Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Feyizli Sözler & Kıssalar & Dualar / Ulemâ-i Sû’ (Kötü Âlimler) Ne Demektir? Konuyla İlgili Hadisler

Ulemâ-i Sû’ (Kötü Âlimler) Ne Demektir? Konuyla İlgili Hadisler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ulemâü’s-Sû’ 

Ulema-is’su, ilim sahibi olmakla birlikte bu ilmini Allah için ve O’nun yolunda değil de dünyalık menfaatlar, makam, mevki için öğrenen ve yine dünyalık için kullanan ve insanları sırat-ı müstakimden saptıran kimselerdir. Bundan dolayı haramlara ve bidatlara fetva veren ve taraftar olan alimlerin hepsi buna dahildir. Bu tarz insanlar her zaman olmuştur ve olacaktır. Tarihte meşhur Belam ibni Baura gibi Hindistanda bir zaman hüküm süren Ekber Şahın âlim bozuntuları gibi şahıslar bunlara birer örnektir. Üstadımız zamanında ve şimdi de bidalara ve haramlara taraftar olan ve fetva verenlerin hepsini buna dahil edebiliriz.

“(Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere) şu kimsenin haberini de oku ki, kendisine âyetlerimizi verdik de (o inkâr ederek) onlardan sıyrılıp çıktı; bunun üzerine şeytan onu peşine taktı; böylece azgınlardan oldu.

Hâlbuki dileseydik onu onlarla (verdiğimiz âyetlerle) elbette yükseltirdik; fakat o, dünyaya meyletti ve nefsinin arzusuna uydu. İşte onun misâli, köpeğin misâli gibidir! Üzerine varsan da dilini çıkarıp solur, onu bıraksan da dilini çıkarıp solur! İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin misâli budur! Artık bu kıssayı (onlara) anlat; tâ ki düşünsünler.”(A’raf,175-176)

“Bu şahıs, İsrâiloğulları âlimlerinden Bel‘am bin Baûra’dır. Mukaddes topraklara girmek husûsunda Mûsâ (as)’a muhâlefet ederek, zorba hükümdarlara yardımda bulunmuştu.” (Celâleyn Şerhi, c. 3, 142)

“Bunun Hz. Musa zamanında İsrailoğulları âlimlerinden Bel’am b. Ebr veya Ken’anîler’den Bel’am b. Baura namında birisi olduğuna veya Araplar’dan Ümeyye b. Ebissalti Sakafî hakkında nazil olduğuna dair bir kaç rivayet vardır. Bel’am’ın bazı ilâhî kitaplara bilgisi vardı, duası makbul bir veli iken Arz-ı Mukaddes’e girme meselesinde Hz. Musa’nın veya Yuşa’nın aksine dünya sevgisi ile zorbalara arka çıkmıştı. Ümeyye b. Ebissalt da bazı din kitaplarını okumuş ve bir peygamberin geleceğine inanmıştı, o gelecek peygamberin kendisi olması ümidine kapılmıştı. O sırada Hz. Muhammed’e peygamberlik verilince hasedinden dolayı küfre sapmıştır. Diyebiliriz ki, asıl kıssa Bel’am olduğu halde nüzul sebebi Ümeyye olmuştur. Fakat âyet şunu gösteriyor ki, kıssadan maksat herhangi bir şahsın tarifi değil, onun halini dile getirmek ve karakterini söz konusu etmektir. Madem ki, o heva ve hevesine uydu, dinden sıyrılıp çıktı ve insanlık bakımından alçaldı, işte artık onun temsili bir köpek temsili gibidir, sen onu sevketsen de kehler, bıraksan da kehler, yani onu yorsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur, hiçbir zaman ıstıraptan, acıdan kurtulamaz. Köpeğin en aşağılık hali de başka hiçbir hayvanda bulunmayan bu soluyuştur. İşte o kimsenin halindeki düşüş, köpeğin mesel olmuş olan bu aşağılık hali gibidir. Yani alçalmanın en son kertesidir. “Onları uyarsan da, uyarmasan da birdir.” (Bakara, 2/5).”(Elmalı Tefsiri)

Ka’b b. Malik (ra)ın oğlu babasından Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Kim ilmi, sırf alimlere karşı tartışmak ve övünmek, cahillerle münakaşa etmek (onları susturup ilmini göstermek) ve insanların teveccühünü kazanmak için öğrenirse, Allah onu cehenneme koyar.” (Tirmizi)

Abdullah b. Ömer  (ra) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Kim ilmi Allah’dan başkası için öğrenir, Allah’dan başkasını isterse ateşteki yerini hazırlasın.” (Tirmizi)

Sikke-i Tasdik-i Gaybi mecmuasında 18. Lemada şöyle geçer: “O bid‘alar ve acemî ve ecnebî hurûfunun intişârı zamanı olan o âhirzamanın fenâ adamları bir kısım ulemâü’s-sû’dur ki, hırs sebebiyle batınlarını(karınlarını) haramla doldurmak için bid‘alara yardım edenler ve fetvâ verenlerdir.” 

Sahte âlimler veya bile bile yanlış fetvalar verenlerin durumuyla ilgili bazı hadisler

İlmin ve âlimlerin, gerek fazileti ve gerekse musibeti hakkında, hadis kitaplarında pek çok hadis mevcuttur. Nitekim Kenzü’l-Ummâl’de yüzlercesi nakledilmektedir. (bk. el- Hindi, Kenzu’l-ummal, 10/28943-29388)

İlmin insana öğrettiği ilk şey, dünyanın fani ve ahiretin baki olması hakikatidir. Zira, hayat tüm iyiliklerin ve güzelliklerin kaynağı, ölüm de herkesin kabul ettiği bir gerçektir. İnsanın en büyük arzusu ve en önemli hakkı hayat hakkıdır. Hayatını muhafaza kanunu diğer tüm kanunların kaynağıdır. Şayet hayat ölüm ile son bulacaksa bu insana yapılacak en büyük haksızlık ve zulümdür. Hayatı yaratan ise bu gibi zulümlerden münezzehtir. Yoksa hayatı ve insana sonsuz arzuları vermezdi. Öyle ise ebedi bir hayat vardır. İşte dinin amacı insanın ebedi hayatını ebedi bir saadete çevirmektir.

Din bilginlerinin insanlara öğreteceği, dinin temeli olan ilk bilgi budur. Bu bilginin insanlarda yerleşmesi ancak din bilginlerinin dünyaya değer vermemesi iledir. Dünyaya dalmış ve mal sevgisine kapılmış, makam ve mevki sevdasına düşmüş olan bilginler insanların en şerlileridir. Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselam, ehliyetsiz ve ilmini kötüye kullanan ilim adamları için “ulemâ-i sû’ ” yani ilmini kötüye kullanan bilim adamları tabirini kullanmaktadır.

“Allah Teâlâ, ilmi kullardan soymak suretiyle çekip almaz. Ancak ilmi, âlimleri almak suretiyle ortadan kaldırır. Allah hiçbir âlim bırakmayınca da, insanlar bir takım cahil başlar edinirler ve onlara sorular sorarlar, onlar da ilimsiz fetva verirler. Bu yüzden de hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.” (Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13, 14; Müsned, 2/162)

“Ahir zamanda bir kavim ortaya çıkar. Cahiller başa geçerek insanlara fetvâ verirler. Böylece hem kendileri sapar hem de başkalarını saptırırlar.” (Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13Tirmizi, İlim, 5)

Kötü âlimler kıyamet günü getirilir, cehennem ateşine atılır. Her biri, cehennemde bir kamış ile değirmen döndüren merkeb gibi dolaşır durur. Ona: “Vay sana, biz seninle doğru yolu bulmuştuk, bu halin de ne?” diye sorarlar. O da der ki: “Ben, sizi nehyettiğim şeyleri tutmaz aksini yapardım.” (el- Hindi, Kenzu’l-ummal, 10/29097)

“Dinin felaketine yol açan üç sebeb vardır: Günahkâr fıkıh alimi, zalim devlet başkanı ve cahil müctehiddir.” (Feyzü’l-kadir, 1/52)

“Ümmetimin aleyhine korktuğumuz şeylerin en korkuncu, her dili bilen münafıktır.” (Müsned, 1/22, 44)

“Ümmetimin aleyhine korktuğumun en korkuncu, saptırıcı liderlerdir.” (İbn Mace, Fiten, 9; Müsned, 6/441)

“Kıyamet gününde insanların en şiddetli azab çekeni, Allah’ın ilmiyle kendisine bir menfaat vermediği âlimdir.” (Kenzu’l-ummal, 10/29099)

“Her kim Allah’tan başkası için ilim elde ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Tirmizi, İlim, 6 )

“İlim amelden hayırlıdır, dinin kuvvetlenmesi ise, takva iledir. Âlim, az da olsa ilmiyle amel edendir.”
(Kenzu’l-ummal, 10/28657)


“Size mükemmel bir fıkıh alimini haber vereyim mi? Allah’ın rahmetinden insanların ümidini kesmeyen ve merhametinden onları ümitsizliğe götürmeyen, Allah’ın tuzağından onları emin kılmayan ve dünyaya rağbet için Kur’ân’ı bırakmayan kimsedir. Haberiniz olsun anlaşılmayan bir ibadette, üzerinde düşünülmeyen ilimde hayır yoktur.”
(Kenzu’l-ummal, 10/28943; Darimi, Mukaddime, 29)


Sorularla İslamiyet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

İmam Şiblî Hazretlerinden Feyizli Sözler

İmam Şibli Hazretlerinden Feyizli Sözler   Öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan, hayatı boyunca cehaletin zilletini …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Namazda ve dua ederken esnemenin sebebi nedir?

Namaz kılarken veya dua ederken çok esniyorum ve okumama mani oluyor, bunun sebebi nedir? ESNEMEK …

Kapat