Ana Sayfa / Yazarlar / Tarihi Sevdiren Adam’a Rahmet Dileğiyle

Tarihi Sevdiren Adam’a Rahmet Dileğiyle

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yavuz Bahadıroğlu mahlasıyla neslime “tarihi sevdiren adam” Niyazi Birinci emaneti Rabbine teslim etti. Allah rahmet eylesin.
Tarihimizi sevdirip sayısı azımsanamayacak genci MİLLİ İRFAN davasına kazandıran romancı, yazar, gazeteci ve hatip Yavuz Bahadıroğlu Rabbinin dâvetine uydu ve başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere sevenlerinin duaları eşliğinde toprağa verildi.

Bahadıroğlu’nun en büyük hizmeti, resmi tarihin birilerine göre şekillendirilmiş öğretilerinin aslını en doğru şekilde kaleme alması, nesilleri bu şuurla yetiştirmesi ve eğitmesi olmuştur.

Ben de birçok kişi gibi onun romanlarıyla yetiştim. Bugün mazimizi seviyorsak, ecdadımıza sahip çıkıyorsak bunu büyük ölçüde Bahadıroğlu gibi iyi yazarlarımıza borçluyuz. Onun gibi yazarlar sivil tarih anlayışını emin adımlarla yerleştirmiş ve nesillere tarihimizi en doğru biçimde aktarmıştır.

Ortaokul yıllarımda ilk okuduğum romanı Elveda Buhara idi. Ardından Buhara Yanıyor ve Sunguroğlu geldi. Onunla ilk görüşmem ve tanışmam 1978’deydi.
İstanbul Edebiyat Fakültesinin ilk yılında tanışmak ve yeni yazdığım bir hikayeyi ona göstermek için çalıştığı gazetesine gittim. “Hasta” başlıklı hikayemi sonuna kadar dinledi. Tasvir ve diyalogları başarılı bulmakla birlikte hikaye kişilikleri için onu diyemeyeceğini belirtti. Neden diye sorduğumda şu cevabı aldım:
“Nuri, bir hikayede bulunan tüm kişiler olumlu ve iyi huylu olursa eserin vaka öğesi akıcı olmaz ve okuyucu tarafından ilgi çekmez “
Gerçekten de denilen düzeltmeleri yapınca hikayeyi 1980 yılında bir dergi rahatça yayımladı.

Tarihî romanlarını Yavuz Bahadıroğlu müstearı ismiyle, çocuk kitaplarını ise Niyazi Birinci adıyla kaleme alıyordu. Ayrıca bir ulusal gazetedeki Veysel Akpınar müstearıyla yazdığı köşe yazıları da milli değerler bakımından şuurlandırıyordu bizi…

Yazarımız 1945’te Rize Pazar’a bağlı Hisarlı köyünde doğmuştu. Temel tahsilinden sonra ulusal bir gazetede muhabir, istihbarat şefi ve yazar (1971) olarak bulunmuştu. 1981’den itibaren Yeni Nesil’de yazmış, Can Kardeş dergisinin Genel Yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Türkiye Milli Kültür Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği ve ESKADER tarafından ödüller almıştı. Yazdığı 100 civarında çocuk romanını çeşitli imzalarla yayımlamıştı. Bahadıroğlu’nun dışında Veysel Akpınar, Şeref Baysal, Bahadır Alp, Nurcan Sevinç imzalarını da kullanmıştı. Tarihî roman, hikâye, deneme, araştırma, oyun ve çocuk kitabı olmak üzere birçok eseri bulunan yazarın başlıca romanları şunlar: Buhara Yanıyor, Elveda Buhara, Kırım Kan Ağlıyor, Şirpençe, Yolbaşı, Dördüncü Murad, Sunguroğlu, Turgut Alp, Endülüs’e Veda. Bu köklü romanlarının dışında pek çok gençlik romanı, sosyal muhtevalı eserleri de var.
Kitapları defalarca basılan ve Türkiye’de satış rekorları kıran Bahadıroğlu’nun romanları sadece tarihle alakalı değildir. Ne var ki daha çok tarihî romanlarıyla tanındı ve bu romanlarıyla sevildi. Çok geniş bir okuyucu ve hayran kitlesine ulaştı.

Denizci olan baba vasıtasıyla Risale-i Nurlarla tanışır ve yazdığı Osmanlıca nüshayı Bediüzzaman Said Nursi’ye gönderir. Gelen kitapta “Kalemin kılıç gibi keskin olsun!” duası yazılıdır. Bahadıroğlu, yazdıklarının okuyucu tarafından iştiyakla okunmasını ve kabul görmesini bu duanın bereketine bağlıyordu.
Yazı yazmayı bir ‘hizmet’, inandığı dava için bir ‘vazife’ kabul eden Bahadıroğlu, bir yazısında sanat anlayışını şöyle özetliyordu: “Sanat, sanat için, inanç içindir. Sanatçı, insanları Ezelî ve Ebedî Sanatkâr’a yaklaştırabildiği ölçüde başarılı sayılır. Sanatçının görevi, cemiyetin özünü aramak, köküne inmek, gerçekler üstü gerçeği bulmak ve sunmaktır. Maksat, Hakk’a ve hakikate hizmet; kalem, takdire mazhar bir vasıta; eser, iyiyi, doğruyu, güzel göstermesi şartıyla muhterem bir mirastır.”

O bir bakıma günümüzün “Hâce-i evvel”i yani Ahmet Midhat Efendi’siydi. Çok farklı türlerde yazıyordu. Romandan hikâyeye, piyesten denemeye, çocuk kitabından ansiklopediye, köşe yazısından edebiyat kritiklerine kadar çok geniş alanda kalem oynatıyordu. Kaleme adanmış bir ömürdü onunki. Onu daha iyi tanımak, destansı hayat hikâyesini, düşüncelerini, sanat anlayışını, ideallerini, mefkûresini ve hayallerini kavrayabilmek için mutlaka eserlerini okumak gerek.

‘Yavuz Bahadıroğlu’, gerçek isminin yerini aldığı için Niyazi adını kullanmıyordu. Niyazi ismini kullanan sadece eşi Fatma Hanım imiş. “Eşim, ‘Niyazi!’ diye seslendiği zaman, bazen duymazdan geliyorum!” diyordu tebessüm ederek. Yavuz Bahadıroğlu adını seçerken, o dönem yaşanan bir sıkıntıyı şöyle anlatmıştı:
“1970’lerde Bâbıâli’de bir kaht-ı rical (adam kıtlığı) vardı. Ben gazetede çalışırken o kadar çok yazıyorum ki, bir günde 4-5 yazıya Niyazi Birinci imzasını atmam gerekiyordu. Bunu biraz çeşitlendirelim dedik. Biraz da ‘adam kıtlığı mı var?’ dedirtmemek için, ayıp olmasın diye yazılarda kullanmak için farklı imzalar bulduk.”

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hakikatin Yitimi Olarak Post-Truth

Hakikatin Yitimi Olarak Post-Truth: Bir Kavramsallaştırma Denemesi Dr. Ahmet Güven Bandırma Onyedi Eylül Ü. Medya …

Kapat