Ana Sayfa / Yazarlar / “Ve Üzerlerine Horluk, Miskinlik Vuruldu da, Allah’tan Gelen Bir Gazaba Uğradılar!..”

“Ve Üzerlerine Horluk, Miskinlik Vuruldu da, Allah’tan Gelen Bir Gazaba Uğradılar!..”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

EDEN BULUR – Hz. İsa Aleyhisselam, bir gün yolda yürürken bir gencin, ak sakallı, ihtiyar bir adamı tekmeleyerek sürüklediğini gördü

Hazreti İsa Aleyhisselam, ihtiyarın bu durumuna çok acır. Hemen koşarak onu kurtarmak ister. Fakat ihtiyar kendisine engel olur ve şöyle der:
“Lütfen dokunmayın, ne olur dokunmayın, beni tekmelesin.
Bu durum karşısında Hazreti İsa Aleyhisselam daha fazla merak ederek, sebebini sorar:
“Ben de zamanında babamı, burada, aynı şekilde tekmelemiştim.
Bu genç benim oğlumdur.”
“Benim babama yaptığımın aynısını, şimdi öz oğlum bana yapıyor.
Babama yaptıklarımın intikamını alıyor.” dedi.

“VE’L EDDÂLLÎN…” (Fatiha)

Kendilerine gazap edilmişler ve sapkınlar (dâllîn) sözünden kasıt, birçok tefsirci ve ehl-i ilme göre kitap ehli olan Yahudiler ve Hıristiyanlardır.
Gerek müşrik gerek müşrik olmayan kafirler hakkında Şanı yüce Kur’an’da;

“Fakat kim de küfre sinesini açmışsa, işte Allah’tan bir gazap olanların üzerine…” (Nahl, 106),

“Kuşkusuz küfredip- insanları- Allah yolundan çeviren kimseler gerçekten derin bir sapıklıkla -dalâlete- sapmışlardır” (Nisa Suresi: 167)

Yahudiler hakkında da çoğunlukla; “Ve üzerlerine horluk, miskinlik vuruldu da Allah’tan gelen bir gazaba uğradılar!..” (Bakara: 61)

Hiristiyanlar hakkında da;

“De ki: Ey kitap ehli, dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın

ve bundan önce şaşmış ve birçoklarını da şaşırtmış

ve yolun doğrusundan sapmış-dalalete düşmüş- bir kavmin keyifleri ardından gitmeyin.”
(Mâide: 77)
gibi ayetler sapkınlığı açıkça ifade buyurmuştur.

“Nerede bulunsalar, (cizye vermek şartıyla) Allah’ın ahdi ve insanların
(mü’minlerin) ahdi ile (sığınmış olmaları) müstesnâ,
üzerlerine aşağılık (damgası) vurulmuştur;
Hem Allah’ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet (yoksulluk damgası)vuruldu!
Bu, şübhesiz onların, Allah’ın âyetlerini inkâr etmekte
ve haksız yere peygamberleri öldürmekte olmaları sebebiyledir.
(Ve yine) bu, (onların) isyân etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır.”
(Âl-i İmrân, 112)

“Yahudilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur’ânî,
o milletin hayat-ı içtimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müthiş düstur-u umumîyi tazammun eder ki,” (Zülfikār, 25. Söz, 33)

“hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan ve sa’y-u ameli,
sermaye ile mübareze ettirip fukarayı zenginlerle çarpıştıran muzaaf ribâ yapıp
bankaları tesise sebebiyet veren
ve hile ve hud’a ile cem-i mal eden o millet olduğu gibi;
mahrum kaldıkları
ve daima zulmünü gördükleri hükûmetlerden
ve galiplerden
intikamlarını almak için her çeşit fesat komitelerine karışan
ve her nevi ihtilâle parmak karıştıran
yine o millet olduğunu ifade ediyor. .” (Zülfikār, 25. Söz, 33)

Dolap, hile yapmak ve hile ile iş görmek,
Yani;
servet ve emeği birbiri ile çatıştırmak için, faiz ve lobi gibi banka faaliyetleri ile,
gayri meşru ticaretle,
mal ve servet toplamaları bu asrın vebası olan komünizm, faşizim,
emperyalizim, siyonizim gibi bütün şer yollarına destek vermeleri
ve el altından onlara yardım etmeleri,
insanlığa yapılmış bir dolap hilesidir.
Yahudilerin genlerinde
bu hile ve aldatma müstakar, yani sabit, değişmez, su-i ahlâklarıdır!..

Hz. Peygamber (ﷺ)’in huzurunda yapılan bir tartışmada,
“Cennete ancak Yahudiler girecek.” demişlerdi.
Bu münasebetle şu âyet nazil oldu.
“Eğer âhiret yurdu (Cennet) Allah katında başka insanlara değil de sadece size ait ise
(ve bu iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi ölümü temennî edin!..” (Bakara, 94)

İşte Hz. Peygamber (ﷺ)’in meclisinde küçük bir cemaatin cüz’î bir hâdisesi unvanıyla,
insan milletleri içinde
hayat hırsı ve ölüm korkusuyla en meşhur olan Yahudi milletinin
tâ kıyamete kadar lisan-ı halleri,
ölümü istemeyeceğini ve hayat hırsını bırakmayacağını ifade eder!..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İhlâs, Hal-i Âlem Siyaseti ve “Siyaset-i İslâmiye”

Tarihçe’nin “Önsöz’ünü yazan Ali Ulvi Kurucu’nun ifadeleri hakikata büyük bir aynadır: “Vaktâ ki aynı sözü …

Kapat