Ana Sayfa / Yazarlar / Yalnızlığımızın Sorumlusu Kim?

Yalnızlığımızın Sorumlusu Kim?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yalnızlığımızın sorumlusu kim?

 Türk edebiyatı profesörüyüm, yüksek lisansım Osmanlı dönemi çıkmış bir derginin yedi cildini taramakla geçti, çok hacimli bir dergi. Yedi yılda 350’yi aşkın sayı, ama onu beş yüz sahifelik bir yüksek lisans teziyle bitirdim. Hoca Rahmetli Orhan Okay bana demedi ama demek istemişti ki Türk edebiyatı konusunda çalışmak isteyen kişinin Osmanlıcayı çok iyi bilmesi ve hazmetmesi gerekir. Baba Tahir’in çıkardığı bu dergi batıcıların karşısında muhafazakâr bir batılılaşmayı savunan, yozlaşmadan, kopukluktan şikayetçi bir tavır dergisiydi. Arkasından doktora tezimi yaptım Nabizade Nazım Bey 1863’te doğmuş ve 93’te vefat etmiş. Lise öğretmeniydim, kazandığım bütün paraları Ankara ve İstanbul kütüphanelerinde sarfettim, elli yıllık Osmanlı dergi koleksiyonlarını taradım, uzun bir mesai harcadım. Nabizade veremden ölür, kemik vereminden, tedavi olamaz, deha derecesinde zeki ve çalışkan bu genç erkenden dünyaya veda eder. Eğer yaşasaydı büyük bir edebiyat jönü olabilirdi. İlk köy hikayesini Karababik’i yazar, Nabizade Antalya’nın Kaş ilçesinin Beymelik köyünde bir türe bölgenin topografisi üzerinde çalışırken köylünün hayatını etüd eder, ve bu hikayesini yazar. Üstelik orada kullanılan dilin bir lügatini çıkarır. Hocam rahmetli beni Osmanlıca uzmanı yaptı, Allah gani gani rahmet etsin.

Mehmet Kaplan Tanpınar’ın mektuplarını bitirme tezi olarak Zeynep Kerman Prof. Dr. hocamıza verir, o da araştırır, Osmanlıca yazar ve düşünür bir öğrenci. Hocalarım hepsi Osmanlıcayı kendi gayretleriyle yaşatmaya çalıştılar. Bin yıllık bir kültür hazinesi olan Osmanlıca bu gün mezarlıkta, ben yüksk lisans yaptırıyorum, Osmanlıca dersi yok, koymaya çalıştım, hocalar kaldırdı, beş öğrenciye bir Osmanlıca yüksek lisans tezi verdim, allem etti kallem etti, hocalarının yardımı ile tezleri  bıraktılar, lise ödevi gibi yüksek lisans çalışmaları daha rahat, vazgeçtiler. Şimdi bu işin sorumlusu olan  edebiyatçı arkadaşar bile bu bir tarihin ve kültürün hazinesi olan bir dili öğretmiyorsa nasıl bir atalarımızın tarihini ve ebebiyatını öğreneceğiz.

Doçentlik raporları yazıyorum, Osmanlıca çalışma yok, doçentlik sınavında dört yıl sözlü sınavına girdim, herşeyden sordular, neyse sonunda doçent oldum. Şimdi sözlü sınavı yok, bilgi haritası yok, beş altı makale sonra ol doçent. Doçentlerin yüzeyselliğinden ilim yaptıramıyoruz. Bunun sorumlusu kim, bir milletin mazisi ile bağını koparıp kütüphaneleri mezarlığa çevirmenin ne anlamı var, bunun sorumlusu kim?Osmanlıcayı korumakla görevli  bir ilim dalı alelacele doçent olmak için hepsini bir kenara attı. Bu kadar kısa yoldan ilim adamı yetiştiren bir üniversite nasıl nesiller arasında kültür bağını koruyacak.

Arapça, Osmanlı döneminde bir ders, idadilerde, rüştiyelerde. Şimdi Kur’an’ı anlayan yok, meallerle olmaz ki, neden, Latince ve Yunanca ne ise bizim  için de Arapça Farsca bizim için aynı kültürümüz ve dinimizden koparanlar kim, kim kim kim, gerçeklerle yüzleşmeyen bir kamuoyu ve siyaset dünyanın ortasında bin yıl islamın bayraktarlığını yapmış bir milletin çocukları kültürünün ve dininin yetimi sorumlu kim kim, eleştiri insanı yükseltir. 

Almanlar neden alfabelerini değiştirmediler, italyanlar, ingilizler, neden Shakespeare’i okuyan bir İngliliz anlıyor, ben niye Baki, Fuzuli’yi anlamıyorum, neden, suçlu kim, siz arayın bulursunuz suçlu kim?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
O “uymaz özellikler”

O "uymaz özellikler" Hayat kimi zaman hayli yorucu olabiliyor hakikaten. Yorucu, üzücü, kimi zaman da …

Kapat