Tarih düşürme, bir olayın tarihini ebced hesabıyla bir cümle, bir mısra ya da beyitle belirtme sanatıdır. Bunun için bir olayın tarihini verecek bir kelime veya mısra söylenir, bu kelime veya mısraı oluşturan harflerin ebced hesabına göre karşılıkları hesaplandığında olayın tarihi bulunur.
Bu sanata Türk edebiyatında “tarih düşürme” denildiği gibi “tarih koymak, tarih çekmek, tarihlemek” de denilir. Tarih düşürene de “tarihçi/müverrih” denilmektedir. Türk edebiyatında tarih düşürme, divan edebiyatında muhteşem örneklerin verildiği bir sanat geleneği olmuştur. Türk edebiyatında; Ahmed Paşa, Hızır Bey, Lâmiî Çelebi, Âşık Çelebi, Nev‘îzâde Atâî, Evliya Çelebi, Nâbî, Nedîm, Bursalı Hâşimî, Seyyid Osman Sürûrî, Sünbülzâde Vehbî, Şeyh Galib, Niyazi-i Mısrî, Pertev Paşa, Fatîn Efendi, Leylâ Hanım, Zîver Paşa, Eşref Paşa, Osman Nevres, Şinâsi, Nâmık Kemal, Muallim Nâci, Recâizâde Mahmud Ekrem, Ali Emîrî Efendi gibi birçok şair tarih manzumeleri kaleme almıştır. Antepli Aynî 600 civarındaki tarih manzumesi ile bu geleneğin önemli bir ismidir. Cumhuriyet döneminde Ali Ekrem Bolayır, Tâhirülmevlevî, Halil Nihat Boztepe, Hamâmîzâde Mehmed İhsan, Kemal Edip Kürkçüoğlu, Ali Nihad Tarlan, Abdülbaki Gölpınarlı, Mehmed Çavuşoğlu ve özellikle Arif Nihat Asya gibi şairler tarih manzumeleri yazmıştır.
Çoğunlukla tarih mısraından önceki mısrada tarih kelimesi zikredilir. Bu şekilde tarih kelimesinin anılmadığı manzumeler, tarih mısraının bulunmasının zorlaşması sebebiyle makbul sayılmamıştır. Tarih düşürmede genellikle hicrî yıl kullanılmakla birlikte son devirlerde rûmî ve milâdî yıllara göre söylenmiş tarihlere de rastlanmaktadır.
Bir tarih manzumesinde ebced hesabı yanında vezin, kafiye ve anlam da çok önemlidir. Bu sebeple tarih manzumeleri oldukça büyük bir zihnî uğraşı gerektirir.
Tarihler söyleniş bakımından, hesaplanması bakımından ve harflerin kullanılışı bakımından farklı biçimlerde düzenlenmiştir. Bu biçimleri görmek için daha detaylı yazılara bakılabilir.
Bizim örneğimiz olan tarih mısraı, bu türlerden ta‘miyeli tarih türüne örnektir. Bu türde, tarih mısraındaki harflerin sayı değerleri belirtilmek istenen tarihten fazla veya eksik olur. Müverrih şair, ne yapılması gerektiğine dair muhakkak ki yol göstermiştir. Ekleme veya çıkarma şeklinde nasıl bir hesap yapılması gerektiği bir önceki mısrada söylenmektedir. Bazı kelime oyunlarıyla bir sayı veya bu sayının karşılığı olan bir harf, kelime yahut tamlamanın tarih mısraından çıkarılması ya da eklenmesi suretiyle yılı gösteren sayı tamamlanır. Bu işlemler bir bilmece özelliği taşıdığından bu türe “ta‘miyeli tarih” denilmiştir.
حسن سوز حسن خط حسني بر حيات
صولرن يوزينده كللر آچاردي
بر لاله بيراقوب تاريخ اوستنه
رافت افندي كه رحمانه واردي
حمدي
Latin Harfleriyle Yazılışı:
Hüsn-i söz, hüsn-i hat, hüsnî bir hayat,
Suların yüzünde güller açardı.
Bir lâle bırakıp tarih üstüne,
Rafet Efendi ki Rahmân’a vardı.
Hamdi
Manzûmenin birinci mısraında merhum Rafet Küllüoğlu’nun, gerek öğretmenliğinde gerek sonrasında insanlara İslâm’ı anlatması, vaazü nasihatte bulunup irşad etmesine ve hoş sözlü olmasına “hüsn-i söz” terkibiyle işaret edilmiştir. Ardından gelen “hüsn-i hat” sözü de onun usta bir hattat olması sebebiyle söylenmiştir. “Hüsnî bir hayat” sözü merhumun hayatını özetler niteliktedir. İkinci mısra, merhumun ebru sanatının ustalarından olmasına işaret etmektedir. Bilindiği gibi ebru sanatı, su yüzüne yapılan süslemelerle icra edilen bir sanattır. Üçüncü mısra, öğretmenliğinde ve sonrasında insanlara Allah’ı ve İslâm’ı anlatan, bunun yanında İslâm sanatında Allah’ı simgeleyen lale motifini bir ebru ustası olarak pek çok defa suya işleyen merhumun, ömrünü Allah yolunda harcadığına işaret edilmektedir. Tarih mısraı olan son mısra ise Rafet Efendi’nin vefatını bildirmektedir.
Tarih hesabı ise şu şekildedir:
Rafet: 681, efendi: 145, ki: 25, Rahmâna: 304, vardı: 221 toplam 1376 etmektedir. Önceki mısrada işaret edildiği üzere tarih üzerine “lale” kelimesinin karşılığı olan 66 sayısının eklenmesiyle merhum Rafet Küllüoğlu’nun hicrî vefat tarihi olan 1442 yılı elde edilir. 1376+66= 1442
Rafet Küllüoğlu hocamıza tekrar Allah’tan rahmet diliyoruz.
- Tarih Düşürme Sanatı ve Merhûm Rafet KÜLLÜOĞLU’nun Vefatı İçin Yazılmış Bir Tarih Manzûmesi - 1 Ocak 2021
- Mevlid Kandili ve Mehmed Âkif’in Mevlid-i Nebî Gecesi Şiiri - 28 Ekim 2020
- Candaroğlu İsmail Bey’in Hulviyyât Adlı Eseri Günümüze Kazandırıldı - 27 Eylül 2020
- Âşık Veysel’in Kastamonu Konseri ve İhsan Ozanoğlu’nun Yorumları - 22 Mart 2020
- İsrâ Sûresi’nden 11 Emir - 21 Mart 2020
- Kastamonu Şehir Merkezinde Kayıp Bi̇r Mezarlık - 22 Temmuz 2019
- Muhammed Mursi ve İslam Ümmeti - 19 Haziran 2019
- Hz. Peygamber’in Emeğe ve Alın Terine Verdiği Kıymet - 1 Mayıs 2019
- Günümüze Ulaşamayan Camilerimizden Cemaleddin Efendi (Hüsam Halîfe – Cemal Ağa) Camii - 2 Eylül 2018
- Mehmed (Şiir) - 26 Ağustos 2018