Ana Sayfa / Yazarlar / Tat Kaybı

Tat Kaybı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Tat Kaybı

Görme kaybı ölçülebilir. İşitme kaybı ölçülebilir. Ne kadar görmediğini bilebilirsin. Ne kadar duymadığını bilebilirsin. Tat kaybına gelince onu asla ölçemezsin. Lezzet ölçer yok. Kim ne kadar tat alıyor bilinmez. Tat alma kaybı ölçülemiyor. Ne yediğini bilirsin, ne kadar yediğini bilirsin fakat ne kadar tat aldığını bilemezsin. Hangimiz daha çok tat alıyoruz. Bunu bilmemiz mümkün değil.
Kaç rekat namaz kıldığın bilinir, kaç para zekat verdiğin bilinir, kaç gün oruç tuttuğun bilinir. Fakat ihlasın, ihsanın, duadaki samimiyetin, şükür, tesbih ve tekbirin bilinmez. Bunlar mahşer terazisinde tartılır. O halde ucba yer yok. Kim kazanacak veya kaybedecek bilemeyiz.
Ceviz yedin ve çiğnerken pencereden dışarı baktın. Temiz hava aldıkça ağzından içeri ceviz tadının dolduğunu görürsün. İçeride iken aynı tadı alamazsın. Hava girdikçe tat kaybını tesbit edersin. Halbuki cevizi yerken tat aldığını sanıyordun. Acaba ceviz tadını almada ne kadar kayıp yaşadın. Görme kaybımızı miyop, hipermetrop olarak tesbit ediyoruz. İşitme kaybını cihazlarla ölçebiliyoruz. Fakat tat alma duyumuzdaki kayıplar ölçülemiyor. Böyle bir cihaz yok. Duygularımızı ölçmede gözyaşı bir ölçü olsa da tek başına makbul bir ibadetin ölçüsü değil. Kimin ibadeti göklere yükselir, kimin duası arşı titretir bilemiyoruz. İbadet ve dualarımızın mahiyetini ve kıymetini ahiretteki ölçümlerle anlayacağız.
Ahiret kurlarından da habersiz durumdayız. Kaç oruç kaç yalana tekabül eder. Kaç gıybet kaç namazın sevabını siler bilemiyoruz. O halde neye güvenir ucba giren?

Günahlar ve Dua

İşlenen günahlar, duaların ve ibadetlerin Allah katındaki makbuliyetine mani olur.
Allahu Teala sana şöyle dese ne yaparsın: “Kulum ben senin duanı kabul ettim. Sen benim emrimi neden yapmadın. Ben seni korktuğundan korudum. Sen benim yasağımı neden korumadın, çiğnedin.”
Her günah insanı Allah’dan uzaklaştırır ve O’nun gazabına sebeb olur. Kulun günahtan sonraki haline bakılır. Eğer ekber’ül- kebair ve mubikat-ı seb’a tabir edilen helak edici günahlardan işledi ise bunların insanın ruhuna ve kalbine verdiği azim zararlar neticesinde duası sathi ve sun’i olur. Üzerinde gazabı ilahi şiddetlenir ve duası da makbul olmaz. Günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak duanın makbul olmasına manidir. Fakat küçük günahlardan işledi ise (vakit namazlarını kılmak bunların affına vesiledir) veya hangi günah olursa olsun pişmanlık içinde Allah’a yöneldi ise Cenab-ı Hak ona merhamet eder, affeder ve duasını kabul eder ümidindeyiz.
Allahu Teala (c.c.) şöyle buyuruyor: “Allah’ın kabul edeceği tevbe, ancak cahillikle bir kötülük yapıp hemen ardından tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah onların tevbesini kabul eder. Allah, Alim’dir, Hakim’dir.” (Nisa: 17.) (Nahl: 119.)
Ya Rab! Bize günahsız bir hayat bahşet.
Ya Rab! Bize tertemiz bir hayat bahşet.

*İlahi günaha nefret, sevaba muhabbetle doldur içimi.

*Ağlamayı ve gözyaşını bütün makamlara tercih ederim.

*Ya Rab göz pınarlarımı kurutma. Sana olan iştiyakımdan dolayı senden gözyaşı isterim.

*Ya Rab geçmiş günahlarımı bağışla. Kalbimin ve ruhumun gözyaşı ile yıkanıp tertemiz olmasını nasib eyle.

*Kurumuş gözden ve katılaşmış kalbden sana sığınırım.

*Abdullah bin Amr’dan (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ım! Faydasız ilimden, huşu duymayan kalbden, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” (Müslim- K. Zikir) (Ebu Davud- Salat) (Tirmizi- Dua 6. Cilt, 90. Sh.- Hadis No: 3711.) (İbni Mace- Dua 10. Cilt, 19. Sh.- Hadis No: 3837.) (Nesai- İstiaze 3. Cilt, 591. Sh.- Hadis No: 5347)
Kalb huşu duymazsa, nefis doymazsa, akıl faydası olmayan ilim ile ve malayani ile meşgul olursa dua da kabul olmaz. Kalb, nefis ve akıl istikamette olunca dualar kabul olur. Bu hadis duanın kabul şartlarını bildiriyor. Kalbe, nefse, akla dikkat çekiyor.

Dua ve Dilek

Dua edenler var. Dilek tutanlar var. Kimileri Cenabı Hakka uzaklığı yüzünden dua edemiyor, dilek tutmayı tercih ediyor. İnançsızlar için dilek tutmak duaya alternatif oluyor.
Duada iman, gülbankta gaflet, dilekte küfür kokusu var. Mümin “Yarabbi” diyerek dua eder. Gafil adam “Akıbetleriniz hayrola”, “maksadınız hasıl ola” diyerek emir verir gibi temennilerde bulunur. Kafir ise havuza para atıp dilek tutar. Yıldız kaydığını görünce dilek tutar.

*Hz. İsa ölüleri diriltirken Ya Hayyu Ya Kayyum diyordu.
Sen söyleyince dirilmiyor.
Dua ile birlikte dudak önemli.
Yazı ile birlikte el de önemli.
Bıçak kesmez, el keser.
Dua var, dudak var.
Füze var, rampa var.
Füze, rampadan yükselir.
Dua, dudaktan yükselir.

Sual: Duada eller neden kaldırılır?

Elcevap: Gökyüzü duanın kıblesi olmakla birlikte ellerin kaldırılması ve gözünün önüne getirilmesi kader cihetinden bir ihtardır ki; Duan kabul oluyor fakat sen de ellerinle çalış, ihmal etme ve verilen nimeti tut ve bırakma.
Ellerine bak, duana icraat kat.
Ellerin var çalış ve ne işe yaradığını unutma. Atıl bırakma.
Kazma tut, çekiç tut, balta tut, kalem tut, kılıç tut, halat tut.
Duana katran karıştır hadisi bu manayadır.
Duadan sonra ellerini çalıştır.
Onu ellerinle devenin dizlerine sür.

Dua ve Fırsat

Bir gün bir yerde bize rahmet kapısı açılırsa üç şey istemek öncelikli gayemiz olsun.
Rahmetini, bereketini, selamını isteyelim.
Miracda Allahu Teala Rasul’üne (s.a.v.) bu üç şeyi verdi.
Eğer bu üç şeyden daha kıymetli bir şey olsaydı onu verirdi.
Rahmetin gelmesi cenneti kazanmaktır.
Selamın ve esenliğin gelmesi cehennemden kurtuluştur.
Bereket ise nimetin ve her hayrın verimli olmasıdır, çoğalmasıdır. Azami faydadır.

Dua ve Esma

Razı ol benden Ya Allah.
Rahmet eyle bana Ya Rahman.
Merhamet eyle bana Ya Rahim.
Hikmetini ver bana Ya Hakim.
İlminden bolca ver bana Ya Alim.
Gerçekleri bildir bana Ya Hakk.
Hayat ver bana, diri tut beni Ya Hayy.
Ayakta tut, sebatlı kıl beni Ya Kayyum.
Günahlarımı bağışla Ya Gafur.
Tekrar tekrar bağışla Ya Gaffar.
Günahlarımı sil ve yok et Ya Afüv.
Ayıplarımı ört Ya Settar.
Sevgini ver bana Ya Vedud.
Hidayete erdir beni Ya Hadi.
Şifa ver bana Ya Şafi.
Sonsuzluğa götür beni Ya Baki.
Koru bizi Ya Hafız.
Haberdar eyle beni kendinden Ya Habir.
İşit beni, her şeyi işiten Ya Semi’.
Gör beni, her şeyi gören Ya Basir.
Genişlik ver bana Ya Vasi.
Aziz eyle beni iki cihanda Ya Aziz.
İkram eyle bana Ya Kerim.
Rızık ver bana Ya Rezzak.
Nimet ver bana Ya Naim.
Nurlandır beni Ya Nur.
Varlığını göster bana Ya Mevcud.
İbadetine yönelt beni Ya Ma’bud.
Her şeyden önce olan Ya Evvel
Her şeyden sonra olan Ya Ahir
Eserleri görünen Ya Zahir
Mahiyeti gizli kalan Ya Batın
Bizi öne al Ya Mukaddim
Bizi tevazu ile geride sakla Ya Muahhir
Bize ciddiyet ve sebat ver Ya Kabid
Bize huzurlu genişlik ver Ya Basit
Rahmetini, Bereketini, Selamını ver.
Ya Rahman, Ya Şekur, Ya Selam.
(Cevher İnci Altın isimli kitaptan)

Hayraniyim

Ensemde hissettim kudretini,
Kalbimde gördüm şefkatini,
Ruhuma yaydım vüs’atini,
Aklıma yerleştirdim hikmetini,
Nefsimde tattım rahmetini,
Ya Kadir, Ya Rahim, Ya Vasi, Ya Hakim, Ya Rahman.

Sanatına karşı seyraniyim Ya Rab!
Kudretine karşı turabiyim Ya Rab!
Varlığın karşısında fena fillahım Ya Hak!
Cemalindeki ihtişama hayraniyim Ya Hak!

Abdullah Öztürk

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

3 Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun.

  2. avatar

    Allah razı olsun abim.

  3. avatar

    Ya Rab! Bize günahsız bir hayat bahşet.
    Ya Rab! Bize tertemiz bir hayat bahşet.

    *İlahi günaha nefret, sevaba muhabbetle doldur içimi.

    Amin…

    Allah razı olsun hocam

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Orhan Pamuk Maceram

Orhan Pamuk Maceram 2006'da "Romancı ve Romanlar" diye yaşayan dokuz romancılarımızla ilgili bir kitap  çıkarmıştım, …

Kapat