Üç Aylık “Âhiret Pazarına” Doğru

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yağmur yağıyor. Evet yanlış görmüyorum. Rahmet süzülüyor semadan. Nasıl da sâkin ve telaşsız. Gökyüzü rahmeti fısıldayarak aydınlanıyor her sabah. Seher vaktindeki çiseltiler ruhuma dokunuyor. Geceleri gözlerimi kaldırıyorum semaya yıldızları sayamıyorum. Farklı bir hava-i nesim var, sokaklarda dolaşıyorum. Bir lahzada görüyorum belki önümden geçenleri. Doğruluyorum yerimden meçhule giden ayaklarımla mesafeler kat ediyorum. Durmadan yürüyorum. Adımlarım hızlanıyor koşmaya başlıyorum. Farklı bir iklimin eşiğinde olduğumu hissediyorum. Latifelerim hazırlanmış bilinmeyen bir sefere çıkıyorum.

Ben yedi iklim bilirken sekizincisini yaşarken buluyorum kendimi. Farklı notaların duygularımı vurduğu şu anlarda heyecanlanıyorum. Harekete geçen zihnimi durduramıyorum. Sonuna kadar haykırarak söylemek istiyorum herkese. Sekizinci iklimin ilanlarını her yere asmak istiyorum. Dört mevsimin beşincisindeki efsunu açan miftahın sırrını okumak istiyorum. Bilinenlerden arınarak bilinmeyenlere koşmak istiyorum. Kanayan yaralarıma tiryaklar bulmak için beşinci mevsimin en tatlı taamlarından şifa bulmak istiyorum. Her bir ceriham kanasa da rahmet mevsimindeki mâ-i nisanda yıkamak istiyorum masiyetle kararmış kalbimi. Âcizliğime aldırmadan gözyaşlarımla af dilemek istiyorum. Hased, kin, nefret, ben ve benliğimden arınarak Sana(cc) varmak istiyorum. Yeniden başlamak istiyorum salkım söğütlerin altında. Sekizinci iklimin beşinci mevsiminde yeni bir ben olmak istiyorum. Meçhule giden ayaklarım ile bir gemi güvertesinde umut kokan denizin havasını solumak istiyorum. Rengim flu olsa da yedi renkten arınarak sekizinci iklimin tüm renklerine boyanmak istiyorum. Sicim sicim dökülen gözyaşlarımı rüzgârlara rest çekerek savurmak istiyorum. Belki de hiç anlamayacağım bu hırçın öfkemin sükuneti içinde yüreğimde ihtilâl yapmak istiyorum. Herkesin yüzemediği rahmet denizinde yüzmeyi istiyorum. Ruhum engin, açılıyorum rahmet denizine. Varıyorum sahiline. Kumlarında izlerimi bırakarak yürüyorum. Açılmış bir “kudsî ahiret pazarı” görüyorum.

İşte bu pazarda, sekizinci iklimin beşinci mevsiminde baharın karları eriten güneşi doğuyor. Ben de elimi alnıma koyup gözümü kısarak bakıyorum. Bir üveyk teyran ediyor bu mevsimde müjdeler dağıtarak. Güneşin huzmeleri hasenelerin birini bin yansıtıyor Rağbet gecesinin aynalarında. Yarım kalmış nağmelere güfteler yazıyor Miracın gecesinde Cebrail Efendimizle (sav). Kurtuluş dilekçesi veriyor abd Rahman’a berat gecesinde. Kul binler el ile kadri arıyor Ramazanın son on gününde. Asumanın hicranı diniyor işte şu zaman dilimlerinde.

Ağır güllelerin düştüğü şu hengâmda ben dağılıyorum Rahman toplamama izin veriyor her zamanki gibi yine! Hep bir kuş bırakıyor çırpınan yüreğime. Ben ki âciz miskin oluyorum deli divane. Ruhum müşkül bir muamma, ama çevriliyorum halden hale. Yağmurlar yağıyor sağanak sağanak gözlerime. Bir müjdeci güvercin geliyor pencereme. Şimdi koydum tüm hissiyatımı mahcup valizime. Niyet ettim ben de üç aylık ahiret pazarında tüm lezaizimle seyran etmeye.