Bu konuya başka bir açıdan bakarsak, insana; yaratılıp yaratılmaması değil, fakat “emanet”i kabul edip etmeyeceği sorulmuş, insan da bunu kabul etmiştir. Bu da sorunun esası olan imtihandan kaçma savunmasını bertaraf eder. Böyle bir teklifin gerçekleştiğine inanmayanlar, her şeyin ap açık ortaya çıktığı günü bekleyedursunlar. Konuyla ilgili bir yazı:
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Hepsi de onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu. İnsan ise onu yüklendi.” Ene’yi neden yüklendik, isteyerek mi yüklendik?
Öncelikle Allah, insana kaldıramayacağı yükü yüklemez; bu O’nun adalet ve şefkatinin bir gereğidir. Bu manayı teyit eden birçok ayetler de vardır, bunlardan bazıları şunlardır:
“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.” (Bakara, 2/286)
“Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez…” (Bakara, 2/185)
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Hepsi de onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu. İnsan ise onu yüklendi. Gerçekten insan çok zalim, çok cahildir.” (Ahzâb, 33/72)
Bu ayet ise insana gücü dahilinde olan sorumluluklarını mübalağa sigası ile ifade ediyor. İnsanların çoğunluğunun kendi hür iradeleri ile bu sorumluluklarını yerine getirmeyeceğini Allah ezelde bildiği için Allah insanları şiddetli bir şekilde ihtar ve ikaz ediyor. Yoksa insana kaldıramayacağı bir yükü teklif etmiyor. Bu ayetin şiddeti insanın gafletinin şiddetine binaendir. İnsanların ekserisi gafletinden dolayı bu sorumluluğu idrak edemiyor, bu sebeple Allah, insanlarını dikkatini çekmek için böyle ağır ve mübalağalı bir üslup kullanıyor.
Allah’ın emaneti bize teklif etmesi icbaridir, yani insan ile istişare edip de alınan bir karar değildir. Bu teklif işi; Allah’ın mülkündeki keyfi bir tasarrufudur. Bu sebeple insanın, Allah neden böyle bir tasarrufta bulundu diye itiraza hakkı yoktur. Zira mülk Allah’ındır, dilediği gibi tasarruf eder, kimseye de hesap verecek değildir. Lakin bu tasarrufunda yani; emanetin verilmesinde emanetin ağırlığı, adalet ve şefkatin terazisinde tartılıp, öyle insana teklif edilmiştir.
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Hepsi de onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu. İnsan ise onu yüklendi. Gerçekten insan çok zalim, çok cahildir.” (Ahzâb, 33/72)
Ayetteki emanet: Farzlar, yükümlülükler, Allah’a itaat, akıl ve düşünme kabiliyeti tarzlarında tefsir edilmiştir. Kader sırrı yani; Allah’ın takdirine razı olmaktır, diyenler de vardır. İnsana verilen benlik de emanetin bir unsurunu teşkil eder. Benlik bütün mahlûklar içinde yalnız insana verilmiştir. Eğer insandaki ene (ben) gerçek mahiyetini anlayıp Rabbine yönelmezse; dünyayı zulüm, inkâr ve şirkin dehşeti ile dolduran bir mahiyete dönüşür. Vallahü a’lem.
Sorularlaislamiyet
- Mevlid Kandili Hakkında - 14 Eylül 2024
- Mi’rac Gecesi Hakkında Yazılar, Bilgiler - 6 Şubat 2024
- Abdest İçin Uygun Bir Yer Bulamayan Kadın Teyemmüm Ederek Namazını Kılabilir mi? - 9 Ağustos 2023
- Kurban Kanını Başa/Alına, Arabaya, Eve Sürmek Doğru mudur? - 27 Haziran 2023
- Terviye ve Arefe Günü Yapılabilecek İbadetler Dualar; Sorularla Kurban İbadeti - 25 Haziran 2023
- Kurban ve Kurban Bayramı - 23 Haziran 2023
- Büyük Fırsat: Zilhicce’nin İlk On Günü; Leyali-i Aşere - 17 Haziran 2023
- Bi-iznillah (Allah’ın izniyle) Demek Şirk mi? - 1 Haziran 2023
- Rüşd ve Rüşd Yaşı - 6 Mayıs 2023
- Şevval Orucu Hakkında - 21 Nisan 2023