Ana Sayfa / Uncategorized / Yolcular / Ubeydullah GARİB

Yolcular / Ubeydullah GARİB

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

KABARCIK

Ubeydullah GARİB

Yolcular

Hak yolcuları, hac yolcuları gibidir.

Hepsi mukaddes bir maksada yürürler.

Hac yolcularının hedefi mukaddes Kabe’ye erişmektir.

Bütün yolcular birbirlerinden razıdır.

Kimse kimsenin kalbini incitmemeye çalışır.

Bir kafile, diğer kafileyi tenkit etmez.

Eksik aramaz.

Ayıplamaz.

Her an affa hazırdır.

Benim güzergahım iyi, seninki kötü” dedikodusuna düşmez.

Biri herhangi bir zorlukla karşılaşsa diğerleri hemen o kafilenin yardımına koşar.

Bir kafile diğer bir kafileye, hiçbir zaman:

Siz bu yolculuğa layık değilsiniz, en iyi kafile biziz!”

Çok hatalı yolculuk yapıyorsunuz, böyle yolculuk olmaz, en iyisi geri dönün!”

Keşke bu yolculuğa hiç çıkmasaydınız!” demez.

Aksine bütün kafileler, büyük zorluklara rağmen böylesi mukaddes bir yolculuğa çıkabildikleri için birbirlerini tebrik ederler.

Bu yolculuğu kendilerine ikram eden Allah’a gönülden teşekkür ederler.

Birbirlerine dua ederler.

Hak yolcularının da durumu bundan farklı değildir.

Onlar da birbirlerinin varlığından memnundurlar.

Hakk’a giden yolda yalnız başına kalmadıklarına sevinirler.

Bir hizmet kafilesi diğerini asla küçük görmez.

Tenkit etmez.

Eksik aramaz.

Kusurunu görmezlikten gelir.

Hizmetini beğenmezlik etmez.

Birbirlerini ancak dua etmek, yardımcı olmak için anarlar.

Biricik gayeleri Allah’ın rızasına erişmektir.

Allah’ın rızasının da başarılı veya çok görünmelerine bağlı olmadığını bilirler. Çünkü Bazı peygamberlerin hiç ümmetleri olmadığını, hatta Hz. İsa gibi bir büyük peygambere hayattayken sadece on bir kişinin iman ettiğini bilirler.

Hz. Nuh’un bin seneye yakın canla başla sürdürdüğü peygamberlik görevi sonunda, kendisine 70-80 kişinin iman ettiğini hatırlarlar.

Asıl görevlerinin başarmak değil sadece hizmet olduğuna inanırlar.

Başarının kendi ellerinde olmadığını, Allah’ın ihsanı olduğunu bildikleri için de ümitsizliğe düşmezler. Sadece onun yardımına layık olabilmek için dua ederler.

Kendi üzerlerine düşen görevin samimi gayret olduğun bilir, onda kusur etmemeye dikkat ederler.

Sık sık niyetlerini gözden geçirirler.

Niyetlerine zerre miktar nefsin hissesinin karışmış olması ihtimaline karşı titrerler.

Ara ara;

Önde görünmek arzum var mı?”

Herkes benim hizmetimden söz etsin mi istiyorum?”

Muvaffakiyetli hizmetlerden bahsedilirken adımın bir şekilde geçmesi hoşuma gidiyor mu?” diye kendilerini sorguya çekerler.

Dünyevi beklentilerin uhrevi ücretleri kaybetmeye yol açtığının farkındadırlar.

Bütün yaptıklarının hiçe dönmesinden ödleri kopar

Hak yolcuları bu sebeple daima:

Ey bütün kalpler ve nefisler elinde olan Rabbimiz!”

Kalplerimizi sadece sana çevir!”

Göz açıp kapayıncaya kadar bizi nefsimizin eline bırakma!”

Maksadımız yalnız sen ol” duasını dillerinden düşürmezler.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Mehmet Âkif’in Torunu Kastamonu’da

KIYMETLİ ZİYARETÇİLERİMİZ, YAZARIMIZ ERDAL ARSLAN BEY'İN YOĞUN ÇABALARI NETİCESİNDE İNŞAALLAH ŞEHRİMİZDE GERÇEKLEŞECEK GÜZEL BİR FAALİYETTEN …

Kapat