Ana Sayfa / Yazarlar / Sünnetin “Farz” Oluşu…

Sünnetin “Farz” Oluşu…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İslami hüküm içtihadı hususunda sünnetin de uyulması vacib ve ahkam için ikinci kaynak olduğu üzerinde âlimler ittifak et­mişlerdir. Buna dair Kur’an’dan icmâ ve aklî delilden pek çoğunu görmek mümkün.[4]

Kur’andan deliller. Allah (c.c.) peygamber (s.a. a itaat edip ona uy­mayı müminlere farz kıldı, peygamberine itaati kendine itaat saydı, aralarında çıkan nizaları Allah ve Rasûlüne havale etmelerini müslümanlara emretti.

Allah ve Rasûlünün verdiği hükümde de -erkek olsun kadın olsun- hiç bir mümine ter­cih hakkı bırakmadı, pek çok ayet-i kerimede peygamberin hükmünü kabul et­meyenin imanı olmayacağını beyan etti. Bu ayetlerden bazıları şunlardır:

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sa­hiplerine de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah’a ve Rasûlüne götürün, bu hem hayırlı hem de netice bakımından daha iyidir.” (Nisa: 4/59). “Kim Rasûle itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (Nisa: 4/80). “Hayır:
Rabbine andolsun ki arala­rında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hüküm­den içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam manasıyle kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa: 4/65). “Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” (Ahzab: 33/36).

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sa­kının” (Haşr: 59/7). “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız buna uyunuz ki Allah-da sizi sevsin” (Ali imran: 3/31). “Bu sebeple onun emrine aykırı davrananlar, başkalarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azab isabet etmesinden sakınsınlar” (Nur: 24/63).

Bu ve benzeri ayet-i kerimeler, sünnetinde Rasûlullah (s.a.) e uymanın farz olduğuna kesin şekilde delâlet etmektedir.

Kur’an-ı Kerîm’den sonra sünnetle amel etmenin farz olduğunda ashabı kiram ittifak etmiştir. Kur’an-ı Kerîm’in emirleri ve “Allah’ın kitabında bulamazsam, Rasûlullah’ın sünnetine göre hükmederim” diyen Muaz’ı Rasûlullah (s.a.) in tavsib etmesi buna delildir. Muaz bin Cebel’in bu sözü, hükmü Kur’an-ı Kerîm’de bulunmayan hâdiselerin fetvasında ashab-ı kiramın takip ettiğği bir metod haline gelmiş, tabiîn ve zamanımıza kadar geçen müteakip nesiller de bu yol üzere yürümüşlerdir.

Sünnetin beyanı olmadan, mücerred Kur’an-ı Kerîm’de vârid olan icmâlî hükümlerle amel etmek mümkün olmaz. Zira ancak şu iki şeyle Ra­sûlullah’ın tebliği Rabbinin vahyi olur: Kur’an-ı Kerîm’i okutması ve onu be­yan etmesi. Böylece şeriat Kur’an-ı Kerîm ve Sünnetle beraberce şekillenmiş­tir. Bunların birisinin diğerinden müstağni olması mümkün değildir. Buna delil “Namazı dosdoğu kılın, zekatı verin” (Bakara: 2/43), “Oruç size yazılmıştır” (Bakara: 2/183), “Yol bakımından gidebilenlerin o evi haccetmesi Allah’ın in­sanlar üzerinde bir hakkıdır” (Âli imran: 3/97), “Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kıldı” (Bakara: 2/275), “Bunların ötesindekiler sizin için helâl kılındı” (Nisa: 4/24), “Hırsız erkek ve hırsız kadının ellerini kesin” (Maide: 5/38) ayet-i kerimeleri gibi beyan ve izaha ihtiyacı olan ayetlerdir. Rasûlullah (s.a.) namazın, zekatın, orucun nasıl yapılacağını, haccın nasıl eda edileceğini, sahih bir alış-verişin şartlarını, haram olan faizin çeşitlerini, mahremlerin dışındaki ka­dınların nikahının hangi şartlarda sahih olduğunu, hırsızın elinin nereden kesi­leceğini beyan etmiştir. “İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için sana da bu Kur’anı indirdik.” (Nahl: 16/44) ayetinin emrine göre de Rasûlullah (s.a.)in Kur’an-ı Kerîmi beyan etmesi vaciptir.

Sünnet bu hükümleri beyan etmeseydi bunların tatbiki mümkün olmazdı. İster Kur’an hükümlerinin mücmel olanını beyan veya mutlakını takyid etmiş olsun, isterse Kur’an-ı Kerîm’in sükût ettiği yeni bir hüküm ortaya koysun, her hususta sünnete uymak vacib olmuştur. Çünkü neticede sünnet ilâhî vahye dayanır elbet.

Nitekim Allah (c.c.) da bunu şu sözüyle ilan etmiştir: “O, kötü arzularına göre de konuşmaz. O (nun konuşması) vahyedilenden başkası değildir” (Necm: 53/3-4).

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
12 Maddede Dünyanın Direkleri Dağlar!

Yolculuk sırasında bir çoğumuzun yaptığı şey etrafı izlemektir. İnsan birçok düşünceye dalar. Tefekkür ederiz, tesbih …

Kapat