Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Bunları Biliyor musunuz? / Tarihimizde Bazı İlginç Vakıflar ve Vakfiyelerinden Örnekler

Tarihimizde Bazı İlginç Vakıflar ve Vakfiyelerinden Örnekler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Vakıfların, incelikle her güzel yerde, eylemde bir mevzi tuttuğunu görüyoruz. Suleyha Şişman, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan ‘Tarihte İlginç Vakıflar’ kitabından bazı ilginç vakıfları derledi ve vakfiyelerinden iktibaslar yaptı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan Tarihte İlginç Vakıflar kitabından ilginç vakıfları derliyoruz.

Aşağıdaki liste ve vakfiyelerinden iktibas edilen bölümlere baktığımızda vakıfların rikkatini, incelikle her güzel yerde, eylemde bir mevzi tuttuğunu görüyoruz.

Kadın Sığınma Evi Vakfı: “… ve mezkûr odalarda meydân-ı harb ve ğâzada fedâ-yı can etmiş şühedâ-yı müsliminin afife olan dul hatunları… sakine olalar ve mezkûr ebniyenin (binaların) çatı altı salonu sükkânın (oturanların) ictima ve ibâdetine ve bağçesi teneffüsülerine ve dükkân ittisalindeki (bitişiğindeki) salonu icrâ-yı san’atlarına mahsûs ola… (Mehmet Bey oğlu Safvet Bey, Bursa 1916)

Kızlara Çeyiz Hazırlayan Vakıf: “Vakf-ı mezkûre vüs’at (bolluk) geldik de… Vücuh-i birre sarf oluna yani tezvic ü teçhiz-i ebkâr u ifam ve ilbas-ı eramil ü eytam ve kaldırım tamiri misüllü vücuh-i birre sarf oluna… Aher meblağ-ı mezid… Bir nefer miskin-i şer’i derecesinde olan kız cihazına ve… Kâr ve kisbden kalan acezeye verilip…” (es-Seyyid Mehmed Esad Efendi, İstanbul, 1845)

Yetim Öğrencileri Giydiren Vakıf: “…Ve dahî… Zikrolunan mektebde yirmi nefer yetimlere yirmi kapama ve yirmi pabuc alına ve Kurban bayramında dahî yirmi adet kumaş kavuk ve muallimlerine ve halifelerine birer mücter kaftan ve düğme bahâ onar akçe ve nalça bahâ beşer akçe it’a oluna…” (Canfeda Hatun, İstanbul, 1773)

Pabuç Parası Veren Vakıf: Gaziantep’te, 1818?de Gaziantep Müftüsü Kozanizade Ahmet Arif Efendi?nin kurduğu vakıf, öğrencilerin bir çeşit ihtiyaçlarına cevap veriyordu. Vakıf, Kozanlı Camii mektebinde yatılı kalan öğrencilerden ailesi uzak yerlerde olanlara ayda iki kuruş, yerli talebelere ise bir kuruş verilecektir. Diyerek, tüm öğrencilere destek oluyordu. Ancak vakıf, bunun dışında, Ramazan ayında köyüne gitmeyip de medresede kalan öğrencilere beşer kuruş pabuç parası veriyordu.?

Hastalara İlaç Yapan Vakıf: “Bitkilerin isimlerini bilen ve bunlardan hastalıklara göre karışım yapabilen, bu işler için gerekli malzemenin başhekim tarafından alınmasını ve bunların kilere konulmasını sağlayan bir kişinin şifalı bitkiler uzmanı olarak atanmasını, bu kişinin aldırdığı malzemenin yeni olmasını, eski ve bozuk malzeme kullanmamasını ve bu kişiye günlük dört akçe; bitkilerin dövülmesi ve çekilmesi için iki kişi dövücü tayin edilmesini ve bu kişilere görevleri karşılığı günlük üçer akçe verilmesini şart kıldım.” (Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul, 1547)

Duvar Yazılarını Silen Vakıf: “Aklı başında dirayetli birisi vakfın mahi’n-nukuşu (resim, yazı silen görevli) olup her an cami, medrese, darü’t-ta’lim, imaret vs. hangisi olursa olsun duvarlarının temiz kalmasına dikkat edecek, yazı yazan, çizen veya pisleyen kendini bilmezlerin pisliklerini temizleyecektir.” (Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul, 1470)

Vakfiyesinden…

Aklı başında dirayetli birisi vakfın mahinur kuşu olup her an cami, medrese, darütalim, imaret vs. hangisi olursa olsun duvarlarının temiz kalmasına dikkat edecek, yazı yazan veya pisleyen kendini bilmezlerin pisliklerini temizleyecektir. İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki, ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezerler, bu sokaklara tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu dökerler.

Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtan Vakıf: Şeyhülislam Ebussud Efendi’nin talebelerinden Ataullah Efendi’nin vakfiyesinden: “Ve keza cenabı vakıf mezkur vakıf para ile… Sultan Bayezid’in su yoluna vasıl olan küngüne sarf olunarak yine o menzilin hariminde bir sebil yapılmasını ve keza her sene dört ay sıcak günlerde buzlu ve karlı soğuk su için mahsulat-ı şeriyyeden kâfi derecede sarf edilüp buzlu veya karlı tatlı soğuk su ile vakıf paralarla alınan bardaklarla gelen geçen her susuza içirilmesini sonra diğer aylarda yalnız su akıtılmasını… şart eyledi.” (İstanbul, 1571)

Türbeleri Tamir Ettiren Vakıf: “Hîn-i şerifte şerbet-i şehadeti nûş eden şühedanın kabirleri ve be-tahsis Davud el-Kayserî kuddise sırruhu’l-azizin medfeni olup şehitlik tabir olunan mahall-i mekabir-i mücahidînin murur-i eyyam ile müsrif-i harap ve mezbelelik olduğuna mebnî hasbeten lillahi teâlâ mahall-i mezbûrede muayene olunan kabristanın cavanib-i erbaası taş diva rile ihata ve müceddeden bir bi’r-i ma hafr ve inşa…” (Gümrük-i Kebir Emini Osman Ağa, Kayseri, 1832)

Haliç’te İstirahat İçin Tesis Kuran Vakıf: “… Balat Kapusu haricinde vaki’ âmme için terk olunan arsadan olub üzerine izn-i veliyü’l-emr ile sayf ve şitada âmme-i nâsın istirahatı içün mücededen bina eylediğim lonca tabir olunur…” (Vildan Hatun, İstanbul, 1754)

Deniz Kazazedelerine Yardım Eden Vakıf: “…deniz seferi yüzünden İstanbul’da kazaya uğramış, gemileri batmış ol fukaraya ve… felakete uğrayanlara yardımda bulunulması…” (Süleyman Subaşı Vakfı, İstanbul, 1576)

Sakal-ı Şerifi Mübarek Günlerde Ziyaret Ettiren Vakıf: “… Lihye-i saadet-i nebeviyye dahi leyle-i mevlid-i nebevî… ve leyle-i kadir ve leyle-i adhâda… ve zi’l-hicceti’ş-şerifesinin onuncu gecelerinde teyemmümen ve teberrüken güşâd ile huzzâr-ı meclise kemâl-i keremlerinden üç ihlas bir Fatiha-i şerife kıraat ve tilavet etdirülüp ucûr…” (Mehmed Nuri Bey, İstanbul, 1866)

Fakirlere Yardım Gıda Dağıtan Vakıf: “Ramazan-ı şerifde fukaraya it’am olunmak üzre galle-i mezkûreden yüz elli kuruşluk dakik ve beş yüz kuruşluk rugan-ı sade (tereyağ) ve yüz yirmi kuruşluk şeker ve seksen kuruşluk el-van reçel ve altmış kuruşluk rugan-ı zeyt (zeytinyağı) ve üç yüz otuz kuruşluk lahm ve seksen kuruşluk bebabir ve nebun ve tuz ve biber ve yüz yirmi kuruşluk sebze ve otuz kuruşluk kahve ve seksen kuruşluk mum ve yirmi kuruşluk sabun ve otuz kuruşluk gaz ve seksen kuruşluk kömür ve seksen kuruşluk hatab dahi mütevelli yediyle bi’l-iştira’ harc ve sarf ola…” (Mehmed Said Efendi Vakfı, İstanbul, 1904)

Muallimlere Tütünü Yasaklayan Vakıf: “…zinhar ve zinhar şarib-i duhân (duman/tütün içici) muallim-i sibyân olmaya…” (Mehmed Ragıb Efendi, Diyarbakır, 1833)

Helalleşme Vakfı: “Bursa’da vâkıfın bahçeye bitişik olarak yaptırdığı dâru’t-ta’limîn muallimine burada ücretsiz çocukları okutup sevabını vâkıfın üzerinde hakkı olup da eda edemediği ve gıybetini yapıp şerefine dokunduğu ve helalleşmek istediği kimselere bağışlamak üzere Cenab-ı Hakk’ın bunu vâkıfın günahlarına kefaret kılması ümidi ile her gün üç dirhem tayin etti.” (Molla Güranî, Bursa, 1484)

Meyve Yediren Vakfı: “Ve Harmanyeri dairesinde zeytün ağaçlarından ma’ada armud ve elma ağaçlarının meyvesini hâzır olan fukara, rızaen lillâh ma’an ekledeler… ve birer dest-i mal mikdarı dahi götüreler. Ziyadesine ta’arruz etmeyeler… Ve bir ferd mani olmaya…” (Bıyıklızade Mehmed Ağa, İznik, 1594)

Şehir Estetiğini Koruma ve Dinlenme Vakfı: Mehmed Hayri Paşa’nın vakfının şehir estetiğine destek veren şartlarında, cami manzarasını kesmemesi, şehre güzellik ve ahaliye gezinti mahalli olması için mahallin üzerine bina yapılmaması ısrarla belirtiliyor: “…Ve mezkûr iki bin yüz yirmi üç arşun mahall, cami-i şerif manzarasının adem-i ihlali ve her türlü ahvalde ahaliye ilticagâh ve mahall-i tenezzüh olmak üzere hiçbir sebep ve bahane ile ve hatta muvakkat bile olsun baraka ve salaş tarzında bir gûne ebniyye inşa edilmeyüp daimen ebniyyeden âri olmak ve yalnız bağçe haline ifrağ ve münasib mahalline havuz inşası ve kabil-i nakl-i kanape ve iskemle vaz’ı…” (Selanik, 1903)

Sıcakta Sebillere Kar Suyu Koyan Vakıf: Yaz günlerinde her gün bir katır yükü kar satın alıp kasaba camiinin sebilhanesine döktürerek müminlerin soğuk su içmesine vesile olan Hüseyin oğlu Ali Ağa Vakfı’nın vakfiyesinden: “Her yevm bir yük kar iştira olunup bir dengi cami-i mezkûr kapusunda vaki… sebilhaneye… verilip eyyam-ı sayfda doksan gün tebridima olunarak iska-i cemaat-i müslimin-i âbirin oluna… (Aydın, 1860)

Yine su ile ilgili bir vakıf. Vakfın adı Baradaoğlu Mığdıs olup 1860 yılında Gümüşhacıköy’de kurulmuştur. Yıkılmaya yüz tutmuş, suyu çekilen çeşmeyi ihya etmeyi yani gürül gürül suyunun akmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadır.

Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Eden Vakıf: “… Cami-i mezkûrun ittisalinde müceddeden bina ve ihya ettiğim abdesthanede vaz ettiğim kazanda eyyam-ı şitada kifayet mikdarı hatab ile sab olunan suyu kaynadıp iznimle âmme-i müslimîn abdest almalılar” (Kocabeyzade Abdülhadi Efendi Vakfı, Ankara, 1721)

Müslüman Esirleri Kurtaran Vakıf: “Merkûm vâkıfe, üserâ-i müslimînin mahzûl frenklerin ellerinden kurtarılmasına… ve kurtardığı kimseler bilâd-ı müslimîne vâsıl oluncaya kadar onların nafaka ve kisvelerini de i’tâ edilecek.”  (Saliha Hatun Vakfı, Şam, 1308)

Savaşa Giden Gazilere At Veren Vakıf: “Fî sebîlillah vakf olunan yundlardan hâsıl olan atları, … guzâtı müslimîn ve kihat-ı alâ simat-ı mücâhidînden herhangi gazinin atı olmayub küffar-ı bed-tebâra gaza etmek için at isteye, … ol gaziye bir yarar at verile…” (Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa, İstanbul, 1574)

Boğazda Temiz Hava Aldıran Vakıf: “Çeşme kurbunda bina eylediğim köşk ve liman dahi vakıf olub ümmet-i Muhammed teneffüs eyleye…” (Peksimetçibaşı Ramazan Efendi Vakfı, İstanbul, 1730)

Eğitimde Kaliteli Personel İstihdam Eden Vakıf: “Vâkıfenin inşa etmiş olduğu mektebe gelince: Kıraat ve tecvid ehlinden Kur’an-ı Mecid’i bilmekte mahareti olan, güzel vasıflarla muttasıf, iyi ahlakla mütehallik bir kimse oraya muallim tayin olunup Müslüman çocuklarına öğretir… Onlara şefkat kanatlarını indirir, onlar arasında hiçbir fark yapmaksızın cümlesine kendi evladına baktığı gözle bakar, talim ve terbiye kanunlarına riayet eder. Onlara karşı samimi bir dost hatta müşfik bir baba gibi davranır… Vazifesi altı dirhemdir..” (Haseki Hürrem Sultan, İstanbul, 1551) (dunyabizim.com)

***

Leylek Vakfı: Mürselli İbrahim Ağa tarafından İzmir / Ödemiş’te kurulmuş. Kuruluş tarihi: 1307 H. (1189 M.) Akar ve hayratın bulunduğu yer: Ödemiş.

Ödemiş’te Mürselli İbrahim Ağa tarafından kurulan vakıf da, atalarımızın inceliğini, sevgisini göstermesi bakımından önemlidir. Türkülerimizde, ninnilerimizde, masallarımızda, atasözlerimizde ve daha birçok yerde konu olan leyleklerimiz için Ödemiş’te Mürselli İbrahim Ağa’nın kurmuş olduğu vakfın hizmetleri arasında leyleklerin beslenmesi için senelik 100 kuruş para ayrılmasını istemiştir.

Köprüleri Sellerin Zararından Koruyan Vakıf: Bayezid Han-ı Sânî Vakfı. Sultan Bayezid-i Veli Amasya’da 901 H. (1496 M.) kurmuş. 

Vakfiyesinden…

Vâkıfın Amasya’da yaptırdığı köprünün, selin getirdiği ağaç ve taşlardan temizlenerek şehre vereceği zararın önlenmesi

Nefes Vakfı: Ekmekçi Ahmet Nurettin Paşa, 1730 yılında İstanbul’da kurduğu Ekmekçi Nurettin Vakfı ile o zamanın İstanbullularının bu ihtiyaçlarını daha kolay karşılamalarını amaçlamış. Bunun için de “Bebek’te Ümmet-i Muhammed teneffüs eyleyecektir” diyerek köşk ve liman yaptırmış, bunu insanların hizmetine sunmuştur.

Piknik Vakfı: İstanbul’da 1731 yılında, Kaşıkçı’nın kurduğu Mustafa Efendi bin Ahmet Vakfı, Talebeler her yaz pikniğe götürülecek diyerek, öğrencilerin bu konudaki ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuşlardır.

Mustafa Efendi bin Ahmet Vakfı, İbrahim Çavuş Mahallesinde yaptırdığı mektepte okuyan talebelere, hocalarına ve belletmenlerine her sene Kurban Bayramında olmak üzere, yardımlarda bulunmuş ve hocalar ile talebelere de, aynı anda yardım etmiştir.

Çevre Düzenleme Vakfı: Kaptan-ı Derya, Gazi Hasan Paşa İstanbul’da 1192 H. (1778 M.) tarihinde kurmuş.

Akar ve hayratın bulunduğu yer: İstanbul-Çanakkale v.s.

Vakfiyesinden…

Vakfın gelirlerinden bir kısmının vâkıfın yaptırdığı Cami, Zaviye, Çeşmeler ve Kilit bahir deki Limanın, Meydüs Köyü’ne giden yolun tamir, temizlik, düzenleme ve sair masraflarına sarf edilmesi.

Helva Dağıtan Vakıf: Amasya’da 1780 yılında Ahmet Efendi bin Hasan adıyla kurulan vakıfca Her yıl recep ayında pişirilecek üç batman (bir batman yaklaşık 7,5 kg. helva Gök Medrese ile Advetülgazi Medresesi önünde yaklaşık 32 kg. olarak dağıtılmakta ayrıca Haziran ve Temmuz aylarında da kar suyu alımı için günlük on para harcama yapılmaktadır.

Gölleri Temizleme Vakfı: Kurulduğu yer İstanbul, Akar ve hayratın bulunduğu yer Edirne olan ve 1585 yılında Ali Bey Bin Hamza adıyla kurulan bu Vakfın geliri, Ali Mescidi yanında bulunan kaldırım ve Çukurbostan mevkiindeki gölün temizliğinin yapılması çalışmaları için harcanmaktadır.

Yuva Kuran Vakıf: Bir hayırsever İstanbul’da 1865 yılında Ayşe Sıdıka Hanım Bint-i Abdullah adında bir vakıf kurmuş. Bu vakıf, senede 6 altı bin kuruş evlenmek isteyen fakir hanımların düğün merasimleriyle elbise masraflarına ve yaşlı kadınlardan elbise ihtiyacı olanların giydirilmesine harcamaktadır.

Yetime Annelik Babalık Eden Vakıf: 1384 yılında Şanlıurfa’da Alaeddin oğlu Hasan Hasan Bin Alaeddin isimli bir vakıf kurarak, yetimlere buluğ çağına gelene kadar bakılmış, değişen mevsime göre elbiseler alınmış.

Kayıkçı ve Hamal Dostu Vakıf: Nakibüleşraf olan Mehmet Esad Efendi 1846 yılında İstanbul’da kurmuş olduğu vakfın hizmetleri arasında Yaşlılık, hastalık vs. gibi sebeplerle İstanbul, Boğaziçi, Anadolu ve Rumeli iskelelerinde mesleğini icra edemeyen kayıkçı ve hamallara yardım etmek, her yıl bir kıza çeyiz almak, Devlet adamlarının geçmediği ve geçmeyeceği tenha yerlerdeki kaldırımları tamir etmek gibi konular yer almaktadır.

Âmâlara Yardım Eden Vakıf: 1903 yılında Siirt’te kurulan Hüseyin Ağa Vakfı, Bahçe ve dükkanlarını amalara vakfetmiştir.

Van Gölünde Acil Yardım Gemisi Dolaştıran Vakıf: 1588 yılında Van, Bitlis’te kurulan Diyarbakır Beylerbeyi Hüsrev Paşa Vakfı Van Gölü’nde trafiğin arttığı bu dönemlerde, Hüsrev Paşa, kurmuş olduğu vakfın hizmetlerinden birini de, Gölde oluşabilecek kaza ve arıza gibi durumlarda insanların yardımına koşacak tam donanımlı bir sefine-i muine (acil yardım gemisi) yaptırmak olarak belirlemiştir. Bu geminin hizmet masrafları bu vakıf tarafından karşılanmıştır.

Serbest Kalan Köleleri Koruyan Vakıf: 1558 yılında İstanbul’da Kemal Ağa Kızı’nın kurduğu Zeyni Hatun Vakfı azatlı kölelerin fakir ve muhtaç olanlarına bin akçe ayrılmasını, yoksa eğer başka dul ve fakir hanımların ihtiyaçları için harcanmasını, ayrıca ilkokul öğrencilerine her yıl bin akçelik kaftan ve pabuç alınmasını şart koşmuştur.

Fidan Diken Vakıf: 1710 yılında Sakız Adasında kurulan Salih Paşa Vakfı. Vakıf: Vakfın vakfettiği akar, çamlık, bağ, bahçe ve çiftlik gelirlerinin akar ve hayratın tamirine, yenilenmesine, suyollarının yapımına ve ağaç dikimine sarf edilmesini vakfiyesinde şart koşmuştur.

Borçlu Dostu Vakıf: Mustafa Ağa Bin Mustafa Vakfı, İstanbul’da Esbak Keyli Nazım tarafından kurulmuştur. Vakfın kuruluş amacı, yıllık belirlenen mahsülün fazlasının dörtte biriyle borcu olup da ödeyemediği için hapse düşmüş olanların borçlarını ödeyerek onları hapisten kurtarmak ve özgürlüğüne kavuşmasını sağlamaktır.

Öğrencilere Elbise Veren Vakıf: 2. Selim’in eşi, Sultan Murat’ın annesi Nurbanu Valide Sultan, kendi adıyla bir vakıf kurmuş. İstanbul’da, 1582 yılında kurduğu vakfı, Üsküdar’daki mektep öğrencilerinden fakir olanlarına senede iki defa olmak üzere, elbise dağıtmıştır. Böylece eğitimlerine devam eden, ancak maddi durumu iyi olmadığı için ihtiyaçlarını gideremeyen öğrencilerin bu konudaki sıkıntılarını gidermiştir.

Misafirleri Ağırlayan Vakıf: 1756 yılında Edremit’te kurulan Mustafa bin Ömer Vakfı, köy misafirhanesine gelenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş. Bu sayede köye yolu düşen misafirler sahipsiz kalmamış ve kendilerinin rahat etmeleri sağlanmıştır.

Dervişlere Ulaşan Vakıf: Osmanlı Devletinin Rum milletinden, Sarı oğlu Zevcesi namıyla bilinen, Rikne Binki Nikola, kendi adıyla bir vakıf kurmuştur. 1883 yılında Edremit’te kurulan Rikne Binki Nikola Vakfı, İstanbul Yenikapı Mevlevihanesi’nde bulunan dervişlerin yeme, içmelerine harcanmak üzere, vakıf gelirlerini buraya tesis etmiştir.

Yetimlere Çeyiz Hazırlayan Vakıf: Esbak Kazasker Abdullah oğlu Mehmet Efendi Bin Abdullah 1570 yılında Bursa’da kurduğu vakıfla; Bursalı yetim kızların, yaşıtları gibi çeyizlerinin olması niyetiyle yardımlarda bulunarak onları sevindirmiştir.

Herkese Meyve Vakfı: Hüseyin Nasrullah oğlu Mehmed Ağa 1594 yılında kendi adına bir vakıf kurarak İznik’te bulunan bağ ve bahçeleri bu vakfa akar(gelir getiren mülk) olarak bırakmıştır. İstemiş ki, meyvelerin olgunlaştığı mevsimlerde bahçeleri şenlensin, mahsül devam ettiği sürece zengin, fakir herkese dağıtılsın, yedirilsin.

Hz. Peygamber (asm): “Eğer Müslüman bir kimse ağaç diker de, ondan her insan ya da hayvan yahut kuş yerse, bu mutlaka onun için kıyamet gününe kadar bir sadaka olur” demiştir. Ayrıca; “Biriniz elinizde bir fidan bulunduğu halde kıyamet koparda, henüz kopmadan fidanı dikebilirse hemen diksin” diye buyurmaktadır.

Borcundan Dolayı Hapse Düşenlere Yardım Vakfı: 1708 yılında İstanbul’da Selim Ağa oğlu Hacı İbrahim Paşa kendi adına bir vakıf kurarak, Borçlu ve hapiste olan Müslümanlara senede bin akçe verilmesini öngörmüştür.

Kurban Kesen Vakıf: 1857 yılında İstanbul’da Zeliha Hanım Binti Abdullah Vakfı adıyla bir vakıf kuran hayır sahipleri, her kurban bayramında 1500 kuruşa iyisinden kaç adet kurban alınırsa alınacak ve muhtaç mahallelerde kesilecektir. Diyerek, bayramlarda fakir ve muhtaç ailelere ulaşılmış ve bayramın güzelliğini onlarla yaşamışlardır.

Kandil Vakfı: 1661 yılında İstanbul’da Köprülü Mehmet Paşa adıyla kurulan vakıf, iki kişinin köyde gece bekçiliği yapmasını ve karşılığında her birine günlük iki akçe ücret verilmesini öngörmüştür.

Esirleri Kurtaran Vakıf: 1308 yılında Şam’da Saliha Hatun Binti Selahattin Pehlivan Vakfı kurulmuş olup, bu Vakıf; karada ve denizde düşman eline esir Müslümanlar satın alınarak Müslüman beldesine ulaştırılmaları sağlanarak, yol boyunca yeme ve giyim ihtiyacı da karşılanmıştır.

Denizciliği Geliştiren Vakıf: Mirliva, Redif 1. Karahisarışarki Liva Kumandanlığından Mütekaid lakabıyla bilinen kişi tarafından, 1908’de İstanbul’da kurulan Hayrettin Paşa Vakfı Vakıf gelirlerinin fazlasının arta kalanı, Osmanlı donanmasının güçlenmesi için çalışmalar yapmıştır.

Dul ve Yetimleri Kollayan Vakıf: 1321 yılında Sivas’ta kurulan Hattab bin Mehmet Vakfı, hastalık ve doğal olaylar karşısında geçim darlığına düşen Müslüman yetimlerin ve dul hanımların ihtiyaçları karşılanacak, diyerek, gelirlerini, zor ve bakıma muhtaç duruma düşenlere ayırmıştır.

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hz. Peygamber Döneminde Kur’ân Öğretimi

Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hz. Peygamber’in, ilk vahyin gelişiyle birlikte kendisine …

Kapat