Ana Sayfa / Yazarlar / Velâyet Yönüyle Peygamberimiz (asm) ve Sahabe (ra)

Velâyet Yönüyle Peygamberimiz (asm) ve Sahabe (ra)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

“Peygamberle Sahabelerin velâyeti bir midir?..

“Şems-i Ezel ve Ebed Sultanı olan Zât-ı Ehad ve Samedin tecellîsi,

mahiyet-i insaniyeye, hadsiz merâtibi tazammun eden iki suretle tezahür eder:

Birincisi:
ÂYİNE-İ KALBE uzanan bir nisbet-i Rabbâniye ile bir tezahürdür ki,
herkes İSTİDADINA ve tayy-ı merâtipte seyr ü sülûküne,
ESMÂ VE SIFÂT’ın tecelliyâtına nisbeten cüz’î ve küllî o Şems-i Ezelînin nuruna ve
sohbetine ve münâcâtına mazhariyeti var.
Galip esmâ ve sıfâtın zılâlinde giden velâyetlerin derecâtı bu kısımdan ileri gelir.

İkincisi:
İnsanın câmiiyeti ve şecere-i kâinatın en münevver meyvesi olduğundan,
bütün kâinatta cilveleri tezahür eden ESMÂ-İ HÜSNÂ’yı birden ÂYİNE-İ RUHUNDA
gösterebilmesi cihetiyle,
Cenâb-ı Hak, tecellî-i zâtıyla ve Esmâ-i Hüsnânın âzamî mertebede nev-i insanın mânen
en âzam bir ferdine tecellî-i âzam tezahür eder ki,
bu tezahür ve tecellî, Mirac-ı Ahmedî (ﷺ) sırrıdır ki, onun velâyeti, risaletine mebde’ olur.

VELÂYET Kİ, ZILLDEN GEÇER…
RİSALETTE İSE ZILL YOKTUR;
DOĞRUDAN DOĞRUYA ZÂT-I ZÜLCELÂLİN EHADİYETİNE BAKAR!..
Mirac ise, velâyet-i Ahmediyenin (ﷺ) keramet-i kübrâsı, hem mertebe-i ulyâsı
olduğundan,
risalet mertebesine inkılâb etmiş!..
Miracın bâtını velâyettir;
halktan Hakka gitmiş.
Zâhir-i Mirac risalettir; Haktan halka geliyor…

Velâyet, KURBİYET merâtibinde sülûktür;
çok merâtibin tayyına ve bir derece zamana muhtaçtır.
Nur-u âzam olan risalet ise, AKREBİYET-İ İLÂHİYE’nin inkişafı sırrına bakar ki,
bir ân-ı seyyale kâfidir.
Onun için hadiste denilmiş: “Bir anda dönmüş, gelmiş.” (31. Söz -1.Esas) 

“Hem demiş ki:
“Velâyet üç kısımdır. Biri velâyet-i suğrâ ki, meşhur velâyettir;
biri velâyet-i vustâ, biri velâyet-i kübrâdır.
Velâyet-i kübrâ ise, verâset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden,
doğrudan doğruya hakikate yol açmaktır.” (5. Mektup) 
Velâyet-i Kübra;
daha çok sahabelerin ve onların yolunda gidenlerin mesleğidir.
Bu yol, cadde-i kübrâdır; Allah’ın kula yakınlığından inkişâf eden
külli ve feyizli bir meslektir.
Mezhep imamları, müçtehitler ve tarikat aktapları buna örnek olarak verilebilir.
Velâyet-i Vusta;
sünnet-i seniyyeye ittibâ etmeyi esas alarak imana
ve Kur’ân’a hizmet eden büyük mürşitlerin, asfiyaların ve ulemânın yoludur!..
Bu sıfatları hâiz olan her zat velâyet-i vustaya mazhardır.
Velâyet-i Suğra ise;
bildiğimiz normal tarikat ve tasavvuf ehlinin gittiği yoldur.
“Ehl-i hakikat olmayan bir kısım ehl-i sülûk,
makamât-ı velâyetin gölgelerini ve zıllerini ve cüz’î nümunelerini,
makamât-ı asliye-i külliye ile iltibas etmekle vartaya düşer!…

24. Söz’ün 2. Dal’ında ve sair Sözlerde kat’iyen ispat edilmiştir ki:
Nasıl güneş âyineler vasıtasıyla taaddüt ediyor;
binler misalî güneş, aynı güneş gibi ziya ve hararet sahibi olur.
Fakat o misalî güneşler,
hakikî güneşe nisbeten çok zayıftırlar!…” (29. Mektup -9. Kısım) 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Alpaslan Açıkgenç ve Yaratılış Kongresi’nden – Iğdır

Yaratılış Kongresinden, Iğdır Yaratılış Kongresi silsilesinden yeni bir zincir Iğdır Üniversitesinde icra edildi. Yaratılış, insanın …

Kapat