Ana Sayfa / Yazarlar / Var mıyız?

Var mıyız?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Var mıyız?

 

Pir Sultan Abdal’ın;
“Bizim itlerimiz bile haram yemez” dediği rivayet edilir.
Çok güzel, yiğitçe bir söz..

Biz bu hassasiyeti Anadolu insanının çoğunda görürdük eskiden..
Fakir de olsa, aç da olsa, muhtaç da olsa haram lokmaya tenezzül etmeyen yigitler, dağ gibi dimdik, asil adamlar ve kadınlar gördük, onların gölgesinde büyüdük..

Peki ya bu gün?
Peki ya biz?
Havanın, suyun, toprağın kirlenmesi ve insanları zehirlemesi gibi haramlar sosyal hayatın her anına, her alanına sirayet ederek insanımızı zehirledi, zehirliyor..

Zincirleme trafik kazaları gibi, zincirleme reaksiyonlar gibi bir haram bizi diğerinin kucağına itiyor.
Birinden kaçsak diğerinden kurtulamıyoruz.

Birini yutup zehirlenirsek, haramla mücadele edecek bağışıklık sistemimiz zarar görüyor belki tamamen çöküyor..
Haram haramı çağırıyor.
Haram haramı çekiyor..
Haramlar sıradanlaşıyor..
Haramlar alışkanlık yapıyor..
Haramlar bağımlılık yapıyor..

Ufak bir fikri gezinti yapalım isterseniz..
Sadece çayına oyun oynayan ve o oyun masasında yancılık yapan, o masadan çay içen bile haram yemiştir..

Piyongodan çıkan amortiyi harcayan bile haram yemiştir.

İçki içen haram yemiştir..
Üretip sattığı içki parasını yiyen haram yemiştir.
İçki, kumar masasından otlanan haram yemiştir..

Faize bulaşan, bu işlere aracılık eden haram yemiştir, yemektedir..

Bir şey alırken, satarken yalan konuşan ya da doğruyu söylemeyerek karşı tarafı aldatarak para kazanan ve bu parayı yiyen haram yemiştir..

Eş, dost hatırı deyip torpil yapan, adam kayıran haram yemiştir..
Haketmediği bir işe, hakeden birinin hakkını yiyerek torpille giren hayatı boyunca haram yemiştir, yedirmiştir.

Rüşvet alan da veren de haram yemiştir..

İşinin hakkını vermeyen,
İşini düzgün yapmayan,
Bilmediği işi yapan,
İş yapıyorum derken zarar veren ve verdiği zararı tazmin etmeyen haram yemiştir..

Aldığı ücretinin hakkını vermeyen de,
Çalıştırdığı işçinin emeğini hakkınca ve zamanında vermeyen de haram yemiştir..

Kazandığı malın, servetin, ziraat mahsulünün zekâtını vermeyen haram yemiştir..

Vergi kaçırarak, vergi borcunu ödemeyerek devletin ve milletin hakkını yiyen, çoluk çocuğuna yediren haram yemiştir..

Kamu malını, merayı, vakıf mülkünü zimmetine geçiren haram yemiştir.
Sınır bozup başkasının arazisine geçen haram yemiştir..
İşçi, usta yahut ev sahibi; hakkından fazla ücret ve kira isteyen, alan haram yemiştir.

Helal ve temiz olmayan şeyleri yiyen..
Bakkaldan, marketten aldığı şeylerin içeriklerine bakmayanların pek çoğu bilmeden, istemeden haram yemiştir, yemektedir, yedirmektedir..

Hatta dağda, denizde, ovada hakkımızdan, ihtiyacımızdan fazlasını alarak, ağızsız, dilsiz masum canlıların; ayıların, kurtların, tilkilerin, tavşanların, geyiklerin, kuşların, balıkların rızıklarına el uzatarak, onları aç bırakarak da haram yiyoruz..

Liste uzar, gider..
Yani bu gün itibariyle;
Ben haram yemem..
Ben çoluk çocuğuma haram lokma yedirmem diyenlerin çoğu boş konuşuyor.
Bazıları bilerek bazıları bilmeden yalan konuşuyor..
Bazıları gerçekten iyi niyetli, temiz niyetli, safi kalpli ama ne yeyip içtiğinden habersiz, bilmeden konuşuyor..

Bazıları da o kadar ileri gitmiş ki yediği haramı haramdan saymıyor..

Yazık ki haram yemeye alışmışız..
Bünyelerimiz harama alışmış..
Ruhlarımız da harama alışmış..
Pek çok insan haram yeyince degil, haram yemezse, yiyemezse rahatsız oluyor..

Küçük haramlar sıradanlaşmış, daha büyük haramlara göz dikmişiz..

İki üç kişi yanyana geldiğinde siyasetteki, ticaretteki yolsuzluklardan, hırsızlıklardan, haram yiyenlerden şikayet etmeye başlar malum.
Siyasetcileri, amirleri, memurları, iş adamlarını haram yiyorlar diye eleştirenler gerçekten dürüst oldukları, ahlaklı oldukları, Allah’tan korktukları için mi birilerini eleştiriyorlar dersiniz?
Hiç sanmıyorum.
Kendisi erişip yiyemediği haramları başkalarının yemesini kıskandığı, çekemediği için eleştiriyor pek çok kişi..
Ben yiyemiyorum onlar neden yiyorlar diye sitem ediyorlar.
Ellerine fırsat geçtiği gün kendileri daha büyük bir iştahla, hırsla haram yemeye başlıyorlar..

Kişi kendinden bilir işi kabilinden başından pay biçip herkesi haram yiyor zannediyor..

Kapıdaki itleri bile haram yemeyen bir milletin evlatlarıydık..
Bu gün sırtımızdaki bitlerimiz, kanımızdaki bakterilerimiz, hücrelerimiz bile haram yiyor..

Bu hale nereden geldik, nasıl geldik?
Ergenekondan çıkış destanı gibi haramlardan kurtuluş destanı yazmaya var mıyız?

Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Mevlid Kandili Hakkında

Mevlid Gecesi / Kandili Hakkında ! Bu yazıdan sonra alttaki başlıkları tıklayarak diğer yazılara da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hedefimiz ve Amelimizin Kıblesi

AMELİMİZİN KIBLESİ Kur’anî, imanî, İslamî her türlü manalar ve hallerle meşgul olanlar ve bu kulvarda …

Kapat