Ana Sayfa / Yazarlar / Uyuyan Türkiye’yi Uyandırdılar / Vehbi KARA

Uyuyan Türkiye’yi Uyandırdılar / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.
Türkiye, Afrin Operasyonu ile çeşitli önyargı ve kalıpları yıkarak önünü açmış dünyanın en güçlü devletlerinden bir tanesi olmaya namzet olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Bundan sonra meydana gelecek gelişmeler İslam’ın cesur ve kahraman ordusu olan Türkiye’nin yeniden dünya tarihini şekillendirmesi olacaktır.

Öncelikle Afrin’de meydana gelen operasyona “savaş” denilmemesi gerektiğini bunun bir terör operasyonu olduğunu herkese belletmek gerekiyor. 40 Yıldır başımıza bela olan ırkçı-komünist PKK örgütünün yok edilme operasyonudur bu.

Savaş ülkelerle, devletlerle olur. PKK veya türlü türlü kısaltma isimlerinden meydana gelen bu terör örgütü; bizzat Batı dünyası ve ABD tarafından beslenen unsurlardır. Bunlarla savaş olmaz. Ancak terörü önleme operasyonu olur.

İşin güzel yanlarından bir tanesi şudur. PKK örgütü daima gerilla savaşı taktiklerini uygulayarak bu aziz vatana çok zarar verdi. Sadece bir defa Hakkari’de bunun dışına çıkarak savaşmaya kalktı ve belasını da buldu. Beş yüzden fazla terörist ortadan kaldırıldı. İşte şimdi ABD tarafından çok güçlü silah araçları ile donatılarak karşımıza çıkması ülkemiz açısından büyük bir şanstır. Çünkü tamamen yok edilmelerine ramak kalmıştır. Yok, eğer gerilla tarzı çatışmaya devam ederlerse bunun ülkemize zararı büyüktür ve çok dehşetli olmuştur.

PKK’dan nefret eden fakat devletin şefkatli elini göremeyen Kürtler, bundan sonra ayrılıkçı bir devlet kurmak yerine İslam’ın bahadır evladı olan Türk ve Araplarla birlik beraberlik içinde yaşamanın kendileri için çok daha iyi olacağını anlayacaklardır. Bunun için kılı kırk yaran ve masum sivillerin zarar görmemesi için kendisini tehlikeye atan ordumuza büyük görev düşmektedir. Rabbim mansur ve muzaffer eylesin…

Şimdi operasyonu bir tarafa bırakıp bunun sonuçlarını konuşmaya başlayalım. Neticede Afrin ve Münbiç’te PKK’nın başarılı olma şansı sıfırdır. Çok büyük destek beklediği Amerikalı ve Ruslar kendilerini satmış ortada yapayalnız kalmışlardır. Diplomasi konusunda Erdoğan başta olmak üzere devletimizin haklı davasını tüm dünyaya anlatması bu terör örgütüne vurulan en büyük darbe olmuştur.

Peki, Afrin ve Münbiç kurtarıldıktan sonra neler olacak? İşte zor olan bu sorunun cevabını bulmaya çalışalım. Öncelikle bu operasyon büyük çabalarla geliştirilen silah sanayimizin gelişip güçlenmesine büyük rol oynayacaktır. Bu dünyada eşi benzeri olmayan silahların ve atış sistemlerinin de bulunduğu modern silah sanayii, ülkemizin ekonomik alanda büyümesine ve ihraç mallarımızın kalitesinin artmasına yol açacaktır.

Halen katma değeri yüksek ürünlerimiz nispeten azdır. Fakat silah sanayii, kilo başına ürün ihracatı rakamlarını çok yukarılara çıkaracaktır. Devamlı şekilde izah ederek söylediğim gibi bir gemi dolusu meyve ve sebze satmaktansa bir güdümlü mermi satmak aynı miktarda gelir getirmektedir. Çünkü akıllı telefonlar gibi akıllı mermiler de üretimi ve pazarlaması çok zor olan ürünlerdir. Afrin operasyonu sayesinde büyük oranda kendi silahlarını ve mermilerini üreten Türkiye, hem ekonomisine katkı sağlamakta hem de bunların başarılı bir şekilde kullanılması sayesinde ekonomisini güçlendirmektedir.

Dile kolay; yüzlerce sorti uçak ve top atışı yapıldığı bir anda İstanbul Borsası tarihi zirve yapıyor döviz fiyatları ise adeta dibe vuruyordu. Bunu anlamakta güçlük çekenler olabilir lakin kısaca şu hususları ifade eder isek mevzu biraz daha kolay anlaşılacaktır. Öncelikle şunu iyi bilmek lazım: tedarikçisi milli olan bir savaş sanayii, ülkeye zarar vermez bilakis ekonomiyi güçlendirir.

Yabancı ülkelerden alınan silahlarla herhangi bir operasyon uzun süreli yapılamaz. Hatta üç ayı geçen operasyonlar, ülke ekonomisini felce uğratır. İran örneği ortada durmaktadır. Zira halk sokaklara çıkarak “Yemen’de Suriye’de savaşmak istemiyoruz” diyerek bu askeri operasyonların ekonomiye verdiği zararları bıçak boğaza dayandığı için her şeye rağmen haykırabilmektedir.

Halbuki Türkiye’de insanlar Mehmetçiğin Afrin operasyonunu ayakta alkışlamakta büyük bir şevk ve gururla desteklemektedir. Şimdiye kadar olmayan işler meydana gelmektedir. Bakın bunlardan sadece birkaç tanesini sayalım:

1.      CHP, “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine rağmen yurtdışındaki bu operasyonu destekleyerek kendi dar kalıplarını aşama becerisi gösterebilmiştir.

2.      ABD Başkanı Trump sayesinde dünyada yapayalnız bir ülke haline gelmiştir. Bunda Kudüs konusunda Erdoğan’ın girişimlerinin ve BM’de tek başına bırakmasının büyük rolü vardır. ABD’nin yıllarca besleyip büyüttüğü FETÖ örgütüne ayrıca büyük darbe vurulmuştur. Yakın bir zamanda bu örgütün lideri Feto’yu Türkiye’ye vermekten başka çaresi kalmayacaktır.

3.      “Dünya beşten büyüktür” sloganı güç kazanmaya devam etmektedir. Emperyalist Batı ile birlikte dünyayı ateşe veren Rusya’nın küçük düşmesi dünyanın yararına olacaktır.

4.      Kimsenin varlığına ve doğruluğuna inanmadığı yerli silahlar, bunları başarılı bir şekilde kullanan ordumuz sayesinde başta AB ülkeleri olmak üzere bütün dünyada Türkiye’nin imajını desteklemeye devam etmektedir. AB ülkelerinden tek bir çatlak ses dahi çıkmamış olup hayret verici bir gelişmedir.

5.      15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de yeni bir yapılanma ve yerli yazılımlar sayesinde ABD, istihbarat alamaz oldu ve bocalamaya başladı. Ayrıca FETÖ örgütü önemli oranda Türk Silahlı Kuvvetlerinden temizlenince artık ülkemizi karıştıramaz hale geldiler.

İşte bu saydığımız maddeler dışında da büyük gelişmeler oldu ve olacak. Kısaca söylemek gerekirse Uyuyan Türkiye’yi uyandırdılar, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Peygamberimiz ve On Birinci Lem’a / Prof. Dr. Himmet UÇ

Bediüzzaman Yirmi İkinci Söz'ün İkinci Makamı'nda on iki lemadan oluşur bahis. Son iki lema genel …

Kapat