Ana Sayfa / Yazarlar / Toplumsal Günahların Tövbesi, 40 Yılda mı Kabul edilir?

Toplumsal Günahların Tövbesi, 40 Yılda mı Kabul edilir?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

,

Toplumsal Günahların Tövbesi, 40 Yılda mı Kabul Edilir?

,

“Kur’ân-ı Hakîmin cümleleri birer mânâya münhasır değil;
belki nev-i beşerin umum tabakatına hitap olduğu için, her tabakaya karşı birer mânâyı tazammun eden bir küllî hükmündedir.

Beyan olunan mânâlar, o küllî kaidenin cüz’iyatları hükmündedirler.

“Herbir müfessir, herbir ârif, o küllîden bir cüz’ü zikrediyor.
Ya keşfine, ya deliline, veyahut meşrebine istinad edip, bir mânâyı tercih ediyor. …

Bunlar umumen murad ve maksud olabilir ve onun hakikî ve mecazî mânâlarıdır.”

BSNursi/ Mektubat

***

Nihai Zafer Müttakilerindir!

A’râf / 128. Ayet:

قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اسْتَع۪ينُوا بِاللّٰهِ وَاصْبِرُواۚ اِنَّ الْاَرْضَ لِلّٰهِ۠ يُورِثُهَا مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ

Mûsâ, kavmine şu tenbih ve tesellide bulundu:

“Allah’tan yardım isteyin ve sabredin!

Şüphesiz bütün yeryüzü Allah’ındır; ona kullarından dilediğini vâris kılar.

Unutmayın ki; hayırlı son, nihâî zafer, ancak Allah’a karşı gelmekten sakınanların (müttakiin) olacaktır.”

[Kur’an-ı Kerime göre; bir İslam peygamberi olan; Musa as: Fıravun zulmüne karşı kavmine / müminlere, sadece Allah’tan yardım isteyip sabretmelerini istiyor.
Ayrıca yeryüzünün sahibi olan Allah’ ın mülke / bir toprağa, dilediğini mirasçı kıldığını / kılacağını beyan eder.

Hayırlı son, nihai zafer ancak; Allah’ ın emir ve yasaklarına uyanların olacağını buyurur.
Acaba, kıyamete kadar her asra her topluma bakan işari remzi manaları olan bu ayetin; günümüz müslüman ve Filistinlilere bakar ciheti ne olabilir?]

—-

Zafer ve Hezimet Zamanları Döndürülür!

 

 

Aali İmran 140 – 141: (Kur’an Yolu meali )

﴾140﴿ Eğer siz (Uhud’da) bir yara (yenilgi) aldıysanız,
bilin ki o topluluk da benzeri bir yara almıştı.

Biz;
(zafer ve hezimet) günlerini
insanlar arasında döndürüp duruyoruz ki, Allah gerçek müminleri ortaya çıkarsın ve uğrunda şehitleri / şahitleri  olsun diye.

Allah zalimleri sevmez.

﴾141﴿ Bir de Allah,
iman edenleri günahlardan arındırmak, kâfirleri de yok etmek için böyle yapıyor.

—-

Aali İmran 140- 141 ayetler, (Kur’an Yolu Tefsiri):

– Genel olarak müfessirler 140. âyette Uhud Savaşı ile Bedir Savaşı’nın mukayesesinin yapıldığı kanaatindedirler.
Müşriklerin daha önce Bedir Savaşı’ndaki kayıpları müslümanların Uhud Savaşı’ndaki kayıplarından az değildi. Âyet buna işaret etmektedir.

Yüce Allah, Uhud Savaşı’nda yenilen müminleri teselli etmek ve cesaretlendirmek için Bedir Savaşı’ndaki zaferlerini hatırlatarak buyuruyor ki:
Eğer siz Uhud’da yenilgiye uğradıysanız hemen üzüntüye kapılıp cesaretinizi yitirmemeli ve zaaf göstermemelisiniz.

Unutmayın ki, düşmanlarınız da Bedir’de benzeri bir yenilgiye uğramışlardı.

Bu gerçek Allah’ın bir kanunudur.

Sabır ve kararlılık içerisinde çalışıp gayret gösterenler sonunda zafer ve  başarıya ulaşır. Bu ilâhî bir kanundur.

Müslümanların Uhud’daki yenilgilerinin başka hikmetleri de vardır.

141. Ayet:
Yüce Allah samimi müminleri ortaya çıkarmak ve onların bir kısmını şehitlik rütbesine erdirmek, müminleri günahlarından  arındırıp tertemiz hale getirmek,
kâfirleri de yoketmek / helâk etmek için bu zafer ve yenilgileri insanlar arasında döndürüp durur.
Eğer bütün savaşlarda müminler yenen, kâfirler yenilen taraf olsaydı,
o zaman hayatın imtihan oluşunun bir değeri kalmadığı gibi serbest irade ile iman etme imkânı da ortadan kalkar; kâfirler ister istemez imana zorlanmış olurdu.
Demek ki yaralanmak, öldürülmek veya yenilmek müminlere  değer kazandırıp günahlardan arınma imkânı sağlarken, diğer tarafa zillet ve kayıp getirmektedir.

Nitekim Bedir’de müşriklerin yara alıp yenilmeleri onlara zillet ve kayıp getirdiği halde Uhud’da müminlerin şehit olmaları, yaralanmaları ve yenilmeleri onlara günahlardan arınma ve mânevî kirlerden temizlenme şerefini kazandırmıştır.
Ayrıca kıyamete kadar yapılacak savaşlar için de  bir ders olmuştur.

—-

Allah’ın Emrine Karşı Çıkanlar Çölde Gezdirilir!

Maide Suresi 21- 26. Ayetler meali: (Kur’an Yolu)

﴾21﴿ Ey kavmim!
Allah’ın sizin için (vatan olarak) yazdığı kutsal topraklara girin, sakın geri dönmeyin, sonra kaybedenler siz olursunuz.”

﴾22﴿ Dediler ki:
“Ey Mûsâ! Orada zorba bir topluluk var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Ama oradan çıkarlarsa biz hemen gireriz.”

﴾23﴿ Korkanlar arasından Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu iki (yiğit) adam şöyle dedi:
“Kapıdan üzerlerine hücum edin; oraya girdiğiniz an artık kesinlikle siz galipsiniz. Eğer müminler iseniz ancak Allah’a güvenin.”

﴾24﴿ İsrâiloğulları,
“Ey Mûsâ! Onlar orada bulundukları sürece biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız!” dediler.

﴾25﴿ Mûsâ:
“Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle bu yoldan çıkmış kavim arasında sen hükmet” dedi.

قَالَ فَاِنَّهَا مُحَرَّمَةٌ عَلَيْهِمْ اَرْبَع۪ينَ سَنَةًۚ يَت۪يهُونَ فِي الْاَرْضِ فَلَا تَأْسَ عَلَى الْقَوْمِ الْفَاسِق۪ينَ۟

Maide, ﴾26﴿

Allah buyurdu ki:
“Öyleyse onlar yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşmak üzere oradan (kutsal topraklardan) 40-kırk yıl mahrum bırakılmışlardır.
Artık sen yoldan çıkmış toplum için üzülme!”

[Maide 21 ile 26. ayetlerin manası apaçık.

Musa as; vahiyle kendisine buyrulan ve zulüm ve haksızlıkta haddini aşan ve taşkınlaşan bir toplumun vatanını, kendilerine vatan yapmalarını kavmine bildirmekte.
Kavmi de; ey Musa o topaklarda zorba zalim bir kavim var, onlar orayı terketmeden biz girmeyiz karşılığını verir.

Musa as kavminden 2 yiğit kişi, kapıdan hücum edildiğinden o toprakların fethedileciğini ve onlara; “eğer hakiki müminseniz, Allah’a güvenin diyorlar.

İsrailoğulları ise; onlar o topraklarda olduğu sürece, o topraklara girmeyeceğiz,
“Sen ve rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız!” dediler.

Hz.Musa as; tam bir çaresizlik içinde; ancak kendine ve kardeşi Harun’a sözünü tutturduğunu beyanla;
“Artık bizimle bu yoldan çıkmış kavim arasında sen hükmet” dedi.

Bu zaruret duasının aynı- benzerini; Hz Muhammed Mustafa asv; Bedir Savaşı’ndan önceki gece yağmur altında bir tepede, Hz Nuh as da; kavminin büyük çoğunluğuna eşi ve oğluna söz geçiremediği, Nuh Tufanı arifesinde etmişti.

Allah’a Sığınan Mağluplar Muzaffer Olur!

فَدَعَا رَبَّهُٓ اَنّٖي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ ﴿١٠﴾
﴾10﴿ Bunun üzerine Nûh, “Artık mağlup oldum ; yardımını esirgeme!” diye rabbine niyaz etti.
Kamer S, 10

 

 

Hüseyin Çeşitcioğlu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Delillerle Resulullah’a İman

Resulullah'a İman İçindekiler 1- Allah’ı kabul edip peygamberliği inkâr etmek mümkün müdür? 2- Peygamber olmayan …

Kapat