ŞİİRLERLE ANADOLU

      Anadolu bir cennet. Veya biz onu cennete çevirmişiz. Büyük ecdat bu toprakları kanlarıyla sulamış. Gülün kırmızılığı ondandır. Bayrak, al rengini yine o kandan almış…

     Âşığın sazı, bu toprağın iniltisidir. Dervişin asası bu coğrafyadan haber verir. Şairlerin dilinde Anadolu bir başka güzeldir.

    

    Orhan Seyfi, Anadolu toprağına âşıktır:

   “Bir gün olup, kucağına ulaşsam,

     Gözlerimden döksem sevinç yaşını.

     Sancağının gölgesinde dolaşsam,

     Öpsem, öpsem toprağını, taşını.”

      

    Han duvarlarına; isimsiz bağrı yanıklar, gözyaşlarını işlemiş:

    “Garibim; namıma Kerem diyorlar;

     Aslı’mı el almış, harem diyorlar;

     Hastayım; derdime verem diyorlar,

     Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben.”

    

     Abdurrahim Karakoç’un dilinde Anadolu renk renk:

    “İlkbaharı geldi Anadolu’nun,

     Silifke’de çiçek açtı nar şimdi.

     Her tarafı yeşillendi Bolu’nun,

     Sultandağı benek benek kar şimdi.

 

Gönül dile gelir kaval sesinde,

Boz martılar düğün yapar Mersin’de.

Isparta’nın renk renk gül bahçelerinde,

Bülbüllerin neşesini gör şimdi.”

     

     Ertuğrul Karakoç, bir başka açıdan bakar memleketimize:

    “Bir rüzgâr eser dağ doruklarından dağ dorukları ıtır kokar,

     Gider de kokusu Veysel Karani’yi bulur Derviş Yunus’u

     Ve sütçü İmam’ı bulur Maraş’ta…

     Ve yükselir kerpiç evlerden

     Memleketin yazılmamış ahvali…”

 

      Yavuz Bülent Bakiler’in, Türkiye hatıraları biraz buruk:

     “Bir peygamber sofrasıydı soframız;

       Bir tandır ekmeği, biraz çökelek…

       Yoksulluğunla da bağlandım kaldım sana, 

       Mecnunlar gibi üstelik,

 

Yağmurlar başlayınca, odalarımız damlardı,

Dizlerini döve döve ağlardı anam.

Şimdi kırk ikindiler boyunca sırılsıklam

Küçük kerpiç evlerin çıkmaz aklımdan!”

 

 Anadolu ile al sancak ayrılır mı? Sadettin Kaplan, heyecanımıza şöyle tercüman olur:  

“Uğrunda akmayacak,

 Kanlara kan mı derim?

 Güneşi yakmayacak,

 Şafağa tan mı derim?

  …………………        

 

 Göğsünü gere gere,

 Kanatlan hür göklere.

 Gölgenden ayrı yere

 Tutar vatan mı derim?”

 

  Cephelerde yine Anadolu, türkü türkü:

  “Bağlarımız bozulmasın

   Ezanlarımız susmasın diye

   Dilde tekbir, elde silâh

   En güzel ölümle öldünüz

   Eşhedü en lâ ilahe illallah.”

Mahir Duman