Ana Sayfa / Yazarlar / Şüphelerim Var..

Şüphelerim Var..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Şüphelerim Var..

Ebu Sufyan Mekke Fethinden önceki bir gece yakalanıp Peygamberimizin huzuruna getirilmişti.
O gece Ebu Süfyan Peygamberimize şöyle hitap etti;
“Ey Muhammed! Ben ilahlarımdan yardım diledim.
Sen de Allâhından yardım diledin. Vallâhi ben ne zaman Seninle karşılaştımsa Sen bana gâlip geldin.
Eğer benim ilahlarım hak, Senin Allâh’ın boş ve bâtıl olsa idi, ben Sana gâlip gelirdim.
Eğer Allah’dan başka ilahlar olsa idi, bizi bu halde bırakmaz, bize yardım ederdi” deyip
«Lâ ilâhe İllallah» dedi ama Muhammedü’r-Rasûlüllah demedi..

Peygamber Efendimiz (s.a.v);
“Yazık sana ey Ebû Süfyan! Daha beni Allâh’ın Peygamberi olarak kabul edeceğin zaman gelmedi mi?” diye sitem etti..
Ebû Süfyan; “Sen ne sabırlı, ne kerim, ne civânmertsin!
Amma bu hususta içimde hâlâ bir şüphe var.” diye karşılık verince Halid bin Velid (r.a.) tarihe geçen o meşhur sözünü söyledi;
“kafanı kesersem hiç tereddüdün kalmaz”

Ebu Süfyan o gece müslüman oldu, sahabe oldu..

Ebu Süfyan’dan 1443 yıl sonra bu gün, inançsızlar bir yana İslam toplumu içerisinde doğup büyüyen, müslüman olan, müslümanım diyen, akademik eğitim almış, ilahiyat eğitimi almış hatta devletin din öğretsin, din hizmeti versin diye görev verdiği, yetki verdiği, maaş verdiği bazı insanlar Ebu Süfyan gibi “şüphelerim var” diyorlar.
Yetmiyor, bu şüphelerini fitne tohumları olarak insanların, gençlerin akıllarına, kalplerine ekiyorlar..

Miraç gibi, Ay’ın ikiye bölünmesi gibi mucizeler hakkında şüphesi olan,
kerametler hakkında şüphesi olan,
Kabir hayatı hakkında şüphesi olan,
Sünnetin-hadislerin, Peygamberimizin dindeki yeri hakkında şüphesi olan,
Şefaat hakkında şüphesi olan,
Kur’an’ın tarihselliği-evrenselliği hakkında şüphesi olan insanlara Halid Bin Velid gibi “kafanı kopartırsam hiç bir şüphen kalmaz” diyecek değiliz..

Ama şunu biliriz ve söyleriz;
“Endişe etme..
Azrail kafanı kopartıp gayb perdesi açılınca hiç bir şüphen kalmayacak..”

İman ile şüphe birbirinin zıddıdır..
İki zıt aynı anda bir arada bulunamaz..

İmanî konularda şüpheciliğe sarılıp “şüpheciliğe iman” edene müslüman denilmez, müslüman olamaz..

İman emin olmaktır, kesin hükümdür, kesin karardır, tasdiktir, imza atmak, mühür vurmaktır..
O yüzden kelime-i şehadet “eşhedü” diye başlar;
Ben şahitlik ederim ki, tasdik ederim ki, adım gibi eminim ki.. demektir..

Şüphelerim var, diyerek mümin olunamaz..

Her nefis ölümü tadacak, sayılı her nefes tükenecek..
Her can sahibi için yolun sonu görünüyor..
Azrail’in (a.s.) geldiği o son gün, o son an Kızıldeniz’de boğulurken “inandım” diyenin durumuna düşmemek için bir an önce kendimizi, idrakimizi, istikametimizi sorgulamalı, asıl kendimizden, akıbetimizden, ahiretimizden şüphe etmeli, endişe etmeli hatta titremeliyiz..

Orhan SALCI 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Türkiye’nin Vehimleri

Türkiye’nin Vehimleri İbrahim KALIN ...Türkiye’nin anlamlı bir kültür stratejisi geliştirebilmesi için iki saplantıdan kurtulması gerekiyor. …

Kapat