Ana Sayfa / Yazarlar / Yalan ve Yılan

Yalan ve Yılan

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yalan ve Yılan

 

Bütün felaketler ve musibetler aslan ailesinin uykuya dalması ile başladı.
Anne aslan, baba aslan ve on üç yavrusu tatlı bir uykuya daldıkları sırada tıslayarak gelen upuzun bir yılan önce baba aslanı sonra anne aslanı ve sonra da yavrularını tek tek ısırıp bütün zehrini onların vücutlarına akıttı. Zavallı aile orada, derin bir uykuya dalıp uyanmamak üzere hayatlarının sonuna ulaştılar.

Bunlardan sadece bir aslan yavrusu ısırılmaktan kurtuldu.
Yılanın gözünden kaçmış olacak ki, onu ısırmadı.
Gözlerini açtığında bütün ailesinin cansız bedenleri ile karşılaştı. Onların hallerini acı içinde seyretti. Gözyaşlarını tutamadı.
“Annem, babam, kardeşlerim” diyerek ağlamaya başladı.
Sesini fazla yükseltemiyor. Yılanın tekrar gelmesinden korkuyordu.
Orada saatlerce hıçkırıklara boğuldu.
Yılan öyle sinsi bir hayvan ki, ne ağaca çıkmak ne de suya girmek ondan kurtulmak için çare olamaz.
Tek çare uyanık kalmak. Dikkatlice etrafını izlemek.

Yılanlar ancak yakınlaşınca zarar verebilir. Dibine kadar sokulan bir yılanın sokması an meselesidir.
Uyanık olan yakınına yaklaştırmaz.
Uyku en güçlü hayvanı en güçsüz yaptığı gibi en zayıf hayvanı da onun üzerinde en güçlü duruma getirdi.
Yavru aslan bir kaç gün sonra orman hayvanlarının yanına gitti. Orada daha korkunç bir gerçekle karşılaştı.
Orman hayvanları yılanı “En büyük Aslan” ilan etmişler. Yılanın etrafı alkış tutan, dalkavukluk yapan hayvanlarla dolmuş. Herkes onun emrinde çalışıyor.
Sürekli yılanı alkışlıyor ve “En büyük Aslan” tezahüratları ile ormanı inletiyorlar.

Yavru aslan olup bitenin şokunu atlatamadan bir köstebeğin yanına yaklaştığını gördü. Köstebek O’na şöyle dedi: “Sen kendini aslan mı zannediyorsun? En büyük Aslanımız seni görürse öldürür. En iyisi bu ormanı terket.” dedi.
Yavru aslan ailesinin bütün kazanımlarının bir anda kaybolup gittiğini görünce içinden şöyle geçirdi: “Ben aslanım fakat ormanda böcek kadar kıymetim kalmamış. Kimseye görünmemem gerekiyor.”

En büyük Aslan tezahüratları ile konuşması kesilen yılan orman hayvanlarına hitaben dedi ki: “Ben en büyük Aslanım. Elbette en büyük Aslan olmak çok zor. Bütün bir orman benden soruluyor. Sizin için kendimi feda etmeye hazırım.” Alkışlar durmadan devam ediyor. Yılan kibirlendikçe kibirleniyordu.
Sonra ormanda itaatsizlik yapan hayvanlar yılanın yanına getirildi. Yılan onları ısırıp zehirleyerek öldürdü.
“Diğer hayvanlara ibret ve ders olsun” dedi.
Ağzını açıp zehrini havaya fışkırtırken şunları söyledi:
“Bu zehir değil siyah süttür. Bundan sonra kadınların göğüslerinden siyah süt akacak. Çocuklar bununla beslenip büyüyecekler.”
Hayvanlar korku içinde, daha çok seslerini yükseltip yılanı övüyorlar ve daha çok alkışlıyorlardı.
Ona zehrini daha etkili kılacak içecekler getiriliyordu. İçtikçe kendinden geçiyor, sarhoşluk ve eğlenceler ile zaman geçirip yaptığı zulümleri ve cinayetleri düşünmüyordu.
Vicdanının rahatladığını sanıyordu.
Yıllar birbirini kovaladı.
Yılanın iktidarı ormanda iyice yerleşti, güçlendi.

Bu arada yavru aslan da büyüdü.
Yetişkin bir aslana dönüştü.
Bu süre zarfında herkesten saklandı. Kimse onu fark etmedi.
Dev gövdesi, heybetli yelesi, güçlü pençeleri ile yılanın yanına gitti.
Gür sesiyle kükreyerek bütün hayvanları korkuttu.

Yılan iktidarının, uyuyan aslanların üzerinde kurulduğunu çok iyi biliyordu.
Genç aslana dedi ki: “Sinirlenme, biraz sakin ol. Şuracıkta biraz uyu. Rahatla. Kendine gel.”
Bu olayları bilen ve çoğuna şahid olan serçe kuşu aslana bağırarak dedi: “Sakın uyuma gerçek kral. Güçlü olan sensin. Gücünü gaflet karanlığına atma. Uyursan ailene yaptıklarını sana da yapar. Yılanın iktidarı uyuyan hayvanlar üzerinedir. Sen uyanık olursan sana güç yetiremez.”

Aslan serçe kuşunun nasihatını dinledi.
Gözlerini iyice açtı.
Yılana doğru yaklaştı. Bütün hayvanlar aslanın yılana ne yapacağını merak ediyorlardı. Herkes pür dikkat kesilmiş ve ormanı bir sessizlik bürümüştü.
Aslan güçlü ve büyük pençesini kaldırdı.
Tek bir vuruşla yılanı gebertti.
Hayvanlar taparcasına korktukları yılanın bu halini görünce hayrete kapıldılar.

Kötülüğün bu kadar kolay ve çabuk yok edilmesine şaşırdılar.
Genç Aslan, ailesinin öcünü aldı.
Diğer hayvanlara dönüp dedi: “Yıllarca sizi “En büyük Aslanım” diyerek kandıran yılanın hazin sonuna bakın.”
Karga şöyle dedi: “Yılanın yalan yolu, yıllarca sürse de sonunda yok olmaya mahkumdur.”
“Halk her zaman küçük yalanları ve yılanları fark eder. Ama büyük yalanları ve yılanları fark edemez.” dedi serçe kuşu.
Hayvanlar nasıl bir yalan ile yıllarca uyutulduklarını anlayınca gerçek aslana itaat ettiler. “En büyük Aslan” yalanını bırakıp “Gerçek Aslan” diye bağırıp alkış tuttular. Orman gerçek kralına kavuştu.

Hayvanlar gerçek mutluluğu tanıdılar.
İçki ve yalan üzerine kurulan sahte mutluluktan gerçek mutluluğa ulaştılar.
Artık ormanda zehir yapan içkiler içilmiyor ve yasaklanıyordu.

Masalcı Amca Abdullah

25.03.2024 Pazartesi

Abdullah ÖZTÜRK 

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Mevlid Kandili Hakkında

Mevlid Gecesi / Kandili Hakkında ! Bu yazıdan sonra alttaki başlıkları tıklayarak diğer yazılara da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !”

“CANIMI MÜSLÜMAN OLARAK AL  VE BENİ SÂLİH KİMSELER ARASINA KAT!..”   “Rabbim! Bana mülkden (bir nasib) verdin  …

Kapat