Üstâd’ın Huzurunda

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bediüzzaman hazretlerinin üstatlarından Şeyh Fethullah Efendinin torunu ve eski milletvekillerinden Gıyaseddin Emre beyefendi milletvekili birkaç arkadaşı ile üstadı bir ziyaretini ve üzerindeki etkilerini şöyle anlatıyor:

Üstad, adeta bir deryanın, bir okyanusun dalgalanmasına benzeyen bir feyiz halinde idi. Siz de büyük bir hayranlık içinde, huşu içinde dinlemekten başka bir şey düşünemiyorsunuz. O kadar ilmî ve gerçek konuşmaları vardı ki, bunların bir cümlesini tahlile kalkışsanız, benim nazarımda bir kitap yazsanız yine açıklayamazsınız. Çünkü Üstad Hazretleri bir cümle üzerinde bir deve yükü dolduracak kadar kitap yazacak bir ilmî kudrete sahiptir. Bugün Arapça yazılmış İşarat-ül İcaz’ını tahkik buyurduğunuz zaman, gelmiş-geçmiş bunca müfessirlerin hayallerinden geçmemiş rumuz ve işaretleri Kuran-ı Azimüşşan’dan istihraç ederek yazmış olduğunu görürsünüz.

Hayalimizde canlandırdığımız üstadla karşılaştığımızda, hayalimizin de ötesinde bir üstad görünce hayal genişliğimiz dahi Üstad Hazretlerini istiab edemeyeceğini anladık.

MAHFUZ KALSIN

Gıyaseddin Emre Beyefendi, şu enteresan hatırasını da naklediyorlar;

Burada size çok daha enteresan bir hususu arz edeyim; Üstad hazretleri sohbet sırasında bu mahfuz kalsın diyordu. Hafızam kuvvetli olmasına rağmen ve bunları hafızamda da muhafaza etmeme rağmen, o günden beri bunlar mahfuz kalsın kaydıyla anlattığı şeyleri bir başkasına anlatmaya kalksam derhal hafızamdan siliniverdiğini hissediyorum. Ben bunu pederim Şeyh Maruf Efendiye anlattım. İfadesi şöyle olmuştu; Kitapların kaydettiklerine göre, bu anlattığın İmam Rabbanî ve Ahmed-i Bedevî’ye mahsus bir manevi rütbedir.

Halen ne zaman düşünsem, aklım duruyor. Yalnız kaldığım zaman, o sohbetleri hatırlıyorum. Fakat bugüne kadar tek bir insana, tek bir cümleyi ifade edemem.

ŞEYH FETHULLAH VE ŞEYH ALÂADDİN EFENDİ

Gıyaseddin Emre beyefendiden nakillere devam ediyoruz. Dedem için Şeyh Fethullah Efendi gibi bir âlim benim nazarımda yetişmemiştir dedi. Amcam Şeyh Alaaddin Efendi’yi sordu. (Not: 1949’da vefat eden bu zat, merhum Molla Sadreddin Yüksel’in hocalarındandır.) Vefat etmişti. Onu söyledim. Doğu ve Güneydoğu için Şeyh Alaaddin Efendi’nin vefatı büyük bir kayıp idi hem de o, üstadın kendisine bazı konularda ders okuttuğu bir kimseydi. Bunu hatırlatarak: -Ben üstadımın yanında kalırken Şeyh Alaaddin Efendi de o zaman Netâic okuyordu. Üstadım Şeyh Fethullah Efendi, Alaaddin’i bana teslim etti. Kendisine birkaç ders vermiştim. Bu şekilde Alaaddin Efendi hakiki talebemdi, diye kendisinden sitâyişle bahsetti. O hayatta olsaydı belki o tarafa gelmem gerekmezdi. Fakat şimdi Doğuya gelmeyi düşünüyorum dedi.

İNÖNÜ VE MENDERES’İN KÜRSÜDEKİ SÖZLERİ

Gıyaseddin Emre Beyefendi, Üstad hakkında Mecliste şöyle bir tartışmanın geçtiğini anlatıyor: O zamanlar 1960 yılı Ocak ayı idi. Meclis toplandı, biz de gittik. İsmet Paşa’nın elinde Cumhuriyet Gazetesi var, kürsüde ateş püskürüyor ve şöyle diyordu; – Siz Said-i Kürdi’yi gezdiriyorsunuz. İrticayı hortlatıyorsunuz. Atatürk heykellerini kaldırıyorsunuz. (o zamanlar Ulus, Kızılay ve Çankaya’daki heykeller kaldırılmıştı) Siz Atatürkçüleri kızdırıyorsunuz. Hatta konuşmasının bir yerinde siz öyle bir duruma düşeceksiniz ki, ben dahi sizi kurtaramam.

İsmet Paşa’nın bu hiddetli konuşmasından sonra, Adnan Menderes kürsüye çıktı. O da hiddetli konuşmaya başladı. Sayın İsmet Paşa’nın İslamiyete olan kin ve nefretinin nerden geldiğini bir türlü anlayamadım dedi. Adnan Menderes bu mukabil konuşmasına şöyle devam etti; Pîr-i fâni, bütün hayatını iman ve Kur’an davasına vakfetmiş, bir gün bu fani dünyayı terk eder, giderse, arkasında bıraktığı terekeyi İsmet Paşa gibi zayıf ve naif birisi dahi buradan şuraya taşır. Said Nursi bu derece dünyayı bırakmış bir insandır. Bütün dünyasını ilme, Kuran’a ve ahirete feda etmiş bir zattır. Siz bundan ne istiyorsunuz?

Kaynak: Medreseden Meclise, Meclisten Yassıadaya- Gıyaseddin Emre- Kent Yayınları-İst. 2006

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hasan Basri SARIÇAM Ağabey

HASAN BASRİ SARIÇAM (1937 – 2023) Berber Hasan Basri Sarıçam ağabeyimiz, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini 1959 …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Sahipsiz Ülke

Yahya Kemal’in meşhur bir makalesi var, Ezansız Semtler. Ezan-ı Muhammedî diye bir şiiri var, bu …

Kapat