KASTAMONUR.COM Sırlar ve Nurlar Şehrinden
|
K Ü R S Ü
Yunus MÜREBBİ |
TEKSTİL PARÇASI
O’nu çok severdim…
Hele hele
Şöyle gözlerini kırparak ve başını hafif eğerek
“Divane aşık gibi de dolanirum yollarda” diye nağmeyi tuturdu mu…
Gel de dinleme arkadaş?
Çok kaliteli bir şarkıcıydı…
Ta ki düne kadar…
Dün meslek değiştirdiğini gördüm;
Üzülerek…
Yalnız hangi mesleğe soyunduğunu anlayamadım!
Din uzmanı mı?
Siyasetçi mi?
Tekstilci mi?
Galiba tekstil sektörüne daha çok ilgi gösteriyor!
Van’da bir vakfın öğrenciler için düzenlediği söyleşiye katıldı kendisi…
KCK operasyonları kapsamında tutuklanan Bekir Kaya olayı için “asimilasyon” tespitini Vanlılara şirinlik olsun diye söylediğini ihtimaller torbasına koyup anlayış gösterebiliriz…
Hatta “başörtüsü benim için bir tekstil parçasıdır” sözünü de – kendi görüşüdür- diye saygıyla karşılayabiliriz…
Fakaaaat…
Bu noktadan sonra resmen ayağı gaz pedalına yapıştı…
Benim tespitim Japon yapıştırıcı kullanılmış olabileceği yönünde!
Yoksa böyle yokuş aşağı gaz köklenir mi?
“Dünyaya geldiğinde insan çıplaktı, bütün bunlar (başörtüsünden bahsediyor) sonradan ortaya çıktı” tezini niye ortaya attı kestiremedim,
Ama o kadar gencin içinden bir tanesi çıkıp ta;
“Dünyaya geldiğin gibi doğal ol o zaman” karşı tezini ortaya sürseydi;
Yandı gülüm keten helva!
“Ben tek dine inanmıyorum!” demesi ise sanırım gaz pedalının artık kontrolden tamamen çıktığı an oldu!
Ne yani?
Sen kaç dine inanıyorsun ablacım?!
İki mi, üç mü, beş mi,on mu?
Hayır yani, insanın bi ayarı olması lazım!
…
Bütün bunlar işin içine espri katarak,
O billur gibi sesin billur gibi yüzün masumane gafları olarak magazin literatürümüze girecekken;
Savaş baltalarını belinden çıkarıp başörtüsüne hücum etmesi bir çuval inciri de çöpe döktüğü an oldu!
Bir tekstil parçasını başında gezdirenlerin kalplerine, yüreklerine, beyinlerine kadar girmeyi başararak;
İnancı gereği kapandığını söyleyerek bizi kandırmaya çalışan tüm bayanların foyasını ortaya çıkardı!
Meğer onlar bu başörtüsü dedikleri tekstil parçasını siyasi bir amaç uğruna takıyorlarmış!
Ben bu tezi sanki bir yerlerden hatırlıyorum ama çıkaramadım şimdi!
Eğer bu yaklaşımı sergilemeseydi,
“Divane aşık gibi” onun billur sesiyle yollarda dolanmaya devam edecektim…
Şevval ayında esen bir Sam yeliydin benim için…
Ama bir tekstil parçasında bittin!
- Allah Ne Muradın Varsa Versin - 20 Haziran 2017
- Gel de Akif’i Anma / Yunus MÜREBBİ - 28 Mayıs 2017
- Farklılıklarımız zenginliğimizdir / Yunus MÜREBBİ - 16 Aralık 2014
- Zalim Tek, Mazlum Paramparça! / Yunus MÜREBBİ - 15 Temmuz 2014
- Bir Sempozyumun Ardından / Yunus MÜREBBİ - 25 Mayıs 2014
- Sempozyum – Akman – Soma / Yunus MÜREBBİ - 15 Mayıs 2014
- Zamanı tersine çevirin / Yunus MÜREBBİ - 5 Mayıs 2014
- Çocukluk Hayali / Yunus MÜREBBİ - 25 Kasım 2013
- Andımızı Kim Okumalı / Yunus MÜREBBİ - 2 Ekim 2013
- Talihi Belirleyenler / Yunus MÜREBBİ - 26 Eylül 2013
