Ana Sayfa / Yazarlar / Yeni Türkiye’nin Başbakanı ve Tevazu / M.Nuri BİNGÖL

Yeni Türkiye’nin Başbakanı ve Tevazu / M.Nuri BİNGÖL

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Mehmet Nuri BİNGÖL

mneminler5@mynet.com

YENİ TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI VE TEVAZU

Bediüzzaman Said Nursî’nin fikri ve içtimai hayatı ve mücadelesi İslâm Dünya’sının bu asır içinde geçirdiği değişik safhaların bir model şahsın hayatına aksetmiş hali gibidir.

Bütün siyasî, ekonomik ve kültürel bunalımlarına rağmen İslâm dünyası yeni bir medeniyet açılımının eşiğindedir. Bu yeni ve çetin dönemde, İslâm Dünyasının bir asır içinde yaşadığı safhaları bir model şahsiyet olarak hisseden ve yaşayan Bediüzzaman’ın mesajlarına, düşmanlarının dahi saygı duyduğu izzetli tavrına ve “Evet ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm’ın sadası olacaktır” diyen gür sesine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.”

Bu ve benzeri satırların bulunduğu “Bediüzzaman ve 20. Yüzyılda İslam Dünyasının Siyasası” başlıklı tebliğ sahibi Muhterem Davutoğlu şimdi başbakanımız…

Muhterem Başbakanın şimdiye kadar en beğendiğim insani vasfı “tevazuu”. Henüz Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan edilmeden önce Genelbaşkanlık için adının geçtiğini söyleyen gazeteciye verdiği cevabı çok insan hatırlıyordur.

Ben Dışişleri bakanıyım. Bana verilen görevi en iyi bir şekilde yapmaktan başka bir şey düşünmüyorum. Bütün makamlar gibi burası de bir makam değil hizmet etme yeridir. Asıl görevimden başka bir şey düşünemem bile.”

Halbuki o sıralarda yapılan kamuoyu anketlerinde Genelbaşkan adayı olarak desteği %75 çıkıyordu. Parti içi dengelerinde önde hep onun adı vardı.

Kongre günü barkovizyondan takip ettim gelişini. Salona girdikten sonra kısa bir selamlamadan sonra kendisine ayrılan yerine oturdu. Bunu tarihteki “muzaffer” komutanların tevazuuna benzettim nedense… Her büyük fetihten sonraki fatihlerin secdeye varmasına. Zaten o da Kongre salonundan sonra öyle yapmış.

Kendisini yıllar öncesinden tanıdığım Ahmed Davudoğlu (bilerek d’li yazdım) benim de derinden yaşadığım bu özlemi gideren, ümitlerimi yeşerten ‘kutlu bir neslin’ parlak bir temsilcisidir.

Bir İmam Hatipli’nin cumhurbaşkanı, bir Davudoğlu’nun başbakan olduğu bir Türkiye neye inanır, nasıl yaşarlarsa yaşasınlar evrensel insani değerlerde ortak olan insanımızın endişeye katılmasına gerek bulunmayan bir yeni Türkiye’ye büyük bir kapı açacaklardır.

Onlara yolunuz açık olsun derken bu kapıdan girmemek için direnenlere Allah’tan hidayet dilerim.” şeklinde yazan Hayreddin Karaman yazarımız ne kadar haklı.

İlk grup toplantısındaki konuşması ve teşkil ettiği bakanlar kurulundaki isimler –eminim ki- Erdoğan’a da “Partiyi tam ehil birine teslim etmişim” dedirtmiştir.

”Bugün dünya barış günü. Bir eşrefi mahlukat olan insaoğlu yaşaması için özgürlük gerekir. 1 Eylül Uşak’ın kurtuluşu o gün Türkiye Cuhmuriyeti’nin müjdeleyicisi olmuştur. İstiklalimizi daim eylesin.

Bugün itibariyle istiklalimizin teminatı AK Parti’dir. 30 yıllık kardeş kavgasına AK Parti son vermiştir. Hiçbir kuvvet bu ülkeyi mezhebi olarak ayırmayacaktır. Biz İstiklal bilincini korumaya kararlıyız. Sadece iç barışı değil çevremizdeki barışı da düşünüyoruz.

Ortadoğu, Kafkaslar ateş halinde. Bu ateş çemberinin ortasında bir barış adası var. Bu barış yolundan asla geri dönmeyeceğiz. Türkiye uluslararası barışın da elinden geleni yapacaktır. Tarihten aldığı mirasla geleceğe yürümeliyiz.

”ABDULLAH GÜL’E TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Yemekte bir dost ülkenin Cuhmurbaşkanı bana şöyle dedi “Ben Türkiye’nin Afrika’da bu kadar etkin olduğunu bilmiyordum” 11. Cuhmurbaşkanımız Abdullah Gül’e verdiği demokrasi mücadelesi için teşekkkür ediyorum.

2007’de Cumhurbaşkanlığı seçiminde neler yaşandığını biliyoruz. O gün AK Parti kadroları kaya gibi dimdik durmasa bugünleri göremezdik. E-Muhtıralar verildi. İçimizden bazıları da bunlara uydu. İçerideki vesayetçilere ve onların dışarıdaki işbirlikçilere bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz.

İstişarelerin sonunda bendenizi bu makama layık gördüler. Zatıma gösterilen bu teveccüh için teşekkür ediyorum. O günden bugüne gece ve gündüz bu sorumluluğu yerine getirebilmek için Rabbim’e dua ediyorum. Bu sorumluluğu tek başıma değil kollektif bir akılla, kollektif bir mücadeleyle hep beraber taşıyacağız.

”AK PARTİ DÖNEMSEL BİR PARTİ DEĞİLDİR”

Birliğimizi nasıl koruduysak bundan sonra da sürekliliğimizi devam edecek. AK Parti dönemsel bir parti değildir. AK Parti tarihten aldığı mirasla geleceğe hiç durmadan yürüyeceğiz. 9 milyon üyemiz var. Sadece üyelerimizle Türkiye’nin en büyük partisiyiz. 21 milyon seçmenle Türkiye’de en geniş aileyi oluşturan biziz.

Savaş hariç Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmeyeceğini söyledi. Bu nasıl bir demokrasidir. Halk seçimi yapmış, onurla sandık başına gitmiş, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmuş Sayın Kılıçdaroğlu konuşsa ne yazar, konuşmasa ne yazar..

Kitap düşmanlarına bunu da izah etmek lazım. Tıpış tıpış konuşacaksın demem ama öyle veya böyle konuşacak. Zamanla göreceksiniz.. Bizim meselemiz herhangi bir polemik yapma meselesi değil. Saygısızlık eğer, kitaba, Cumhurbaşkanlığı makamına  olmasaydı susardık ama bunun karşısında susmak adaletsizliktir. Ak Parti’ye susmak yakışmaz. “

4+4+4 tartışmalarında sayın Nabi Avcı’nın kafasına selefot atmışlardı. CHP’nin içinde ikna odalarını kuranlar var, keşke okuma odaları kursalardı. Bu şahsa ceza olarak 24 saat bir sahafta durma cezası verilsin. Kitap kokusu şifadır. Ben hiçbir zaman kitapsız bir odada uyumadım.”

Meslek ve meşrebimizle alakalı çok husus yazıldı, çizildi. Muhterem kalem erbabı dost ve refiklerimizle “ Nur Mesleği”nin bu kadronun “haklı tarafları”na “nokta-yı istinad” olma vazifemizi – tekrar- hatırlayarak mevcut hükumetimizi tebrik ediyor, Allah’tan muvaffakıyetler vermesini niyaz ediyorum.

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
İbadetle Denenmek / Fatma Bayram

İbadetle Denenmek İbadetler içinde oruç teslimiyetin en deruni olanıdır. Çünkü oruç açlık ve susuzluk değildir. …

Kapat