İman mı İman Kültürü mü? / Ubeydullah GARİB

Yazarlar İman mı İman Kültürü mü? / Ubeydullah GARİB için yorumlar kapalı 1,035 Defa Okundu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bismillah

Her hayrın başı olduğu için Bismillah.

Her hayırlı işin önü olduğu için Bismillah.

Hep damlacık kalabilmek için…

Dualara vesile olmak için…

Bismillah…

Tedbir

Takdire karşı tedbir çaresizdir. Rabbimizden niyaz ediyoruz ki bu kanununu bize yeni tsunamilerle izah etmesin.

Hakiki Tedbir

Gelişmiş teknoloji vs. takdire tedbir olamıyor. O zaman gerçek tedbirin yollarını aramak lazım:

Zekat, kin ve hasedin ilacıdır.

Küresel zekât, gayretullaha dokunacak açlık manzaralarının çaresidir.

Zulmü terk etmek, zulme seyirci kalmamak veya zalimlere taraftar olmamak bela ve musibetleri uzaklaştırır.

Teknoloji, şirkin yeni bir versiyonu olmamalı.

“Sadaka, belayı defeder.”

İman mı, İman Kültürü mü?

İman etmek ile iman kültürü arasında fark olmalı.

İman etmek, duygularımızda, hayallerimizde, düşüncelerimizde tevhidi esas almaktır.

Her işimizi ona göre düzenleme endişesi taşımaktır.

Kalben, aklen, hissen, halen, tavren imanda olmak, iman halinde kalmaktır.

İman kültürü ise imana ait meseleleri sadece bilmek ve taraftar olmaktır.

İman meselelerini yalnızca düşüncelerimize zenginlik veren güzel fikirler kaynağı olarak görmektir.

Sadece dara düştüğümüz anlarda kendisinden istifade etmeyi akla getirmektir.

Sebepler

Bir binanın inşası için taş, kum, çimento, demir vs. sebeplerdir. Bu şeylerin kendi kendilerine bir araya gelip bir binayı teşkilleri mümkün ise, kâinattaki su, element, hava, toprak, ışık vs. unsurların da bir araya gelip kendi kendilerine mahlûkatı meydana getirmeleri imkan dâhilinde görülebilir.

İnkâr, imkânsızı mümkün görme garipliğidir.