“Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lazım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.”
Risale-i Nur’dan
Varoluşu fanilikte aramak!
Düşün ki,
Seni tanıyanlar dışındaki insanlar için şu an yoksun sen.
Üstelik tüm dünya seni tanısa bile istediğin ‘var oluş’ bu değil; zira şu sayılı nefesin tükendiğinde bu varlığın da yok olacak, iyi biliyorsun.
Hele seni tanımışlar da şu dünyadan göçüp gittiklerinde, geri kalan dünya için sanki hiç doğmamış olacaksın, bunu daha iyi biliyorsun..
Bu kesin ama acı gerçek karşısında içten içe huzursuz oluyorsun.
Ve neylersin, her kalp atışınla birlikte aynı zamanda kabre de bir adım daha atıyorsun!
İşte bu kadar kesin ve bu kadar acı bir vaziyette,
işte böyle keskin bir çaresizlikte,
“var oluş” arıyorsun…
Oysa derdin sana dermandır, görmelisin;
hiç eskimeyen ve ihtiyarlamayan,
o halde yok olmayacak yanına eğilmelisin.
Sen o’sun çünkü ve “sende ne arıyorsun?”,
“varlığının bu var yanı senden ne istiyor?”,
öğrenmelisin.
Huzurun bu cevaplarda,
kesin bir inançla bilmelisin.
Zira bu faniliğe doğmakla, artık sonsuzluk yolcususun,
ve bu faniliğin bitimiyle baki ötelerde doğacaksın!
İşte, yazılı ve yazısız ayetlerde bildirilen bu müjdeyi,
hem evrende hem de içinde yer alan delillerle,
adam akıllı görmelisin…
Ama bu müjde nedense yetmiyor sana!
Şu geçip gidici varlığın,
şu fani hayatın,
şu mutlulukların elinde duramıyor diye,
yine de hüzünlenmektesin!
Öyleyse tam da bundan dolayı,
şundan (yeniden) emin ol ki,
bu hüznünün asıl sebebi:
sonsuzluk yarana fani dermanlar aramandandır hep!
Üstelik bu arayışta hep hüzün bulduğun halde,
bu çaresizliğini kabule yanaşmıyorsun yine de!
Bu halinle ise ey nefis,
“Bütün firaklardan gelen feryatlar, aşk-ı bekadan gelen ağlamaların tercümanlarıdır” hakikatini,
her gün, yeniden ispatlıyorsun.
İşte en çok, en iyi ve ancak, sanırım bu işe yarıyorsun…
Mustafa H. KURT
- Mutluluk İçli Köftede midir? - 19 Haziran 2024
- Sen misin Haddi Çiğneyen? - 10 Mart 2024
- Varoluşu Fanilikte Aramak! - 11 Eylül 2023
- Eski(mez) Normal ve Yeni Anormal… - 10 Haziran 2023
- Goethe ve Mahzun Eseri “Batı-Doğu Divanı” - 2 Nisan 2023
- O “uymaz özellikler” - 2 Kasım 2022
- ‘Bilmediğiniz Durumlar Var’ Sapması - 17 Aralık 2021
- Sıradan, sırası gelmiş bir gün… - 16 Kasım 2021
- ‘Bu yolda da kaza olur mu hiç?’ - 9 Temmuz 2021
- “Hangisini seçmeli?” - 8 Haziran 2021