“‘ÜSTAD-I HAKİKÎ KUR’ÂN’DIR.
TEVHİD-İ KIBLE BU ÜSTADLA OLUR.’
diye, yalnız o üstad-ı kudsînin irşadıyla hem kalbi,
hem ruhu gayet garip bir tarzda sülûke başladılar.
Nefs-i emmaresi de şükûk
ve şübehatıyla onu mânevî
ve ilmî mücahedeye mecbur etti.
Gözü kapalı olarak değil;
belki İmam-ı Gazâlî (r.a.)
Mevlâna Celâleddin (r.a.)
ve İmam-ı Rabbânî (r.a.) gibi
kalb, ruh, akıl gözleri açık olarak,
ehl-i istiğrâkın akıl gözünü kapadığı yerlerde,
o makamlarda gözü açık olarak gezmiş.
Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki,
Kur’ân’ın dersiyle, irşadıyla hakikate bir yol bulmuş, girmiş.”
(Mesnevî-i Nuriye, Mukaddime)
Büyük zatlar ve evliyalar, manevi âlemde hay ve diridirler.
Onlar sadece günah ve ceset noktasından ölürler.
Hatta bazı evliyalar aynen hayatta gibi,
öldükten sonra da manevi tasarruflarına devam ederler.
“Ruhu nuraniyet kazanmış evliyaların
maddi tasarrufları öldükten sonra da devam eder”
prensibi Ehl-i sünnetçe de kabul görmüş bir prensiptir.
Bu zatlar aynı hayatta gibi,
talebelerinin üzerinde tasarruf ve terbiyeleri devam eder.
Bu hususta meşhur olmuş üç evliya zat vardır;
Hayati Harrani Hazretleri,
Maruf-u Kerhi Hazretleri
ve AbdulKadir Geylani Hazretleri…
Bu üç zatın manevi tasarrufları aynı hayatta gibi devam ediyor
diye ehli kalp ittifak etmişlerdir.
İmam Rabbani hz. de “Üstad-ı hakikî Kur’ân’dır.
Tevhid-i kıble bu üstadla olur.’
diyerek
Demek manevi âlemde Üstad Hazretlerini
İmam Ali (ra)’a bağlayıp ona rehberlik yapmış…
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024