Ana Sayfa / Yazarlar / Takva Sahiplerine İlâhî İkram: “Himmet”

Takva Sahiplerine İlâhî İkram: “Himmet”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Himmetin hakikati

Himmet, kelime olarak, kıymetli, şerefli ve kıymetli yönelmek manasını taşıyor.
Kelime manasıyla düşündüğümüzde, her insanın azmettiği
ve gayretini yöneltiği bir hedefi mevcut.
İnsanların kimi sadece karnına, kimi de kalbine yöneliyor.
Herkesin kıymeti de yöneldiği şeye göre ölçülüyor.
“Gaye-i hayal olmazsa
veyahut nisyan veya tenâsi edilse,
ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.” (Hakikat Çekirdekleri) 
“İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir.
Mahiyetin değeri ise,
himmeti nisbetindedir.
Himmeti ise,
hedef ittihaz ettiği maksadın
–veya davanın- derece-i ehemmiyetine bakar.” (İşaratü’l-İ’caz)

Kişinin kendini adamış olduğu şey, hak ve baki bir dava değilse,
zihin meşguliyeti nefs-i emaresinin enaniyet davasına döner,
artık oraya hizmet eder!..

Buradan hareketle, derdi yalnızca dünya olanın Allah katında hiçbir kıymeti olmaz…
Hedefi, gayesi Allah rızası olanın ise, kıymeti kelimelerle ölçülemez!…

İnsanlık, birbirine muhtaç bir halde yaratılmıştır.
Zayıflar güçlülere, fakirler zenginlere, hastalar doktorlara, cahiller alimlere muhtaç edilmiş; kendisine maddi-manevi imkan ve nimet verilenler de, onu muhtaçlara ulaştırmakla görevlendirilmiştir.
Zira; “Düstur-u teavünün şe’ni, birbirinin imdadına yetişmektir.
Dinin şe’ni uhuvvettir, incizaptır.” (12. Söz)

Tasavvuf erbabına göre himmet;
“kulun kendisini veya başkasını bir hayra ulaştırmak, bir şerden korumak veya bir kemâli ele geçirmek için bütün ruhanî gücünü kullanarak kalbiyle Cenab-ı Hakk’a yönelmesidir.” (Cürcanî)
Asrın iman konusunda Gavs-ı âzam’ı olan RİSALE-İ NUR bu hususta,
“Seyr-i sülûk-ü kalbî ile ve mücahede-i ruhî ile ve terakkiyât-ı mâneviye ile,
insan-ı kâmil olmak için çalışmak;
yani hakikî mü’min ve tam bir Müslüman olmak;
yani, yalnız surî değil, belki hakikat-i imanı ve hakikat-i İslâmı kazanmak;
yani, şu kâinat içinde ve bir cihette kâinat mümessili olarak,
doğrudan doğruya kâinatın Hâlık-ı Zülcelâline abd olmak
ve muhatap olmak ve dost olmak ve halil olmak ve ayna olmak
ve ahsen-i takvimde olduğunu göstermekle,
benî Âdemin melâikeye rüçhaniyetini ispat etmek
ve şeriatın imanî ve amelî cenahlarıyla makamât-ı âliye de uçmak!..” (29. Mektub, 9. Telvih)
Himmet, Allah’ın bir rahmetidir!…
Himmet ehli, Allah’ın kullarına daha önceden, levh-i mahfuz’da yazılı bir rahmetini yerine ulaştırmakla görevli Allah’ın dostudur.
Onlar, meleklerden ve kâmil müminlerden oluşur.
Cenab-ı Hak, onlar vasıtasıyla dilediklerine yardım edip, müşküllerini çözer.
Aslında kuluna destek veren ve müşkülünü çözen Allah’tır!…
Peygamber olsun, veli olsun, diğer varlıklar vasıtadan başka bir şey değildir…

Bu hakikati Efendimiz(ﷺ) şöyle ifade buyuruyor:
“Asıl veren Allah’tır, ben ise verileni taksim edip yerine ulaştırmakla görevliyim.” (Buhari, Müslim)
Nitekim Rabbimizin Kadim Kelamı olan, Kur’an-ı Azimüşşan; 
“Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim yanımızda olmasın.
Herşeyi Biz, (İMAM-I MÜBİN dediğimiz Kader defterinde yani,
levh-i mahfuzda takdir ve tayin edilmiş) belirli bir miktarla indiririz.” (Hicr, 21)
“Biz herşeyi İmam-ı Mübinde tek tek sayıp yazdık.” (Yâsin,12.) Ayet-i Celileler’inde bu konuda
Tek ve Yekta hüküm sahibinin Kendisi Azze ve Celle olduğunu ferman etmiştir!..
“Kat’iyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi,
iman-ı billâhtır!..
Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı,
iman-ı billâh içindeki marifetullahtır!..
Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti,
o marifetullah içindeki muhabbetullahtır!..” (20. Mektup)

Müttakilere Allah tarafından verilen bir sermaye, ilahi bir emanettir himmet.
Allah’ın sevdiklerine ikramı, ilahi aşkın meyvesi, takva sahiplerine bir hediyedir!…

“Ey îmân edenler! Eğer Allah’dan sakınırsanız,
size furkan (hak ile bâtılı ayıracak bir anlayış) verir,
kötülüklerinizi örter ve size mağfiret eder.
Çünki Allah, (pek) büyük ihsan sâhibidir.” (Enfâl, 29)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“İbibikler Öter Ötmez Ordayım” (Öykü)

"İBİBİKLER ÖTER ÖTMEZ ORDAYIM " ÖYKÜ Bahar mevsimi malum katarına renk renk, desen desen, toy …

Kapat