Milletleri iffetsizleştirmek, aile düzenini bozmak, nüfus artışını engellemek, normali anormalleştirmek, yeni tartışma ve kavga alanları oluşturmak için çalışan materyalist şeytan imparatorluğunun planlamacıları; soy arıtım ya da arî soy ve kısırlaştırma projelerini başlattığı 1900’lerde, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transcinsel kelimelerinin baş harfleri, daha sonra LGBTİ, LGBTT daha da sonra LGBTTIQ olacaktır) adıyla şöhret bulan politikaları geliştirdiler.
Litvanyalı Yahudi (bu kavimden birinin seçilmesi tesadüfî değil) bir ailenin oğlu olan uyuşturucu bağımlısı Harvey Bernard Milk (1930-1978), kendisine sağlanan büyük imkânlarla sözde eşcinsel haklarının geliştirilmesi konusunda çalışır. Eşcinsel hakları ikonu ilan edilir. San Fransisko belediye başkanlığı yapan Milk, eski bir polis müdürü olan Dan White tarafın 1978’de öldürüldü.
Pek çok ülkeyi saran “ahlaksız abluka” bir süredir de tek hak din İslam’ın asırlardır bayraktarlığını yapan bu ülkede! Bu hususta da tek suçlu hannâs değil, Müslüman’ım diyen herkes…
Biz maddi refah, maaş ve statümüzü yükseltme peşinde koşarken, bu iffetsiz haydutlar; kitaplar, gazeteler, filmler, oyunlar, diziler, reklamlar ile milletin şuuraltını istilâ ettiler.
Domuzdan mâmül katkı maddelerini ilaç, gıda ve kozmetik ürünlerine dâhil ettiler. Yetmedi Recombinant DNA ve biyoteknoloji ile testosteron ve östrojen hormonları başta olmak üzere hormonel dengeleri bozucu yüzlerce katkı maddesi ürettiler. Laboratuvarlarda elde ettikleri neticeleri, tavuk ve sığır vs. gibi hayvanlarda denediler, sonra da insanlara uyguladılar.
İnsanların fıtratlarını bozdular, tarih boyunca istisnaî olarak var olan kültürel sapıklığı biyolojik müdahalelerle yaydılar, kültür ve hukuku kullanarak meşruiyet sağlamaya çalıştılar.
Bu işlerin maddî ve mânevî faturasını da herkese yani milletlere ödettiler.
Netice ortada, bazı şirket ve üniversitelerden sonra CHP ve HDP kurum olarak bu sapıklığın taşıyıcılığını üstlenmiş bulunuyor. Rusya 7 yıl evvel bir asır süre ile bunu yasaklarken, biz de hâlâ ahlaksız istila bir yanardağ gibi ilerliyor. Sel olup pek çok kişiyi önüne katmış götürüyor.
Bütün bunlar gözümüzün önünde biz yaşarken oldu ve olmaya devam ediyor. Milleti provoke etmek için bir Ramazan gününde ahlaksızlık tezgâhının tahrik ve provası bile yapıldı bu ülkede. Üstelik de “Şaban’la Receb›in aşkına Ramazan engel olamaz” pankart ve sloganları eşliğinde…
HASTALIK OYUNU
İnsan şeref ve haysiyetini ayaklar altına alan bu lanetlenmiş zillet ve iffetsizliğin “hastalık” olarak tarif edilmesi tümüyle bir oyun. Herkes bilsin ki, bazılarınınki inat, bazılarınınki paralı bir proje, bazılarınınki ise yiyip içtikleri ile bozulan hormonel dengeden kaynaklanıyor, lakin beslenme biçimi değiştirildiğinde geçebilecek bir durum.
Yazının tamamına erişmek için tıklayınız
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024