YEMEN’iN İSLAMLA TANIŞMASI
Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusu’nun Aden körfezine kıyısı olan Yemen, kuzeyden Suudi Arabistan, doğudan Uman ile komşudur. Bâbülmendep Boğazı ile Afrika kıtasından ayrılır. Resmî adı el-Cumhûriyyetü’l-Yemeniyye, yüzölçümü 536.869 km2, nüfusu 24.200.000 (2012), başşehri San‘a (2.300.000), diğer önemli şehirleri Aden (738.000), Taiz (592.000), Hudeyde (495.000), İb (330.000) ve Mükellâ’dır (222.000).
Yemen nüfusunu daha çok Araplar teşkil eder. Ayrıca küçük topluluklar halinde Hintliler, Pakistanlılar, Somalililer vardır. Nüfusun tamamına yakını müslümandır. Müslümanların % 70’ini Sünnîler (Şâfiî mezhebi), % 30’unu Şiîler (Ekseriyetle Zeydî, az sayıda İsmâilî) oluşturur.
Kronolojik Olarak Yemen’in İslamlaşması
Hicri/Miladi
6/627 |
|
---|---|
6/628 |
|
7/628 |
|
Peygamber Efendimiz Yemene gitti mi?
Hz. Peygamber, on iki yaşında iken ticâret için ilk olarak Ebû Tâlib ile birlikte Sûriye’ye seyahat etmiştir. İkinci ticâret seyahati, on altı yaşında iken Yemen’e olmuştur.
Sana’a’daki Ulu Camii’nin tarihine genel bir bakış
Sana’a Ulu Camii, en eski İslami camilerden biridir. Kuba ve Mescid-i Nebevi’den sonra İslam’da inşa edilen ilk mescitlerin üçüncüsü ve Yemen’de inşa edilen ilk cami olarak kabul edilir. Onun büyük sahabi Wabar bin Yahannis Al-Ansari olduğu söylendi.
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onu San’a hükümdar olarak gönderdi ve ona şöyle dedi:
(Onları îmâna davet et, eğer onunla sana itaat ederlerse sen de namaza başla, eğer onunla sana itaat ederlerse onlar için Badan bahçesinde Ghamdan’ın başındaki kayadan mescid yapılmasını emret. ve Dhin denilen dağ ona bakmaktadır.) Muhacir bin Umayyah‘ın arkadaşıdır ve cami, Sana’a Kralı (Bazan Al-Farsi) tarafından hediye edilen aslen bir bahçe olan bir yere inşa edilmiştir. Peygamber’e, Allah’ın salat ve selamı onun üzerine olsun. Allah rahmet eylesin, Mimarisi İslam’ın ilk camilerinin mimarisine uygun olarak başlangıçta sade idi,
Daha sonra bu cami birbirini izleyen İslami dönemlerde bir dizi tadilat ve yeniden inşaya tabi tutuldu. Bunlardan en önemlisi Emevî Halifesi Velid bin Abdülmelik (H. 86-96/705-715) döneminde yapılan o büyük mimari ve planlaması, etrafını saran şeffaf bir fanilik haline gelmesidir. dört sahın, öpücüğün bekçisinin en derini ve geçmişten kalmadır.İki yan revak ise üç revaktan oluşur ve antik mihrabı, tarihte yapılan ilk nişlerin başında sayılır. İslam’ın ilk günleri Cami, mevcut planlaması, mimari ve süsleme unsurlarıyla büyük önem taşıyor ve Yemen’deki İslami eski eserlerin araştırılması için temel bir temel teşkil ediyor. Birbirini takip eden İslami dönemlerde bir dizi yenileme ve yeniden inşa için; Bunlardan en önemlisi Emevî Halifesi Velid bin Abdülmelik (H. 86-96/705-715) döneminde yapılan o büyük mimari ve planlaması, etrafını saran şeffaf bir fanilik haline gelmesidir. dört sahın, öpücüğün bekçisinin en derini ve geçmişten kalmadır.İki yan revak ise üç revaktan oluşur ve antik mihrabı, tarihte yapılan ilk nişlerin başında sayılır. İslam’ın ilk günleri Cami, mevcut planlaması, mimari ve süsleme unsurlarıyla büyük önem taşıyor ve Yemen’deki İslami eski eserlerin araştırılması için temel bir temel teşkil ediyor. Birbirini takip eden İslami dönemlerde bir dizi yenileme ve yeniden inşa için; Bunlardan en önemlisi Emevî Halifesi Velid bin Abdülmelik (H. 86-96/705-715) döneminde yapılan o büyük mimari ve planlaması, etrafını saran şeffaf bir fanilik haline gelmesidir. dört sahın, öpücüğün bekçisinin en derini ve geçmişten kalmadır. İki yan revak ise üç revaktan oluşur ve antik mihrabı, tarihte yapılan ilk nişlerin başında sayılır. İslam’ın ilk günleri Cami, mevcut planlaması, mimari ve süsleme unsurlarıyla büyük önem taşıyor ve Yemen’deki İslami eski eserlerin araştırılması için temel bir temel teşkil ediyor.1; Yemen’in zaman içindeki tarihini anlatan canlı bir kayıttır.
Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen’in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e hangi tavsiyelerde bulunmuştur?
Resûl-i Ekrem Efendimizin Müslüman beldelere vâli ve zekât tahsil memurları gönderdiği sıradaydı. Bir gün sabah namazından sonra cemaata dönerek,
“İçinizden hanginiz Yemen’e gider?” buyurdu.
Hz. Ebû Bekir, “Ben giderim, yâ Resûlallah.” dedi.
Peygamber Efendimiz hiçbir cevap vermeyip sustu. Az sonra tekrar, “Hanginiz Yemen’e gider?” diye sordu.
Bu sefer Hz. Ömer ayağa kalktı, “Ben giderim, yâ Resûlallah.” dedi.
Peygamber Efendimiz, Hz. Ömer’e de cevap vermeyip sustu. Bir müddet bekledikten sonra tekrar, “İçinizden Yemen’e kim gider?” diye sordu.
Muaz bin Cebel (r.a.) kalkıp, “Ben giderim, yâ Resûlallah.” dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Ey Muaz! Bu vazife senindir.” buyurdu.
O sırada Yemen üç vâliliğe ayrılmıştı. Hz. Muaz vâliliklerin en büyüğü olan Cened vâliliğine tayin edilmişti. Orada kadılık yapacak, halka İslâmiyeti, Kur’an-ı Kerim okumayı öğretecek, Yemen ülkesinde tahsil edilen zekât ve sadakaları da vazifelilerden teslim alacaktı.
Hz. Muaz, Medine’den ayrılacağı sırada Peygamber Efendimiz ona;
“Sana hâlli için herhangi bir dava getirildiği zaman nasıl ve neye göre hüküm verirsin?” diye sordu. Hz. Muaz,
“Allah’ın kitabındaki hükümlerle hüküm veririm.” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz,
“Eğer Allah’ın kitabında onunla ilgili bir hüküm bulamazsan neye göre hüküm verirsin?” diye sordu. Hz. Muaz,
“Resûlullahın sünnetine göre hüküm veririm.” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer,
“Resûlullahın sünnetinde de onunla ilgili bir hüküm bulamazsan, ne yaparsın?” diye sordu. Hz. Muaz,
“O zaman, kendi görüşüme göre içtihad eder, hüküm veririm.” dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bundan son derece memnun oldu. Bu memnuniyetini şöyle ifade etti:
“Allah’a hamdolsun ki, Resûlullahın elçisini, Resûlullahın razı olduğu şeye muvaffak kıldı.”1
Yola çıkacağı sırada ise Peygamber Efendimiz, Hz. Muaz’a şu emir ve tavsiyelerde bulundu:
“Sen Ehl-i kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah’a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et. Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah’ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma!”
“Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur.”2
Bu sırada Muaz bin Cebel Hazretleri de Efendimizden bazı tavsiyelerde bulunmasını istedi, “Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun.” diye ricada bulundu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah’tan kork!” buyurdu.
Hz. Muaz, “Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyelerde bulun.” dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, “Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!”
Hz. Muaz, “Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerini arttır.” diye dileğini tekrarladı.
Peygamber Efendimiz, “İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!” buyurdu.3
Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ile beraberinde gönderdiği Ebû Mûsa el-Eşarî’yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu:
“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!”4
Dipnorlar:
1. Tabakât, 3:584; Müsned, 5:230; ibn-i Kesîr, Sîre, 4:199.
2. Müsned, 1:233; Buharî, 3:73; Müslim, 1:150; Tirmizî, 3:21.
3. İbn-i Kesîr, Sîre, 4:194-195.
4. Buharî, 3:72.
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024