Ana Sayfa / Yazarlar / Tevhid Bürhanları

Tevhid Bürhanları

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Tevhid Bürhanları

Birisi der ki: “Ben Allah’ın varlığına binbir delil buldum!” Diğeri şu cevabı verir: “Demek senin binbir şüphen var!”
Ateistin sığınacağı son hikaye budur. Ne gerek var delil aramaya. Tamam, inan fakat kimseye delil gösterme.
Tevhid delillerini görmeden kim iman etmiş? Nebiler, deliller ve mucizeler getirmeden kimlerin hidayetine vesile olmuş? Bu konuda susmak veya kişinin kendi kabuğuna çekilip ferdi ibadetleri ile meşgul olması, meydanı ateist fitnecilere bırakmak demek olur.
Kainata baktığımızda her bir mevcudda görünen, her yerde izlerini gösteren, tasdike ve iman etmeye sevk eden tevhid delilleri var.
Tevhid bürhanları olan külli hakikatler, bütün kainatı ihata ediyor. Şualarda ve bilhassa 2. 7. ve 15. Şuada geçen şu hakikatlerin bütün mevcudata ıtlakı var.
Rahmet, rızık, şefkat, merhamet, hikmet, ihya, hayat, memat, kıyam, cemaller, güzellikler, şifalar, gıdalar, it’am ve in’am ve ikram ve ihsan, hıfz, himaye, inayet, nizam, mizan, tanzim, tevzin, tezyin, takdir ve tasvir, sanat, teavün, tavzif, terhis, halk ve icad, ibda ve ihtira, inşa ve terkip, tebeddül, faaliyet hakikati içinde tezahür eden Rububiyet hakikati; tahavvülat, teşahhus, vahdet, tefrik, kasd ve irade, kudret, ilim, harekat, sekenat, ef’al, idare, terbiye, tedbir ve tedvir, ıtlak, nezafet, adalet, temyiz, imkan, hudus, tekvin, tahvil ve tebdil ve tenzil ve tekmil gibi şuunatiyle ve tasarrufatiyle kendini gösterir ve tanıttırır. (Şualar)
Sadece tekmil hakikati bile bütün ilimlerin tasdik ettiği bir gerçektir. Evrende kendi haline, doğal şartlara bırakılan tüm sistemler, zamanla doğru orantılı olarak düzensizliğe, dağınıklığa ve bozulmaya doğru gider. Bu gerçek “Entropi Kanunu” olarak da ifade edilir. Entropi, fizikte bir sistemin içerdiği düzensizliğin ölçüsüdür. Bu kanun “Bütün bilimlerin birinci kanunu” olarak tanımlanmıştır. Entropi kanunu, materyalizmi kesin biçimde geçersiz kılar. Çünkü evrende çok belirgin bir düzen vardır ve bu düzen tekmil hakikatini gösterir.
Kendi haline bırakılan tüm sistemler düzensizliğe ve bozulmaya doğru gider, dağılıp bozulur. İki ayrı sistemin birbirine uygun bir şekilde bir maksada doğru faaliyet göstermesi ve faydalı neticelerin meydana gelmesine sebeb olması ancak geniş ve şumullü bir irade ile ve akıllı bir tasarım ile açıklanabilir. Canlılarda üreme sistemi, dişi ve erkek olarak iki ayrı sistem iken tek bir faaliyete dönüşmesiyle türün devamını ve çoğalmayı sağlaması, en ifrad ateistleri bile imana getiriyor. İddialarını çürütüyor.
İnsanın kanında bulunan maddeler tevzin (ölçü) hakikatinin tezahürü ve Hakim isminin tecellisidir. Hassas bir ölçü içinde ve en uygun miktardadır. Demir, şeker, yağ, sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi maddeler ne çok fazla ne de çok az sayıdadır. Gerekli olduğu hassas miktar kadardır. Hastalar hariç bütün insanlarda en uygun ölçüde olması gayet hikmetli ve çok manidardır. Tevzin hakikati gibi nizam ve tanzim hakikatini de her yerde görmek mümkündür. İnsanın dişlerinin düzenli ve hikmetli dizilimi, mısır tanelerinin düzenli sıralanması, portakal dilimlerinin sıralı dizilimi tanzim hakikatinin ne kadar şumüllü olduğunu ve dişinden tırnağına ve kemiklerine kadar her şeyi ihata ettiğini gösteriyor.

Plan ve Gaye

*Tabiatta plan ve gayenin varlığı görünüyor. O halde planlayıcı ve hedef belirleyicinin bulunması zaruri olarak benimsenmelidir. (İslam Ans. 2. Cilt, 476. Sh.)
*Ateiste evrende plan ve gaye var mı? diye sorarsak,
Var demek zorundadır.
Çünkü plan ve gaye evrende gözle görünüyor.
Plan ve gayenin varlığı, plan koyanı ve hedef belirleyeni gerekli kılar.
Üstelik bu plan ve gayeler kudret ile destekleniyor.
İlim, irade, kudret ile icraatlar ve eserler ortaya çıkıyor.
Bu hakikate karşı kulaklarını tıkayan ateiste, “Ateş temizleyicidir.” sözünü hatırlatalım.
*Bir bilim adamı şöyle diyor: “Bu evren insanın yaşamasına uygun olarak yaratılmış. Birileri bizim geliyor olduğumuzu biliyor olmalı. İnsan bu kainata baktığında her şeyin onun için hazırlanmış olduğunu görür. Bugün yaktığımız fosil yakıtlar milyonlarca yılda oluştu. Denizler, karalar, bitkiler, hayvanlar bizim için hazırlandı. Güneş, ay, bulutlar, yağmur, oksijen, ışık, ısı insanın yaşamasına uygun şekilde yerleştirilmiş ve gerekli ölçülerde hazırlanmış.
*Biz gelmeden dünyanın alt yapısı, üst yapısı, içyapısı, dış yapısı bizim için hazırlanmış.
*Allah’ım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona tabi olmayı, batılı batıl olarak gösterip ondan sakınmayı nasib eyle. (Mektubat-ı Rabbani 1. Cilt, 272. Mektup, 690. Sh.) (İşaratü’l- İ’caz, Fatiha Suresi)
*Allah’ım! Bize eşyanın hakikatini göster. Göster ki ehli dalaletin düştüğü çukurlara düşmeyelim.

Dişler

Bu alemde insana faydalı olan gıdaları onun etrafına yerleştirip sonra da insanın ağzına bunları çiğnemeye elverişli dişleri takan ve çiğnenen gıdalardaki lezzetleri tadacak kabiliyetteki dili ağzın içine yerleştiren Allah, her canlıyı hikmetle yaratmıştır.
Bu zahir gerçeği inkar etmek büyük bir garaz ve yaradana karşı büyük bir düşmanlıktır. İman etmemek için aklını çıkarıp atmaktır.
Allah’ın mükemmel bir sanatı olan insan, ağzındaki dişleri ile onun varlığını haykırıyor. Dişlerin ağızdaki yerleşimine bakınca hayran olmamak mümkün değil. Öyle bir düzenle sıralanmış ve çene kemiğine o kadar düzenle çakılmış ki dişlerin altında çatal şeklindeki kökler mahir bir sanatı gösteriyor. Maharetli bir el tarafından çene kemiğine raptedilmiş.
Acıyı tatmaya ve cezayı hatırlamaya sebep olacak şekilde diş köklerine sinir iplerini yerleştiren ve aynı zamanda lezzeti ve mükafatı tanıtmak için dile tat alma kabiliyetini veren Zat-ı Zül Celal insanı ceza ve mükafat ile uyarıyor. Evet, insan azab çekecek mahiyette ve lezzet alacak kabiliyette yaratılmıştır. Cennet ve cehennemin bir numunesi onun ağzının içine, yaratanı tarafından yerleştirilmiştir. Sadece bir ağız içine yerleştirilen diline ve dişlerine bakmak yeterlidir. Eğer insan taştan ve demirden yaratılsaydı veya dünyada hiç ateş olmasaydı ve insan ateş ile tehdid edilmemiş olsaydı belki onun gafleti bir derece mazeret olabilirdi. Fakat lezzet ve acıyı bu dünyada tattığı halde ve ateşi yakınında gördüğü halde ve etten ve kemikten yaratıldığı halde gaflet içindeki umursamaz tavrı, insana çok dehşetli bir sonu hazırlamaktadır.
Cevher İnci Altın isimli kitaptan

İsterim

İsterim ki ben bir Vedud-u Vasi isterim.
Başka bir şey istemem.
Bin tane Leyla emrime ram olsa istemem.
İsterim ki ben sonsuzlukta bir nokta olmak isterim.
Başka bir şey istemem.
Bin tane dünya emrime ram olsa istemem.
İsterim ki ben liyakatsiz iken seçilmek isterim.
Başka bir şey istemem.
Kıymetsizlik içinde, arşın altında bir çul olmak isterim.
Abdullah Öztürk

Göster

Ey bu kainatın Sahibi!
Ey yeryüzünün Hakimi!
Ey bu canlıların Halikı!
Ey bu memleketin Maliki!
Sana ulaşacak yollar göster.
Sana kavuşacak çare göster.
Seni gösterecek gözler göster.
Bana sığınacak melce göster.

Abdullah Öztürk

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allahu Teala sizden razı olsun hocam.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kadın Mitingi mi Vatan Mitingi mi?

Kadın Mitingi mi Vatan Mitingi mi 10 Aralık 2022.. Kastamonulu kadınların tertip ettikleri mitingin 103. …

Kapat