“ZULMEDENLERE
EN KÜÇÜK BİR MEYİL GÖSTERMEYİN;
YOKSA CEHENNEM ATEŞİ SİZE DE DOKUNUR!..” (Hûd,113)
“Evet, hak ve hakikat ve din ve adalet hesabına olmadığına
ve belki inat ve asabiyet-i milliye ve menfaat-i cinsiye
ve nefsin enaniyetine dayanan,
dünyada emsali vuku bulmayan gaddarâne bir zulüm hesabına olduğuna
kat’î bir delil şudur ki:
Bin mâsum çoluk çocuk, ihtiyar, hasta bulunan bir yerde,
bir iki düşman askeri bulunmak bahanesiyle bombalarla onları mahvetmek;
ve tabakat-ı beşer cereyanları içinde, burjuvaların en dehşetli müstebitleri ve sosyalistlerin
ve bolşeviklerin en müfritleri olan anarşistlerle ittifak etmek;
ve binler, milyonlar mâsumların kanlarını heder etmek
ve bütün insanlara zarar olan bu harbi idâme ve sulhu reddetmektir.
İşte böyle hiçbir kanun-u adalete ve insaniyete ve hiçbir düstur-u hakikate
ve hukuka muvafık gelmeyen boğuşmalardan,
elbette âlem-i İslâm ve Kur’ân teberrî eder, -o durumlardan uzaktır.-
Yardımcılıklarına tenezzül edip tezellül etmez –alçalmaz-.
Çünkü onlarda öyle dehşetli bir firavunluk, bir hodgâmlık hükmediyor;
değil Kur’ân’a,
İslâm’a yardım,
belki kendine tâbi ve âlet etmekle elini uzatır.
Öyle zâlimlerin kılıçlarına dayanmak,
hakkaniyet-i Kur’âniye elbette tenezzül etmez.
Ve milyonlarla mâsumların kanıyla yoğrulmuş bir kuvvet yerine,
Hâlık-ı Kâinatın Kudret ve Rahmetine dayanmak, ehl-i Kur’ân’a farz ve vaciptir.
Gerçi zındıka ve dinsizlik
o boğuşanların birisine dayanıp ehl-i diyaneti ezer…
O zındıkanın tazyikinden kurtulmak,
onun aksi cereyanına taraftar olmak bir çaredir.
Fakat şimdiye kadar o taraftarlık bir menfaat vermeyerek çok zararları dokunmuş.
Hem zındıka, nifak hasiyetiyle her tarafa döner.
Senin dostunu kendine dost edip sana düşman eder…
Senin taraftarlık cihetiyle kazandığın günahlar,
fâidesiz boynunda kalır!..
Risale-i Nur şakirtlerinin vazifeleri iman olduğundan,
hayat meseleleri onları çok alâkadar etmez ve merakla baktırmaz!..”
(Kastamonu lhk.)
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024