Ünsî Hasan Efendi

ÜNSÎ HASAN EFENDİ

17.-18. yüzyıl velilerinden Ünsî Hasan Efendi, 1645 senesinde Kastamonu Taşköprü’de doğdu. Babası Receb Efendi, Bayramiye yolu büyüklerindendir ve Hasan Efendi’nin ilk hocası da bu zattır.

Hasan Efendi ciddi bir eğitimden geçtikten sonra, yaşı henüz yirmi iken Ayasofya Camii’nde ders vermeye başladı. Hayatında dönüm noktası, yine Kastamonulu âlim bir zat olan Ali Efendi vesilesiyle, Kastamonu’da yetişmiş ve İstanbul’a gelmiş büyük evliyadan olan Karabaş-ı Velî hazretlerini tanıması olmuştur. Hasan Efendi bu büyük veliyi tanıyıp terbiyesine girmiş, böylece Halvetiyye yoluna intisab etmiştir.

Ünsî Hasan Efendi, Karabaş-ı Velî’nin mümtaz talebesi olmuştur. Öyle ki Alaeddin Efendi (Karabaş- Veli Hz.) kendisi hakkında şöyle demiştir:

“…Otuz iki bin kişi bizim elimizde tövbe edip yolumuza girdi. Altı yüz seksen beş halîfem, önde gelen talebem var. Lâkin Hasan Efendi gibisi yok. O, Allahü Teâlâ’yı bilir ve hakîkatlere âşinâdır…”

Hasan Efendi, Padişah’ın arzusu üzerine sarayda vaaz ve nasihatlerde de bulunmuştur. Sarayın çuhadarlarından birinin hastalanması ve hekimlerin çare bulamadığı bu hastalığın Hasan Efendi’nin duasıyla izâle olması bu vazifenin kendisine verilmesine sebep olmuştur.

1664 senesinde icâzet alarak Acemağa Camiinde irşâd vazifesine başladı. İlk zamanlar kimseye icâzet vermedi. Karabaş-ı Velî hazretlerinin: “Yavru çıkarsın” emri ve diğer talebelerine de 1685 yılında Hacc’a gitmeden önce Hasan Efendi’yi işâret etmesi üzerine talebelerin tamamın Ünsi Hasan Efendi’ye tabi oldu.

Hasan Efendi’nin önemli vasıflarından biri de istiğnası idi. Birçok zengin talebesi de olduğu halde kimseden yardım kabul etmezdi. Riyazette ileri idi. Talebelerine;

“Rahatta olalım, Hakk’ı bulalım, dersiniz.” Diye ikazda bulunurdu.

İbadet ve takvada çok ileri idi ve tarikatte istikamete çok önem verirdi.

Tasarruf ciheti kuvvetli bir zat olan Hasan Efendi, hallere ve niyetler de vâkıf idi. Kendisine ve tasavvuf ehline adavet besleyip zara veren bazı kişilerin başlarına gelenler o zamanlar dillerde dolaşmıştır. Kendisine zarar vermek isteyen devlet görevlilerinin de başlarına gelen hâdiseler de bu cümleden kerametlerindendir. Kendisine hürmet edenlerin de tasarrufundan istifadeleri meşhur olmuştur. Talebelerinin gizli hallerine de vâkıf olmasıyla da bilinir.

Ünsî hasan Efendi, Mustafa Paşa’nın ısrarlı ricaları üzerine 1683 senesinde saçlı Emir Dergâhı’na geçti burada irşada devam etti.

Zamanının manâ âleminin şahikalarından Ünsî Hasan Efendi, 1723 (H.1136) senesi İstanbul’da Bâbıâli yakınında Salkım Söğüt’te Aydınoğlu Dergâhı’nda vefât etti. Örtülü taş türbede medfûndur.

Rabbim makamını âlî eylesin ve bizi de şefaatlerine nâil eylesin. Âmin.