TATİLİ TATİL ETMEK
Şehrin gürültüsü canıma tak etmişti. Şöyle bir sıla-i rahim yapmak iyi olacak dedim ve köyümün, doğduğum yerlerin yolunu tuttum.
Annem çok sevindi. O akşam ana oğul bolca sohbet ettik. Sabah namazından sonra hüthüt kuşunun esrarlı sesiyle güne merhaba dedik. Yeni bir güne kuş sesleriyle başlamak bambaşkaydı.
Kahvaltıdan sonra Çıkrık gölüne gittik. Yanımda, iki çocukluk arkadaşım da vardı. Gölün ortasında kalmış birkaç ağaç âdeta canlı meyvelere durmuş. Dallardaki sığırcıklar birer siyah elması andırıyordu. Angutlar, suyu keskin bir makasın gök renkteki bir kumaşı kesmesi gibi ikiye biçiyor, arkalarında açısı gittikçe genişleyen izler bırakıyor, suyu parça parça ediyordu.
Gökyüzündeki bulutlar hızlanmış, kuşları bir telaş almıştı. Ağaçlar bile bu heyecanı hissetmişçesine bir garip hal almış, yaprakları hışırdamaya başlamıştı. Kısacası etrafta paramparça bir bütünlük vardı. Her duyulan ses, her kıpırtı ilahî bir orkestranın parçası gibiydi.
Akşam kızıllığı vurmuştu dağların tepesine. Sudaki canlılar başka bir havaya girdi. Ses ve hareket ritimleri değişti. Demek ki akşamı onlar da böyle karşılıyorlardı. Kafiyeli ötüşleriyle yavrularına seslendiler. Biraz sonra belki de aile meclisinde günün kritiği yapılacak; hatalılar, toylar ebeveynler tarafından uyarılacaktı.
Ortalığa akşam karanlığı çökmeye başlayınca, kurbağaların vıraklamaları iyiden iyiye arttı. Bizim oralarda keler dedikleri, sadece geceleri sesleri duyulan yaratıkların -o çocukluk yıllarında bizleri mest eden şarkıları- girdi devreye.
Artık kara kanatların varlıkları seçilmeyecek kadar etraf kararmıştı. Suyun içindeki çalılar koyu birer tabloyu andırıyordu. Ağaçların yeni ve koyu şekillerini istediğiniz nesneye benzetebilirsiniz artık.
Az önceki hareketlilikten eser kalmadı. İnsanı ürperten bir sessizliğe büründü âlem. Aslında bu bir işaretti. Bize de yol göründü demekti. Üç eski dost köyün yoluna düştük. Arkadaşları bilmiyorum. Benim kafamda bir dinginlik vardı. Sanki ruhum yunmuş yıkanmıştı. Kafamdaki fazlalıklar gitmiş iyiden iyiye hafiflemiştim.
Tatil, bir dinlenme faaliyetiyse galiba ben iyi bir tatil yapmıştım. Hem anamın duasını almış, hem de doğduğum, ağlayıp güldüğüm toprakların kokusunu duymuştum. Mevsimlerin yeniden farkına varmış, bulutların hızla geçişinin manasını, kuş cıvıltılarının anlamını, insanların içtenliğini, akşam çayının hâlâ bir tadının olduğunu yeniden keşfettim.
Üstelik kimseden borç almadan tatil yapılabileceğini de anladım. Siz ne dersiniz?..
Mahir Duman
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024