Ana Sayfa / Yazarlar / Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi

Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Lozan Anlaşmasının en önemli maddeleri gizli anlaşma maddeleridir. İşte nihayet 97 yıl sonra bir tanesi de ortadan kaldırıldı. Ayasofya Camisi yeniden inanan insanların ibadet yapabilmesi için fethedildi. Fetih açmak demektir. Dolayısı ile “Ayasofya yeniden fethedildi” der isek; yanlış olmayacaktır.

Ayasofya gizli maddelerden bir tanesiydi. Peki, Lozan’ın halkımızdan gizlenen en önemli maddesi neydi? İşte bu çok önemli sırrı deşifre edelim…

Lozan’ın en önemli maddesi Halifeliğin kaldırılmasıdır. Nitekim İngiliz Avam Kamarası ancak Halifelik kalktıktan sonra Lozan’ı tanımıştır. Bu esnada Türkiye Büyük Millet Meclisinde çok önemli olaylar olmuştur.

Öncelikle şu unutulmaz sözü hatırlatalım. Ki halkın temsilcileri milletvekilleri nasıl tehdit edilmiş herkes görsün…

“İhtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir”

İşte bir şekilde Halifelik ve saltanatın bir şekilde kaldırılacağı açıkça söylendikten sonra Meclis kürsüsünden böylesine ağır bir tehdit yapılabilmiştir. Ne yazık ki tarihçiler ve akademisyenler hapis korkusundan bu unutulmaz sözü eleştirmeye dahi cesaret edememişlerdir.

Lozan görüşmeleri esnasında Trabzon Mebusu Milli Mücadele kahramanlarından Ali Şükrü Efendi, Topal Osman tarafından şehit edilmiştir. Bu cinayeti kimin azmettirdiği bilinen bir gerçek olup birçok eserde izah edilmiştir. Özellikle Kültür Bakanlığının desteklediği “Topal Osman” filminin izlenmesini tavsiye ederim.

Daha sonra Halit Paşa resmi kayıtlara göre Kel Ali denilen acımasız Mahkeme reisi tarafından şehit edilmiştir. Bu cinayet resmen Meclis’in içinde gerçekleştirilmiş yine bir büyük Milli Mücadele kahramanı ortadan kaldırılmıştır. Kısaca Meclis kürsüsünden söylenen sözler sadece tehdit olarak kalmamış resmen kelleler kesilmiştir.

Bundan sonra dehşetli bir korku dalgası üretilmiş bunu daha güçlü kılmak için kadınlara şiddet uygulamasından dahi çekinilmemiştir. Öyle ki Erzurumlu Şalcı Ana, şapka devrimine karşı çıktı diye sırf insanlara korku vermek için asılmıştır.

İşte Lozan’ın gizli maddeleri uygulanırken bu derece acımasız ve sert tedbirler uygulanıyordu. Peki neden bu maddeler önemliydi? Biraz da bunun üzerinde durmaya çalışalım…

Ayasofya camii 500 yıldan beri Müslümanlar tarafından ibadet yeri olarak kullanılıyordu. Fakat İngilizler başta olmak üzere Hıristiyan Devletler bunu hazmedemiyor Müslümanları köle yaptıklarının delili olarak bu camiyi yeniden kiliseye çevirmek istiyorlardı. Nitekim İstanbul’un işgal edildiği yıllarda Ayasofya işgal orduları tarafından zorla ele geçirilmek istenmiş fakat askerlerimizin kararlı duruşu nedeniyle bu plan işlevsiz kalmıştı.

Fakat İngilizler bunun acısını Lozan’da çıkarmışlar Türk heyetine her türlü olumsuz maddeyi kabul ettirmeyi başarmışlardı. Bu maddeleri ve Ayasofya konusunu yeterince izah ettiğimiz için tekrarına gerek duyuyoruz.

Fakat Lozan anlaşmasının şüphesiz en önemli maddesi Halifeliğin kaldırılması olmuştur. Bu sayede İslam alemi başsız kalmış Batılı emperyalist güçler bir 50 sene daha Müslümanları acımasızca sömürmeye devam etmişlerdir.

İşin ilginç tarafı Türkiye Büyük Millet Meclisi, halifeliği kaldırmamış Meclis uhdesine almış ise de CHP’nin tek parti idarecileri bunu fiilen gerçekleştirmiş Halifelik müessesesini tamamen yok etmeye çalışmışlardır.

Bu sayede başta İngilizler olmak üzere bütün emperyalist ülkeler rahat bir nefes almış Müslüman ülkelerde işlerine gelen her türlü fenalığı kolayca gerçekleştirme imkânı bulmuşlardır. Çünkü halifelik Kurumu olmayınca her kafadan bir ses çıkıyor her toplum kendi başına karar aldığı için Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik sağlanamıyordu. Bu sayede binlerce askerin yapabileceği sömürge otoritesinin ekmeğine yağ sürülmüş bir bölük asker ile Müslümanlar kontrol altına alınabilmişti. İkinci Dünya Savaşına kadar böylesine rahat bir dönem yaşadılar…

İşte şimdi iş yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisine düşmüştür. Halifeliğin yeniden ihdas edilmesi gereklidir. Fakat bunu yaparken İslami kurallara riayet etmeyen örneğin içki içebilen padişahlar ve saltanat aracılığı ile yapılması gerekmiyor. Dünyanın belli başlı büyük İslam toplumunun dini konularda uzman temsilcilerinden meydana gelmiş bir heyeti toplamak yeterli olacaktır.

İşte Ayasofya yeniden cami yapılarak büyük bir adım atılmış oldu. Yüzyıllardan beri Müslümanlara başkentlik yapmış olan bu mübarek şehir yeniden Halifeliğin merkezi haline getirilmelidir. Böylesine önemli bir işi ise ancak Erdoğan gibi güçlü bir lider başarabilir.

Halifeliğin bazen aklını yitirmiş saltanat üyeleri tarafından yapıldığı Osmanlı düzeninin yerine bu sefer İslami konulardaki titizliği ve uzmanlığı ile öne çıkmış bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Konu üzerinde çalışmak üniversiteler başta olmak üzere bütün düşünce kuruluşlarının önemli bir işidir. Biz medyada ancak bu kadarını söyleyip önemine vurgu yapabiliriz. Halifeliğin önemini ve nasıl işlevsel olabileceğini ise bu konunun uzmanları düşünsün, vesselam…

twitter retweets kopen

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Ne Gördüm Ne de Anladım

Haydi Otobüslere! Prof. Dr. Ali Nihat TARLAN Sinemada görmüştüm. Amerika’dan gelmiş bir turist kafilesi Louvre …

Kapat