Ana Sayfa / Yazarlar / Yeni FETÖ’lerin Önünü Almak…

Yeni FETÖ’lerin Önünü Almak…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

“Cümlenin maksudu bir amma rivâyat muhtelif.”

Herkesçe bilinen “sağırlar diyalog”u fıkrası asıl maksadımı ifade etmiyor ama yine de hatırlatmadan edemeyeceğim.

“İşitme özürlü” iki arkadaş, sakin bir mahalde karşılaşıyorlar.

Biri diğerine “Nasılsın?” diye soruyor. Diğeriyse havanın ne güzel olduğu şeklinde cevap veriyor. Baştaki arkadaş bu sefer “ Yaptığım kahvaltı pek lezizdi.” diyor. Diğeri atılıyor hemen: “ Sahi, sen benim halimi, hatırımı sormadıydın.” Arkadaşı durur mu? “ Ha, öyle mi? Ben de senin, halimi sorduğunu sanmıştım.”

“Ha Ali Veli, ha Veli Ali…” meseli belki maksada daha uygun. Misaller çoğaltılabilir.

Halk arasındaki şekli daha kısa ve değişik ibareli olan “fıkra”yı hatırlatmamın sebebi şu:

15 Temmuz ihanet girişimindeki katliam emri ve icrasıyla; bağımsız “yargı” tarafından isimlendirilen FETÖ’nün darbe teşebbüsüne adım adım yaklaşırken köşe taşlarının neler olduğu hususundaki tespit ve teşhislerin hemen hemen hepsine katılıyorum. Asıl sebep insanımızdaki cehalet ve “açgözlülük” idi…

F. Gülen darbe arkasında olup olmadığını soran yabancı gazeteciye verdiği red cevabında bile darbe teşvikçisi olduğunu itiraf ediyordu. “ (Milletin tankların karşısına dikilecek kadar şehadet aşkıyla dolu, onlarla beraber olduğunu diyen ve gösteren Liderlerinin şehadeti göze alacak kadar dik duracaklarını tahmin etmediğinden diyor) Ben böyle acemice bir darbe girişimi ardında olamam.[ Demek başarılı olsaydı kabul edecekti.] Daha 20 yaşında iken hükumeti devirmeyi planlamış birine böyle soru sorulmaz!”

Bu hazırlık için önce kadrolaşıp, ardından devlete sızma teşebbüsünü gizlemek için, “Her sakala ayrı tarak vurmak” deyimini aratacak bir takiyye anlayışıyla hareket etmişler; bu da doğru…

Bu sızma hareketi için de pek çok müesseseyi yanlarına alma gayesiyle; Anadolu’nun saf gönüllü insanlarına karşı “her türlü mukaddesi” istismar ettiler; o da kabul…

“Ümmet-i icabe” olan İslâm Âlemi’ni avlamak için önce Türkiye’yi elde etmeleri gerektiğini biliyorlardı. “ Üç yüz kişilik zındıka komitesi” ve CIA onlara bu misyonu vermişti çünkü. Bu da kabulümüzde…

İstismar ve takiyye idi en büyük silahları…

İstismarın en âzamı İslâm ve Onun “Tercüman ve mübelliği” Resul-ü Ekrem(ASM) idi. FETÖ başının vaaz denen “ucube” konuşmalarında “ Efendimiz”den –çok zaman ism-i pâkini zikretmeden- bahsetmesi; hem ağlayıp hem ağlatarak Hatemü’l-Enbiya Muhammed-i Arabî(ASM.)ın ruhaniyatının o meclise geldiğini beyanı; FETÖ’ye eleman kazandıran yurt-kurs-okul gibi “mekân”larına Resul-ü Kibriya(ASM.)nın “teşrif ettiğini” ve “Türkçe Olimpiyatları” denen milli hassasiyetlere sahip insanları avlayıcı “etkinliklerine” Hazret-i Peygamber(ASM)nin geldiğini savunmaları, kimi dizilerde Resulallah (ASM)nin ruhaniyatını cemse ya da kamyon kasasına “indirmeleri” bu istismarın en açık misalleri. ( Diğer yandan da Vatikan ağzıyla “Resulullahsız İslam” iddiaları FETÖ’nün diğer yüzünü gösteriyor.)

Burada biraz saded haricine çıkayım:

FETÖ’yü destekleyen; ya da şöyle diyeyim, “onlardan görünmese” de “Sebep olan YAPAN gibidir” İslâmî kaidesi sırrınca kimilerinin yaptıkları TAKİYYE, istismardan sonraki en büyük aldatmacalarıydı.

Üstad Bediüzzaman’ın “En büyük hile hilesizliktir” ve “Biz ki HAKİKİ Müslümanız; aldanırız ama aldatmayız.” beyanları Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaat’ın itikad düsturlarından biridir. Sulh ve İslâm cemiyeti dahilinde takiyye yoktur bizde, ancak “ Harp hiledir” Hadis’i hükmünce savaş zamanında, o da karşı orduyu aldatmak için caizdir.

Şu ihtirazi kaydı koyalım yalnız; “…aldanırız ama aldatmayız.” tabiri, “farz-ımuhal aldatılsak bile BİZ YİNE DE ALDATMAYIZ.” demektir. Yoksa “ Mü’min bir ısırıldığı delikten bir daha ısırılmaz.” Hadisi meseleyi bedahatla izahtadır.

Tv’deki bir canlı yayında, İran’da birkaç yıl kaldığını söyleyen bir ilim adamı, “Bu Fetö yapılanmasının yaptığı takiyyeyi ben, İran’da bile görmedim.” diyordu. Böyle bir gizlilik-takiyye ancak niyeti dünya olan “ ehl-i dünya”ya mahsustur; “siyasetvari mefkureler sahibi” bir gizli örgütte ancak bulunabilir.

Mesele daha da açılabilir ama yazı sınırları içinde kalma mesuliyetini duymam, maalesef kalem hızımı azaltıyor. “ Arife işaret kafidir” kaidesiyle zihninize havale ediyorum.

FETÖ’nün hain darbe girişiminin temelinin neler olduğunu diyenlerin teşhisleri tomar tomar ve hepsi de az çok haklı. Gizlilik, siyasi kaygılar, halkımızdaki ve dini gruplardaki dünyevileşme, kimilerinde mevki ve menfaata ulaşmadaki kolaycılık, tek parti zihniyetinin boş bıraktığı dinî sahayı doldurma iştiyakı, milletimizdeki “ en büyük cinayeti işleyenleri de alicenabane affetmesi”….

Bunların ve diğer teşhislerin hepsine az çok iştirak etmekle beraber meselenin özünü teşkil eden “batıl itikad”ı yaygınlaştırmak için hususi bir gayretle yapılan cahilleştirme operasyonlarını görüyorum.
Bu hal izale edilip, “millet” hoca, şeyh, vekil gibi kişiliklere mutlak itimatsızlaştırılıp, kaynaklara yönlendirilmelidir.

mcafee lisans satın al

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Görebiliyor muyuz?

İman etmeyen insan derin bir gaflet içindedir; algıları ve şuuru, etrafındaki sayısız yaratılış gerçeğini fark …

Kapat