Tablolor ve sahneler
İkinci Söz, bir hakikatı icmal konusunda bir harika, yazar icmalleri tablolar, sahnelerle anlatıyor. Bir iki paragrafta..
İkinci adamı anlatırken onun da portresini çizer. “Diğeri hüdabin, hüdaperest ve hakendiş, güzel ahlaklı idi.
Hüdabin ne demek, önceki kendi nefisinin ve onun etrafındaki zevk ve menfaatlerinin iticiliğiyle yaşıyor, hüdabin ise kelime ne kadar bütün hayatı kuşatacak şekilde muhtevası doldurulmuş. Her şeye her işe Allah adına bakan, Allah’ın gör dediğine bakan ve onu onun tesmiye ettiği şekilde yorumlayan. En büyük hüdabin peygamberimiz, Ondokuzuncu Söz nasıl dokuz sahifede peygamberimizin fiillerini, davasını, yaptıklarını, görülmemiş bir hülasa metin halinde anlatır. Onun portresidir, bütün hayatını içine alan her cümlesi olaylarla doldurulacak açılımı bir kitap olacak kadar zengin bir metindir. Altıncı reşhada yirmiye yakın cümle var bir sahifenin üçte biri kadar bahis.
İşte o Zat bir saadet-i ebediyenin muhbiri,
Müjdecisi
Bir rahmet-i binihayenin kaşifi
Ve ilancısı
Ve saltanat-ı Rububiyet’in mehasinin dellalı
Seyircisi
Ve Kunuz-ı Esmai ilahiyenin keşşafı
Göstericisi
Ubudiyeti cihetiyle O’nu bir misal-i muhabbet
Bir timsal-i rahmet
Bir şeref-i insaniyet
En nurani bir semere-i şecere-i hilkat
Risaleti cihetiyle, bir bürhan-ı Hak ,
Bir sirac-ı hakikat
Bir şems-i hidayet
Bir vesile-i saadet
İşte bak nasıl berk-i hatıf gibi O’nun nuru şarktan garbı tuttu
Ve nısf-ı arz ve hums-ı beşer O’nun hidayetini kabul edip hırz-ı can etti
Bir reşhada onsekiz cümle var her biri onun hayatı ve efalinin hülasası ve müşahadeye dayalı, ondört reşhanın her birinde onbeş cümle olsa iki yüz cümlelik bir efali biyografi, bütün bir hayatı o inanılmaz hafızasında özetleyecek ve icmal edecek bir büyük gözlem gücü ve ifade anlayışı özetleme gücü, ne söyleyelim. Yukarıdakilerin her birine bir örnek cümle yazılsa koca bir kitap olur On Dokuzuncu Söz’ün açılımı.
O o kadar hüdayi ki Bediüzzaman İkinci Şua’nın menbaını onun hüdailiği ile bağlantılı anlatır…
Resul-i ekrem Aleyhisselatü vesselam yemin ettiği vakit en çok istimal ve tekrar ile her zaman ferman ettiği şu Vellezi nefsi Muhammedin biyedihi, kasemidir. Ve bu kasem gösteriyor ki şecere-i kainatın en geniş dairesi ve en müntehası ve nihayatı ve teferruatı dahi Zat-ı Vahid-i Ehad’in kudretiyle ve iradesiyledir. Çünkü mahlukatın en müntehab ve en müstesnası olan Muhammed Aleyhissilatü Vesselamın nefsi kendi kendine malik olmazsa ve efalinde başka bir ihtiyara bağlı ise elbette hiçbirşey hiçbir şen hiçbir hal hiçbir keyfiyet cüzi olsun külli olsun o muhit iktidarın ve şamil ihtiyarın daire-i tasarrufunun haricinde olamaz. Evet bu çok manidar Kasem-i Muhammedinin (asm) ifade ettiği gayet muazzam ve muhit bir tevlid-i Rububiyettir. Ve bu tevlidin isbatına dair yüz belki bin bahir bürhanlar, Sirac ün Nur ‘da beyan edildiğinden, bu hakikat-ı aliyenin isbatını ona havale ederek (Şualar 6)
İkinci Söz’den bir hüdabin kelimesini aldık… Tablolar ve sahneler işte ondört reşhadaki icmal edilen özetlenen kelimelerin insan muhayyilesindeki yansımalarıdır. İkinci Söz’ün tabloları devam ederiz.
- On Dokuzuncu Söz Üzerine - 26 Eylül 2023
- Bir Gece Şiiri - 22 Eylül 2023
- Bülbül Şiiri / Mehmet Akif ERSOY - 11 Eylül 2023
- Hizmet Rehberinden – 2 - 3 Eylül 2023
- Malazgirt Savaşı ve Türk – Kürt Kardeşliği - 26 Ağustos 2023
- Hizmet Rehberinden - 24 Ağustos 2023
- Hikmet-i Amme, Umumî Hikmet - 17 Ağustos 2023
- Güzellik ve Peygamber - 13 Ağustos 2023
- Güzel ve Estetik Yorumlar - 11 Ağustos 2023
- Bakmak, Görmek ve Göstermek - 9 Ağustos 2023