Ana Sayfa / Yazarlar / Ver elini aşalım denizleri, dağları geçelim

Ver elini aşalım denizleri, dağları geçelim

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bugünki konumuz şu çoğu kardeş ve diğer insanlardan duyuyorum: Risale-i Nur okuyorum, ama anlamıyorum, çok ağır, ondan bıraktım okumayı..

Şimdi bir bahçeye girdiğimizi farz edelim, ucu bucu yok o kadar büyük ki, yüzlerce ağaç meyve var. Hepsini veya en iyisini intihap etmek istiyoruz, ama buna iktidarımız yetmez, kocaman bir bahçe çünkü, ama o güzel meyvelerden yemeden çıkmak istemiyoruz bir yandan da gözümüz doymuyor. İlk olarak şunu deriz: “yiyebildiğim kadarıyla yiyeyim sonra tekrar gelir yerim” Çünkü o güzel meyvenin tadını alırız, lezzet hissederiz, dilimiz, midemiz tekrar ister o lezzeti..

İşte Risale-i Nur bir nur deryası, ilk okuyunca anlaşılması evet müşkil, ama ruh hissesini alır lezzetlenir, kalbi ve bütün bedeni rahatlar, nurlar büyük bir nimet..

Belki ilk kitabı okuduk anlamadık, ikinci üçüncü kitab derken bir bakmışsınız külliyat bitivermiş. Bu sefer merak uyanır “yahu bu kitapta ne anlatıyordu, bir kez daha hepsini okuyayım” dersin ve yine mesela Sözler’den başlarsın. Unutma, her okuyuşunda farklı mana açılır, ikinci okuyuşta bazı ayetlerin ve hadislerin ehemmiyetini birkez daha anlarsın, “vay be! Neymiş bu kitaplar, çok derin ama helal olsun güzel eser” der pür iştiyakla devam edersin ve nihayet 2. kez bitmiştir külliyat. Ee sen doydun mu? Ben söyleyeyim, hayır doymadın kardeşim 3. defa başlarsın, bu defa da günlük okuma sayfaların artmıştır, bir de bakmışsın artık anlıyorsun yavaş yavaş, çünkü sen kendini kalben ve gönlünle ona verdin azimle anlamak istedin. 

Evet Zübeyir ağabeyin dediği gibi Risale-i Nur bin seksen defa değil yüzbin seksen defa okunsa yine az..
Ve dava ağabeyimiz Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi kardeşim sen yanmayacan ben yanmayacam O yanmayacak peki etrafı kim aydınlatacak..

Elektrikler kesilse, her taraf zifiri karanlık, 3 mum var. Desek ki “Şu değil bunu değil ve sonuncusu da değil, en iyisi yakmayalım. Karanlıkta kalırsak işimizi halledemeyiz ki. İşte bugün insanlık, imansızlık karanlığında, oku oku oku kardeşim. Ve bu davada azimle sebat et sonra durmadan hizmet hizmet diye koş, hızına yetişemesin kimseler.

Tek derdin iman olsun. Tıpkı Üstadımız gibi. Kaç yıl önce bizi dert edinmiş bu eserleri yazmış okuyalım imanımızı kurtaralım ve sonra başkalarının imanının kurtuluşuna vesile olalım diye 28 sene eza cefa çekmiş.

Hiçbirşey kolay değildir, yıllarca okul okutuluyor gayret etmezsen matematiği anlamaz doktor olamazsın veya başka bir dersi de anlamaz sınavı geçemezsen okulda kalır eline mesleğini alamazsın..

Her yol dikenlidir çilelidir, kolay değildir, sebatla devam edeceksin ki sonunda en güzel meyveyi yiyebilesin.
Haydi şimdi al eline Risaleyi oku, durma, sonra haykır davanı. Sana bana ve diğer kardeşlerin desteğine insanlığın ihtiyacı var. Bu uğurda gerekirse yanalım.
Ama yeterki etrafa nurları yayalım.
Ver elini aşalım denizleri, dağları geçelim, varalım susamış insanlığa anlatalım, haykıralım bu davayı.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Yol Dönemeçlerle Süslü

     Yokuştu ama şehrahtı, bazen de diken setleriyle, çalı barikatlarıyla kapalıydı, kesik ve aşılamaz …

Kapat