Ana Sayfa / Yazarlar / Şu sazıma bir düzen ver / Orhan SALCI

Şu sazıma bir düzen ver / Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

A R A L I K

Orhan SALCI

Şu sazıma bir düzen ver

Bu toplumun yüz binlerce ferdi gibi ben de İmam-Hatip okulları mezunuyum, iki çocuğum imam hatipte okuyor.

Bazı şehirlerimizde İmam-Hatiplerde sayı patlaması yaşanması içimizi ferahlatıyor, seviniyor, gurur duyuyoruz. oysa biz asıl ahlak patlaması bekliyoruz. Kız erkek aynı sınıfta, (bazan öğretmenin zorlaması ile ile) aynı sırada.. Bu şartlarda kalite, keyfiyet, içerik, maneviyat, ahlak olabilir mi?

Çocuklarımızda ve toplumun genelinde ahlak gelişimi sürecinin ve aslında tüm eğitim sürecinin önündeki en ciddi engellerden biri olarak karma eğitimi görenlerdenim.
Ve karma eğitim sisteminin tüm ülkede işin uzmanları, aileler, psikologlar, öğretmenler, öğrenciler, veliler arasında konuşulup tartışmaya açılmasını bekleyenlerdenim.
Elbette herkesin bir görüşü, bakışı var.
Kimine göre bu konuya acilen el atılmalı, kimine göre tartışmaya şimdilik gerek yok, sonra bakarız?
Bu işleri biraz abartıyorsunuz, diyen dostlarımız da var. “Daha bunlar çocuk, abartmayın” diyorlar. Menfaat konularında zerreden taviz vermeyen biz dindar insanlar, böylesi meselelerde, “aman oluversin” deyiveriyoruz. İlkokul öğretmenimi hatırlıyorum, inançsız bir adamdı ve seksenli yıllarda çocuklarını lisede Din Derslerine sokmamak için okulun altını üstüne getirmişti ve çocukları zorunlu olduğu halde Din Derslerine girmemişlerdi.

Erkek ve kız kardeşlerin yatak odalarının bile ayrılmasını tavsiye eden bir Peygamberin s.a.v ümmeti olarak, namus konusunda çok hassas bir millet olarak konuya daha ciddi açılardan bakmak zorundayız diye düşünüyorum.
Mesela, kızlarımız parkta yabancı erkeklerle oturuyor görsek tepkimiz ne olur? Sınıfında yanyana oturmak zorunda kaldığı erkek çocuklar kızlarımızla kardeş sayılır mı?
Uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul çağına kadar düştü diye haberler okuyoruz. Ürküyoruz Allah biliyor. Peki erkek arkadaş, kız arkadaş edinme yaşı kaça düştü bilgimiz, fikrimiz var mı, önemli mi önemsiz mi?
Erkek arkadaşları tarafından sözlü tacize uğrayan, küfredilen, ayıp sözler duymak zorunda kalan, fiziki tacize uğrayan hatta tecavüze uğrayan kız çocuklarından, kızlarımızın yaşamak zorunda kaldıklarından haberdar mıyız?
Erkek arkadaşından ayrıldığı için intihara kalkışan kız çocukları, sevgili uğruna birbiriyle kavga eden kız çocukları-erkek çocukları haberleri bizi nasıl etkiliyor, kızlarımızın gönül dünyalarından haberdar mıyız?
Ergenlik çağına gelmiş, cinsel duyguları gelişmeye başlamış ama hayat tecrübeleri az, duyguları yoğun gençlere sürekli karşı cinsin cinsiyetini gösteren reklamlar, diziler, gazeteler, dergiler, internet ortamı; çocuklarımızı, gençlerimizi ve tüm insanları birbirine karşı tahrik ederken; devletin koruyucu hiçbir tedbire başvurmuyor, fırsat vermiyor oluşu bizi rahatsız etmemeli mi? Çocuklarımız ve geleceğimiz hakkında hiç endişe etmemeli miyiz? Tavşana kaç, tazıya tut oyunu oynar, oynatır gibi oynatmaya mahkumuyuz çocuklarımız, bizler seyretmeye mahkum muyuz?

Karma eğitimde, ders başarısı konusunda kızlarla yarışmak istemediği için haylazlığa yönelen erkek öğrenciler; erkeklerle hareketlilik, güç vb konularında yarışamadığı için kabuğuna çekilmek zorunda kalan, sindirilen kız çocukları eğitim sistemimizin, velilerin el atması gereken sorunlardan değil mi?
Bir markette gıda reyonu ile temizlik reyonu aynı olsa itiraz eden, şikayet eden, alışverişi kesen duyarlı! nesilleriz artık. Sürekli karşı cinsle beraber yaşadığı için karşı cinsle karışan cinsiyet sorunu, kimlik sorunu yaşayan nesiller, kız gibi erkekler, erkek gibi kızlar yetişiyor olması bizi rahatsız etmiyor mu, etmemeli mi?
İleride anne olması beklenen, anne şefkati, kadın inceliği, zerafeti beklediğimiz kızlarımızın erkekler gibi kaba-saba, saygısız, ölçüsüz, ruhsuz insanlar olarak yetişip yaşamaları kimseyi rahatsız etmiyor mu, etmemeli mi?
Kendisinden babalık beklenen, otorite beklenen, cesaret beklenen erkek çocuklarımızın çıtkırıldım, ürkek, korkak, kararsız, kişiliksiz, kimliksiz yetişiyor olmaları kimseyi rahatsız etmiyor mu? Geleceğimiz adına tüm millet olarak, devlet olarak endişe etmeli değil miyiz?

Ve bütün bunlarda karma eğitimin payı yok mu?

Akordu bozuk, telleri kırık, acemi ellerdeki hangi saz dinleyene haz verir? İnsana akord lazım, topluma akord lazım..eğitime akord lazım..

Geçtiğimiz yıllarda kamuda başörtüsü serbestisi için düzenlenen imza kampanyasına benzer, “karma eğitim zorunlu olmaktan çıkartılsın” diye bir kampanyanın gerekliliğine inanıyor, ilgililerin dikkatlerine sunuyorum.

“Şu sazıma bir düzen ver, teller de muradın alsın..”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman, Risale-i Nur’u sadeleştirenlere beş kez mani oldu

 Risale-i Nur'da Sadeleştirme ve Bediüzzaman Araştırmacı-Yazar Mustafa AKCA'nın sunumudur I. Bölüm: Sadeleştirmeye genel bir bakış 1- Kavram Olarak …

Kapat