Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Müdafaalar & Cevaplar / Üstadımızın Talebeleri Gerekli Açıklamayı Yaptılar

Üstadımızın Talebeleri Gerekli Açıklamayı Yaptılar

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Sabri Okur

Üstadımızın Talebeleri Gerekli Açıklamayı Yaptı

Malum olduğu üzere Üstadımızın varisleri talebeleri hizmetinde bulunan ağabeyler açıklamayı yaptılar. Bu açıklamanın üstüne bir şey söyleme yetkisini şahsen ben kendimde görmüyorum. Hakkım değil haddim de değil. Gerekli meseleleri söylediler.

Her Nur talebesinin bu açıklamaya kanaat etmesi gerekir. Madem biz Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini bin senedir beklenen şahsiyet olarak görüyor ve Risale-i Nuru bu asrın fehmine uygun Kur’an-ı Hakimin bir dersi olduğunu idrak ediyor ve kabul ediyoruz.

Üstadın, bu asrın insanına Allah tarafından lütfedilmiş bir nimeti olduğunu biliyor, idrak ediyor ve bu şuurla Risale-i Nurla insanlığın imanını kurtarmasına hizmet ediyoruz.

O halde bizzat üstadımızdan ders alan talebelerinin beyanatlarına fikirlerine kanaat etmemiz lazım. Yani onların sözlerinin üzerine bir şeyler daha eklemek, yorum yapmak, ben bunu zaid görüyorum. Fakat şu var yani bazı arkadaşlar bazı kardeşler belki diyebilirler “Bu ağabeylerimiz bazı şeylerin etkisinde kalmış olamaz mı ?”

Hayır, katiyen öyle değil, çünkü bu ağabeylerin hayatlarına bakıyoruz, her birisi ayrı bir memleketten her birisi belki ayrı bir fıtratta ama Risale-i Nur meselesine gelince hepsi aynı noktaya vuruyorlar aynı şeylerin altına imza atıyorlar.

Yani üstadın hangi talebesiyle görüşseniz, hepsi insanların nazarlarını şahıslarına değil Risale-i Nura çeviriyorlar. Zaten açıklamalarına baktığımızda, bu ağabeyler kendilerinden bir şey söylemediler zaten. Üstadımızdan duydukları bir hatıra veyaRisale-i Nurdan direkt kaynak göstererek orada bazı pasajları alıp onu neşrettiler. Yani Risale-i Nur hizmetinin esas gayesini aktardılar.

Çünkü Risale-i Nur bütün oluşumların bütün cereyanların fevkinde bir hizmettir. Bunu dünyevi maddi basit şeylerle karıştırmamak lazım. Zaman gelir geçer insanlar değişir, efendim şu anda tartıştığımız bir meselenin on sene sonra esamesi okunmaz.

Ama Risale-i Nurlar kıyamete kadar bakidir. Belki elli sene sonra gelecek nesil bakacak ki yani ortada bir tek Risale-i Nur görünüyor, Üstad görünüyor bizleri görmeyecekler. Belki bilmeyecekler belki tanımayacaklar ama herkes Risale-i Nur’u ve üstadı bilecek ve bu ağabeyleri bilecekler.

Çünkü bu ağabeyler Risale-i Nur’a mal olmuş ve bu hizmette çok mücadele vermiş, çok çile çekmiş saffı evvel ağabeylerimizdir. Bir de Risale-i Nurun mesela bu ağabeylerin fikrini kabul etmemek, şahsi kanaatimce Risale-i Nurun bir kısmını kabul etmemek gibi bir şeydir. Çünkü açıklamalarını her zaman Risale-i Nurdan yapmışlardır. Bunu sadece bu siyasi hadise için demiyorum bütün açıklamalarını da kastederek ifade ediyorum.

Yani Risale-i Nur hizmetine taalluk eden hangi mesele olursa olsun bu hususta bu ağabeylerin fikri esastır. Evet, insandır hata yapar şahsi bir kusuru olabilir o hiçbir zaman onlara halel vermez sahabe misal yani değil mi!

Sahabeler de insandı belki hatalar işlemişlerdi ama en büyük veli sahabelere yetişemiyor. Niye? Çünkü tesis-i İslamiyet’te bunların hizmetleri ortadadır ve Peygamber Efendimiz’in (ASM) malum hadis-i şerifi “sahabelerim yıldız gibidir, hangisine uysanız doğru yolu bulursunuz” Öyle değil mi?

Üstadımız da bakın Emirdağ lahikasında diyor ya “şimdi bütün talebelerin fevkinde diyerek değil benim en yakınımda bulup hizmetimin tarzını bir derece yakından görenler ve bilenler içinde dört beş adamı mutlak vekil yapıyorum” mutlak vekil deyince yani sınırı yok bu işin.

Ta ki hizmetimi tam bilerek yapabilsinler diye. Yani üstadımız diğer talebelerin fevkinde diyerek değil diyor, yani şimdi üstadımız olsaydı ne yapardı bu hadise karşısında? Üstad’ın terbiyesinde büyümüş ağabeylerde onu yapıyorlar.

Bir de benim yeni kardeşlerimden böyle bir ricam var. Risale-i Nurları benden veya bir başkasından ders alıp üstadı başkalarından öğrenmelerine gerek yok. Üstadı Üstat’tan sorsunlar. Risale-i Nuru Risale-i Nur’dan sorsunlar.

Şimdi dünyanın her tarafında çok muazzam hizmetler var Risale-i Nurlar yayılıyor sanki üstad yeniden dünyaya gelmiş. Üstad yeniden böyle hayat bulmuş.

Hatta bir zaman böyle Mustafa Sungur abiye sormuşlar “Üstadın son zamanlarını anlatır mısın?” Sungur ağabey demiş kardeşim “Üstadın son zamanı gelmedi ki daha Rusya Amerika Müslüman olmadı” diye böyle latife yapmıştı. Ama hakikat bir latife..

Bize düşen eğer imana Kur’an’a hizmet edeceksen Risale-i Nuru esas almak. Bakın bugün dünyada ne kadar cereyanlar var. Bütün bu cereyanların üstünde ittifak ettikleri bir tek meslek ve meşreb Risale-i Nurdur.

Bak müfrit şiadan tut, en mutaassıp vehhabiye kadar bakıyorsun, yani ne kadar birbirinden zıt iki meşreb değil mi yani? İkisi de bakıyorsun Risale-i Nuru kabul ediyor. Bugün İslamiyet’e hizmet eden herkesin, hasbelkader çok gezdiğimiz için şahit olduk, kiminle görüşsek bakıyorsunuz ki bu dünyadaki hadiselerden şikayet ediyor, ne olacak bu dünyanın hali, nasıl olacak?

Herkes kendi meşrebini mesleğini hak görüyor. Kimse kimseyi kabul etmiyor bilhassa arap dünyasında bu çok var. Maalesef ehli dalalet ayrılık fikirlerini Müslümanlar içine atmış ta ki bölsün ittihadı İslam oluşmasın.

Ama Risale-i Nur hepsinin ortak noktasını, ittifak noktasını nazara veriyor, ihtilaflı olan yerleri değil. Çünkü ihtilafı nazara verirsen her bir fert, hatta iki kardeş bile ayrı şeyleri sever. Biri o yemeği biri başka yemeği seviyor değil mi yani? İkisinin tıpa tıp aynı olması mümkün değil. Bunu ne yapacağız?

Ortak değerler önemli,onun için üstadımız devamlı ittifaki noktaları nazara veriyor. Mesela hep uhuvvet risalesinde var ya Rabbimiz bir, Halıkımız bir, Malikimiz bir ila ahir diyor kıblemiz bir.

Yani siz ikiniz de aynı Allaha inanıyorsunuz, aynı kıbleye dönüyorsunuz, Allah adına birbirinizle savaşıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz, böyle bir şey mümkün değil. Bu zamanda zaten maddi cihad olmaz. Zaman manevi cihad zamanı.

Biz buna şahit olduk. Şimdi Risale-i Nurlar hakkıyla anlatıldı mı? İnsanlar Risale-i Nura muhatap oldu mu? hemen bakıyorsun kişi Müslüman oluyor biz buna şahid olduk.

Şimdi bize düşen demek ki Risale-i Nurları insanların eline ulaştırmak okumalarına vesile olabilmek. Bizim vazifemiz bu. Yani onun için bazen geniş dairede hizmet eden kardeşlere bakıyorsun başka şeyler tarzlar yapmaya çalışıyorlar.

Ya şöyle yapsak hizmet daha çok olacak, yok böyle yapsak hizmet daha çok olacak. Yahu kardeşim üstad böyle bir şey dememiş üstad kadar şefkatli değiliz. Üstad ki başkasının günahına ağlayan bir zat değil mi yani biz kendi günahımıza ağlamıyoruz. Misal olarak yani böyle bir şahsiyet. Demek en iyi tarz üstadın tarzı.

En geniş dairede hizmet etmek mi istiyorsunuz gidin devlet başkanlarının masasınaRisale-i Nur koyun işte buyur en geniş dairede hizmet. Gidin bütün basın yayın organlarına, gazetelerine Risale-i Nuru anlatın buyurun işte en geniş hizmet böyle olur. İlle biz kendimizden bir fikir katacağız diye bir şey yok.

Mesela önüne gelen bir kitap yazıyor. Kardeşim adam senin kitabını mı okusun Risale-i Nur mu okusun? Ya işte Risale-i Nuru anlamanın yolları. Ben bakıyorumRisale-i Nurları anlamanın yolları diye kitaplar yazmışlar eğer onlara başlarsanRisale-i Nura gelene kadar seksen yaşına gelirsin ömrün yetmez Risale-i Nuru okumaya. Kardeşim üstad böyle bir şey yapmamış ne demiş, al oku imanını kurtar demiş. Mesele bu kadar basit.Risale-i Nur terbiye ediyor Allah’ın izniyle.

Yani biz Risale-i Nura kanaat etsek ben inanıyorum bugün, yani bu içinde bulunduğumuz sıkıntılı durum en güzel şekliyle, en sühuletli şekliyle tedavi olur.

Hangi cemaat mensubu olursa olsun, hangi siyasi partiden olursa olsun kardeşim, iman mali umumidir. Bugün herkesin yemeğe ihtiyacı olduğu gibi Risale-i Nura da ihtiyacı var. Onun için biz nur talebeleri bilhassa dikkat edip Risale-i Nuru hiçbir maddi ve manevi şeye alet etmemek gerektir.

Üstadımızın ortaya koyduğu hizmet tarzı budur, ağabeyler hayattadır ağabeylerin çizdikleri çizgi de budur biz o istikamette gidersek ben inanıyorum dünyada da ahirette de hiçbir zaman mahcup olmayız Allah’ın izniyle.

Madem böyle bir eser var elimizde, biz buna kanaat edelim.Madem sordunuz ben de böyle birkaç cümle arzetmiş oldum. Hakkınızı helal edin.


Kaynak : Risale Ajans

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Abdullah Yeğin Ağabeyden İslam Alemi için Çağrı

Abdullah Yeğin Ağabeyden İslam Alemi için Dua Çağrısı Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Abdullah Yeğin …

Kapat