Uzlet hakkında

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İnsanlarla beraber olmaktan kaçınmak, bir kenara çekilip ayrı yaşamak anlamında bir tasavvuf terimi. Aralarında ince farklar olmakla beraber;

“Vahdet, halvet ve inziva” terimleri de aynı manada kullanılırlar. “İhtilat ve hıltat” sözcükleri ise “uzlet” in zıddıdırlar (Süleyman Uludağ, Kuşeyri Risalesi, 240).

Kişinin uzlete çekilmesinden maksat; günahtan ve günaha sebep olacak şeylerden sakınmaktır. Ancak mutasavvıflar; “Uzlete çekilene layık olanı; insanlardan uzak kalmaktan maksadının, onların şerrinden uzak olmak değil, kendi şerrinden insanların selamette olmalarına inanmasıdır” derler.

Uzlete çekilen kişinin, Şeytan’ın kendisine vesvese vermemesi için, itikada ait bilgileri ve ibadetinin makbul olması için de farzları edaya yarayan ilimleri bilmesi gerekir.

İslam bilginleri uzletin mi yoksa zıddı olan ihtilâtın mı daha üstün olduğunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. İmam Şafii ve Ahmed b. Hanbel; ihtilatın müstehap olduğunu söyleyenlerdendir.

İslam’da asıl olan insanlardan uzaklaşmak değil, onlarla kaynaşmaktır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

“İnsanların ezasına karışan, onların eza ve cefasına katlanan mü’min, insanların arasına girmeyen ve onların baskılarına katlanmayan mü’minden daha faziletlidir” (Suyuti, el-Camiu’s Sağir, II, 282).

Zaten mutasavvıfların istediği uzlet, temelli insanlardan uzak kalmak değil, nefsi terbiye edip tekrar insanların arasına dönmektir.

Kuşeyri Risalesi’nde; esas uzletin insanlardan uzak olmak değil, günahlardan ayrı olmak olduğuna işaretle şöyle der: “Hakikatte uzlet, kötü huylardan ayrılmaktır. Uzletin tesiri vatandan (yerinden) ayrılmada değil, kötü vasıfları değiştirmede aranmalıdır. Bunun içindir ki; “Ârif kimdir?” sorusuna kin ve bain (birlikte ve ayrı olan) kimsedir”, yani zahiren halkla beraber bulunduğu halde, sırren onlardan ayrı olan kimsedir, diye cevap vermişlerdir (Süleyman Uludağ, a.g.e., 240).

Şamil İA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hisbe, İhtisab – Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib

Hisbe ( الحسبة ) Arapça’da “hesap etmek, saymak; yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen ihtisâb …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
ALLAH RASULÜNÜN NÜBÜVVETİNİ TASDİK EDEN İMZALAR-3 / Doç. Dr. Niyazi BEKİ

Ehl-i Beytin Verdiği Onay إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيراً "Şüphesiz …

Kapat