Ana Sayfa / Yazarlar / Tarihte ve Romanda Olay ve Olay Örgüsü

Tarihte ve Romanda Olay ve Olay Örgüsü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Epizot olayların parçası demektir, her roman farklı ama birbirine mantıken bağlı epizotlardan oluşur. Aristoteles olay dizisinli dram sanatının en önemli öğesi olarak kabul eder, Olay örgüsü veya dizisi sebeb sonunç ve mantıki gelişim içinde belli bir yerde başlayan gelişen, sonra da sonuçlanan  bir bütündür.

Hegel’in eylem konusundaki düşüncelerini nakledelim “Eylem  ferdin hem amaçlarının, hem mizacının en belirgin açığa çıkışıdır. Bir insanın temelde en iç varlığı bakımından ne olduğu ancak fiili sayesinde yapılmış ve yapılacak olması ortaya çıkar. Fiil ruhsal kökeninden en büyük  açıklığını ve belirginliğini de  ruhsal ifadesi, yani yalnızca sözde kazanır. Sanat söz konusu olduğunda, tasarımlamaya uygun fiillerin, eylemlerin alanı genellikle kısıtlıdır, çünkü sanat yalnızca idea tarafından zorunlu kılınmış olan fiillerin alanını  katetmek durumundadır.
aviator oyunu
Bu bağlamda sanatın eylemin tasarımlanmasını üstlenmek durumunda olduğu ölçüde aşağıda çıkarsanan üç esas noktayı vurgulamak  zorundayız. Durum ve durumdaki çatışma genel uyarıcıdır ama hareketin kendisi idealin kendi etkinliği içerisinde ayrımlaşması ancak karşı eylem sayesinde ortaya çıkar. Şimdi bu hareket şunları ihtiva eder. A fiilin kendisi için yapıldığı özsel içerik ve amacı oluşturan tümel güçler. B. Bu güçlerin fertlerin fiilleri yoluyla harekete geçirilmesi C. Bu iki yön burada genelde karakter adını vereceğimiz şeyde birleşmek durumundadır.

Karşı eylemin zorunluğunun nedeni, hiçbir şekilde tuhaf ya da itici bir şey olmamalı ama kendinde akli ve haklı  çıkarılmış birşey olmalıdır. Karşı eylemlerin kaynağı kötü çekememezlik, korkaklık ve alçaklık tamamen iticidirler ve öyle kalırlar bu yüzden kendinde şeytan kötü bir figürdür ve estetik olarak  uygulanması  olanaksızdır. Çünkü o yalanların babasından başka bir şey değildir ve dolayısıyla hiçde sanatsal olmayan bir kişidir. Kötü olan özünde salt yıkım ve talihsizlik dışında bir şey çıkmaz, oysa halis sanat bir iç uyum görünümü vermelidir( Hegel, Estetik 216-224)

Muhammed romanında karşı eylem kötü kişiler oppozit men ile ortaya konur, inanmayan Kureyş çok yönlü olarak verilir, Ebu Cehil ve arkadaşları, bir süre Ebu Süfyan hep karşı eylemlerin adamlarıdır. Sanatın kaynağı da tezattır. Tezat ve zıtlıklar olmasa hayat da roman da olmaz.

Tarihdeki olay ile romandaki olay farklıdır. ”Çağdaş İngiliz tarihcisi A J Taylor tarihçinin ana görevi şu çucuksu soruya cevap aramaktır. Sonra ne oldu  ve sonra kim geldi? Derken basıt ve anlaşılır bir biçimde tarihte olayların önemini vurgulamaktır. Tarihçi özellikle olayları ele alacak ve bu olayları kronolojik olarak ve sistematik bir biçimde inceleyecektir. Kısaca tarihçi çözümlemeden  analiz, çok tasvirle uğraşır. Önemli görevi sayılmayacak kadar çok olaylar arasında  önemli olanı bulmak ve inceleme için ayırmak önemsiz saydıklarını ise elemektir. (Oral Sanders, Siyasi Tarih s 119)

Tarihcinin asıl görevi son derece karmaşık olan aralarında yapısal benzerliklerin kolay kolay bulunmadığı değişik olaylar arasında zorunlu ve sıkı bağlantılar, evrensel geçerlilikte yasalar bulmak değildir. Tarihin incelediği olaylar kendi başlarına kendi içlerinde  anlamlıdırlar. Fizikte yer çekimi yasası, bir taşın düşmesi olayından daha açıklayıcı  değerli ve anlamlı olabilir, ama Napolyonun 1812 Hitler 1941 Rusya seferleri aralarındaki benzerlik ne kadar çok olursa olsun, kendi başlarına gerçek  açıklayıcı ve daha önemlisi  anlamlıdırlar (aynı eser s 20) Romandaki olayların seçimi ile  tarihteki seçim aynı değildir. Romancı tarihçiye göre daha seçici olmalıdır. Kronolojik zorunluğu romancıyı çık bağlayıcı değildir. İskender Pala’nın bu ali romanında kronolojik değil yazarın seçtiği romanı için daha aktif olacak ve anlatılma zorunluğu daha öncelikli olan olaylar seçilmiştir, bütün olaylar gözden geçirilirse tarihin önemli ve milleti ve ümmeti illgilendiren kısımlar iyi işlenmiş ve romanın teması güçlenmiştir. Peygamberimizin bütün hayatı ve mücadelesi orjinaldir, insan üstüdür bunu romancı sağlamıştır. Büyük sanat ve tasarım, tasvir, heyecan yüklüdür olaylar.

Olay romanın onsuz olmazlarından biridir. Temel öğe niteliğindedir. Bir noktadan bakılırsa roman olay demektir. Olaylar kendi içinde nitelikleri yönünden kategorize edilebilirler. Serim bölümünde kullanılan olayların gerilim özelliği yoktur. Muhammed romanında romanın başı asırların sunumu ve büyük peygamberin doğumu bölümüdür. Orada gerilim yoktur, gerilim daha sonraki bölümlerde başlar. Masumun anne ve babasının aradan çekilmesi ruhlarda bir gerilim husule getirir, Allah da insanları  bir dramatizasyon ilkelerine göre hazırlar, bütün peygamserler tarihi de böyle serim ve gerilim, tırmanma ile devam eder, çünkü insan vakanın cazibesine böyle hazırlanır. Bediüzzzaman iki yüzyılın en çok gerilimler yaşayan insanıdır ama büyük bir romancı dehasına çarpmadığı için sanat ve edebiyat tasarım ve sahneleme ve anlatma konusunda, atmosfer temininde güçlü kalemler olmadığından toplumda cazibe hasıl etmesi hayli güç bir şekilde tanıtılır. Dünyanın büyük ideolojik devlerinin büyük romancıların hayatları harika şekilde biyografik roman olarak anlatılmışlardır, Tolstoy’un biyografisi bunlardandır, Dostoyevski’nin ki de böyle. Bizim kiler ben bana kurban ben bana hayran diyerek kendi kendine hısım akraba oluyor, toplumun bakış açısı kimsenin hesabında yok. BilgisizlikAllah rızası kavramının altında kapanıp gidiyor. Gerilimi  artıran asıl romanı başlayan  olarlarla gerilim vakaları denilir. Gerilimin niteliğine ve konmpleksliğine göre gerilim artırıcı olaylar birden çok da olabilir, bir de olabilir. Muhammed romanında gerilim unsurları çoktur, Ebu Cehil, Ebu Talib, Ebrehe, Kureyş Müfsitleri, bir de olayların gerilimli nitelikleri, savaşlar sırasında yaşanan gerilimler. 

Ama Muhammed romanında gerilim ve tırmanma ilahi bir perspektifle dua ile aşağı indirilir, susuz kalan orduya birden ellerinden su akıtan nebi görününce birden tension gerilim aşağı iner, Hendek savaşında hezimet görünürken ilahi bir lütuf olarak rüzgar çıkar her taraf toz duman olur düşmanlar rüzgar gibi geçip giderler. Dünya romanında dua yok, halbuki bütün dinlerde dua çok önemli Kur’an nebilerini hep dua ile ışığa çıkarır. Denizi gören ümmet Hz Musa’ya “Ya Musa arkamızda firavun önümüzde deniz ne olacak der” O da Rabbim beni hiç mahcub etmedi der, semavi canibden “Musa asanı denize vur denir” o da vurur deniz birden londra asfaltı gibi açılır güle oynaya geçer giderler, Firavun da arkadan gelir ama onun menhus ruhu asvaltı kapatır. Mağaranın önüne gelen Kureyş hainleri kapıda bir güvercin yuvası bir de örümcek ağı görürler yılların ağı, ihtimal vermez giderler. Hz Ebubekir’in endişesine Fahri Kainat “innellahe maana “sultan-ı Kainat bizimle, der.Bediüzzaman mağaradan düşerken ölmesi mukadderdir ama “ah davam” der, birden öndeki mağaraya atılır.

Ya Resullallah bize de yardım et bizim de elimizden tut, senin sevginden ve himayenden bizi ayırma, biz sensiz sıratta ne yaparız, biz sensiz hesapta ne yaparız. Hz Ömer beni hesaba çekmesin yeter birşey istemiyorum, demiş. İskender Pala inşallah bu kitabı ile Sıratı güle oynaya geçer gider.

Türk romanının medarı iftiharı, mehdisi bu sanatçı adam. Ahirette cümbüşlerle karşılanır.

Gerilimi artıran asıl romanı başlayan olaylara gerilim vakaları denilir. Gerilimin niteliğine ve kompleksliğine göre gerilim artırıcı olaylar birden çok da olabilir bir de olabilir. Romanda olayların çeşitliliği  kurgunun ve diğer roman unsurlarının karmaşıklığını gösterir. Bir vaka çeşidi de çözüm vakalarıdır. Gerilim inişe geçince romanın esrarı ve entirikası çözülmeye sonuç görünmeye başlar. 

Vakalar romantik, realist, natüralist, fantastik, ütopik, sembolik olarak da yorumlanır. Romantik vakalarda vakaların  hazırlanış süreleri yoktur. Birden ortaya çıkar birden çözülürler. Realist ve natüralist romanlarda olaylar tutarlı olmalıdır. Muhammed romanında olaylar ve onun etrafındaki bahisler kurmaca veya fiktif değildir, yaşanmış gerçekçi olaylardır, bu yüzoen Avrupa’nın realist natüralist gibi tasniflerine uymazlar. Hayat bu tarifler kadar geometrik değildir.

Bizim edebiyat tarihimizdeki fıkralar, hikayeler, Nasrettin Hoca, Behüli Dânâ gibi şahısların olayları çarpıcıdır. Zengin bir gelenek var ama romana yansıyan yok. Muhammed romanının vaka örgüsü bir davayı isbat için yazılmamıştır, olayların romancı gibi duygusal atmosfer yaratarak fotoğrafını çekmiştir.

Muhammed romanının neredeyse çok şahsı karakterdir, olaylar da karakterlere göre gelişir. Basit tipler karakteristik olaylar geliştiremezler. Bir Heyber’de Hz Ali gibi bir Allah’ın arslanı vardır, bütün olayı tek başına şekillendirir. Resulullah’ı ise karakter kelimesi tarife yetmez sanat böyle bir insana bir teknik biçim giydiremez, bezeten giydiren semavidir, yüreği, bedeni, sabrı şekillendirilmiştir. Hulukulkuran bu demektir.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kur’ân’ın Mu’cizeleri

Kur’an’ın Mucizeleri Kur’an’ın mucizevi yönlerini maddeler halinde sıralayalım: 1) Eşsiz bir anlatım. Şiire ve başka …

Kapat