“S-Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umûr-u diniyede
C-Tenkidin sâiki, ya nefretin teşeffîsidir, veya şefkatin tatminidir. (Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi.)
Sıhhat ve fesada muhtemel bir şeyde kabule temayül ve tercih şefkatten; redde temayül ve tercih -vesvese olmazsa-nefretten geldiğine ayardır.
وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَلِيلَةٌ – وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا (Anlamı: Rıza gözü, ayıplara karşı kördür. Kem göz ise kusurları araştırır.)
Sâik-i tenkit, aşk-ı hak ve arzu-yu tenzih-i hakikat olmalı. Selef-i Sâlihînin tenkitleri gibi.”(1)
Üstad burada tenkit ve eleştirinin nasıl olması gerektiğine işaret ediyor.
Tenkidin sâiki yani tetikleyici unsuru ya nefretin intikam alma arzusudur. Yani tenkidi, sevmediği ve düşman olduğu kişiyi yıkmak ve devirmek için yapıyor. Düşmanın ayıbı, ya intikam için ya da düşmanı alt etmek için araştırılır.
Ya da şefkatinden ve acımasından dostunu bir yanlıştan ve yıkımdan kurtarmak için ikaz mahiyetinde bir eleştiridir. Dostun ayıbı ise, kapayıp onu o halden kurtarmak için tenkit edilir.
Sıhhat ve fesat ortasında olan bir şeyi sıhhate götürmek yahut sıhhate götürecek bir tenkit sistemini kabul etmek şefkat ve iyi niyetten gelir. Aynı derecede fesada yakın olan bir şeyi bozuk ve yanlış bir tenkit sistemi ile fesada yorumlamak ya da onu fesada kalb etmek, bozuk ve nefretle beslenen bir ruh halinin ürünüdür.
Mesela, bir insanda bir hal olsa bu hal yanlış ile doğru ortasında, yani doğru da olabilir yanlış da olabilir bir mahiyette olsa, iyi niyetli ve şefkatli birisi bu hali iyi niyetli bir tenkit ile iyiye yorsa, o hal iyiye dönüşür. Kötülüğü ve nefreti hayat felsefesi yapmış bozuk zihniyetli bir adam, iyiliğe dönüşmesi muhtemel o hali kötü niyeti ile bozuk bir hale dönüştürür.
Tenkidin asıl gayesi ve sevk edici unsuru, hakka olan aşk ya da hakikatin bâtıl ve hurafelerden arınmasını ve temizlenmesini arzu etmek olması gerekir. İslam büyüklerinin tenkidi gibi. Mesela hadis âlimlerinin hadisin metin ve senedini tenkit etmesi bu ölçüye güzel bir örnektir.
Tenkidin tetikleyici unsuru ve gayesi sırf üstün gelmek, ya da karşı tarafı yerin dibine batırmak amaçlı olması, İslam’ın kabul ettiği bir tenkit tarzı değildir.
(1) bk. Tulûât, Müstehak Bir Ceza
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024