire, bir hazinedara bir diğer görevlilere acı acı baktı ve; ”Haydi bakalım, bu hırsıza tohumunun nasıl da altın meyveler verdiğini hep birlikte gösterelim.” dedi ve cebinden bir altın kesesi çıkarıp yoksul adama attı.

Oradakilerin hepsi isteksiz bir şekilde ceplerinden birer altın çıkarıp adama verdikten sonra; imparator yoksul adama gülerek şöyle dedi:

“Bas git buradan be adam, bu verdiğin ders hepimize yeter!”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Yardım Eli

YARDIM ELİ   “Bir kere al şunu demek, iki defa ben vereceğim demekten iyidir.”   …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Esaret Sonrası İstanbul Hayatı

ESARET SONRASI İSTANBUL HAYATI Ali Rıza Sağman anlatıyor; "Meşrutiyetten sonra bu zatı görmek, konferanslarını dinlemek nasip …

Kapat